İYİ Parti Bursa İl Başkanı Selçuk Türkoğlu, beraberindeki parti yöneticileri ve teşkilat mensuplarıyla birlikte, Görükle’deki Mübadele Evi’nde, Balkan göçmenlerine hakaret eden Akçakoca Müftüsü’nü protesto etti.
Selanik’in Türk insanına 500 yıllık hükmedilen büyük bir coğrafyayı, Atatürk’ü ve Cumhuriyeti hatırlattığını belirten Türkoğlu, “Ey gafil Müftü. Senin asıl emelinin karanlık bir rejim olduğunu çok iyi biliriz biz” dedi.
Konuyla ilgili açıklamada bulunan Selçuk Türkoğlu, şunları söyledi; “Değerli Bursalılar; öz be öz Türk olan sevgili mübadil kardeşlerimiz. Türk ve Müslüman oldukları için Selanik’ten sürgün edilen kardeşlerimize hakaret eden Akçakoca’nın hadsiz Müftüsü’ne tepkimizi göstermek amacıyla hep birlikte buradayız.
O Selanik ki; 1430 yılında Osmanlı Padişahı II. Murat tarafından fethedildi ve o yüzyıl boyunca kente Anadolu’dan gelen çok sayıda Türk yerleşti. İşte o hadsiz Müftü; Türklerin, o kadim şehri tam 500 yıla yakın süre boyunca Avrupa’nın içinde bir Türk şehri olarak kanlarıyla, canlarıyla savunup ayakta tuttuğundan habersiz olduğu için ağzından çıkanı kulağı duymuyor.
Ama şunu çok iyi biliyor o Akçakoca Müftüsü; Selanik adı ona, o bir türlü içine sindiremediği Cumhuriyeti hatırlatıyor. Selanik adı ona, muasır medeniyeti hedefleyen, çağdaş Türk devrimlerini hatırlatıyor. Selanik adı ona hak, hukuk, adalet ve özgürlükleri hatırlatıyor. Kısacası Selanik adı ona her gece rüyalarına giren kabusu hatırlatıyor. Ve o Selanik adı Türk Milletine asla bir başka ülkeyi değil, Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü hatırlatıyor.
9 Kasım 1912’de, Balkan Savaşları sonunda Yunanlıların eline geçen Selanik’teki Türk soydaşlarımız, 1924 nüfus mübadelesiyle birlikte, Anavatanları Türkiye’ye göç etmek zorunda kaldılar. Onların yerleri yurtları da Anadolu’dan gelen Rum göçmenler tarafından sahiplenildi.
Yaaa hem cahil, hem hadsiz Müftü Efendi; Gazi Mustafa Kemal Atatürk, işte böylesine anlamlı bir kent olan Selanik’te doğdu ve yıllar sonra bütün Türklerin sığındığı tek vatan olan Anadolu’yu düşman işgalinden kurtararak, yepyeni bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin anlı şanlı kurucusu oldu.
O Atatürk ki; 10. Yıl Nutku’nda, ‘Keşke Selanik’i de misak-ı milli sınırları içerisine alabilseydik’ diyerek o güzelim Selanik şehrinin Türkler için önemini vurgulayarak gözyaşı döküyordu. Senin asıl derdinin Atatürk, senin asıl kavganın Cumhuriyet ve senin asıl emelinin Karanlık bir rejim olduğunu çok iyi biliriz biz.
Sen ve senin gibiler için üzgünüz ey gafil Müftü. Siz ve sizin gibiler hatırlar mı bilmem ‘suyun öte tarafı’ diyerek akılları sıra aşağılamaya çalıştıkları yerler, bir Türk’ün vatan toprağıdır. Türk’ün şehit kanıyla sulanmış vatan topraklarıdır.
Hatırlarlar mı bilmiyorum; Nnovi Pazar’dan, Kosova’dan, Üsküp’ten Çanakkale’ye giden binlerce Balkanlı ve suyun öte tarafının kahramanı geri dönmedi, şehit oldular. Onlar da suyun öte tarafındandı ve Balkanlıydı hatırlarlar mı bilmiyorum.
‘Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak’ mısraıyla başlayan milli marşımızın yazarı Mehmet Akif de suyun öte tarafındandı ve Balkanlıydı, hatırlarlar mı bilmiyorum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sıkça kullandığı ‘Ne harâbiyim, ne harâbâtiyim, kökü mâzide olan âtiyim’ sözü var ya hani, Yahya Kemal’e aitti ve o da suyun öte tarafındandı, hatırlarlar mı bilmiyorum.
İzmir’i işgal eden ve seçme askerlerden oluşmuş Yunan efzon alayı işgal askerine Kordonboyu’nda ilk kurşunu atan gazeteci ve yazar Hasan Tahsin de suyun öte tarafındandı ve Balkanlıydı, hatırlarlar mı bilmiyorum.
Bugün belki kendilerinin bile kullandığı (eski harfleri okuyabiliyorlar ise eğer) ellerindeki dört başı mamur Türkçe lügatin yani kâmus-u Türki’nin müellifi Şemsettin Sami de suyun öte tarafındandı ve Balkanlıydı.
İlk dünya güreş şampiyonumuz Kara Ahmet, 1911’de 32 günde 43 müsabaka yapan ve cihan şampiyonu ilan edilen Kurtdereli de ve tabii Koca Yusuf pehlivan da suyun öte tarafındandı ve Balkanlıydı.
Ve hatırlarlar mı bilmiyorum; İstanbul işgal edildiğinde, sokaklarında İngiliz askerleri devriye gezerken, düşman gemileri sarayın önünde demirlediğinde, Anadolu’ya geçerek Kurtuluş Savaşı’nı başlatan ve bugün gazete köşelerinizden saldırdığınız Gazi Mustafa Kemal Atatürk de suyun öte tarafındandı ve Balkanlıydı.
Bugün sahip olduklarınızı kanlarına, emeklerine, cesaretlerine, vatanseverliklerine, kahramanlıklarına borçlu olduğunuz yüzlerce, binlerce isim Türk’ün hafızasındadır, Türk’ün hafızasında olanın, sizin Ortadoğulu hafızalarınızda olmaması sizin için bir aidiyet problemidir.
Bilesin ki; İlelebet payidar kalacak olan Türkiye Cumhuriyeti’nin en güçlü çimentosudur öz be öz Türk olan mübadil kardeşlerimiz.
Bilesin ki; Bu ülke, bu vatan, bu topraklar ve bu şanlı Cumhuriyet için onlar dimdik ayakta durmaya devam ettikçe, sen ve senin gibiler her daim hak ettikleri akıbete mahkum olacaklardır. Ne mutlu memleket sevdalısı mübadil kardeşlerimize, ne mutlu Türküm diyene”