AK Parti Bursa Milletvekili ve TBMM Mili Savunma Komisyonu Başkan Vekili Refik Özen, kabul edilen 2021 bütçesinin, daha önceki AK Parti bütçeleri gibi “milletin bütçesi” olduğunu söyledi.
Yoğun bir bütçe maratonunu geride bıraktıklarını söyleyen AK Parti Bursa Millet Vekili Refik Özen, “2021 yılı merkezi bütçe teklifimiz kabul edildi. Ülkemize ve milletimize hayırlı olsun. Bu AK Parti dönemlerinde hazırlanan 19. bütçe. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde ise 3. Bütçe” değerlendirmesinde bulundu.
2020 yılında yaşanan salgının bütün dünyayı olduğu gibi Türkiye’yi de etkilediğini aktaran Özen, “Aldığımız tedbirlerle vermiş olduğumuz desteklerle bu salgın sürecinden en az hasarla çıkan ülke olacağımız iddiasındaydık. Özellikle 3. çeyrekteki büyüme rakamları 2020 yılını pozitif bir şekilde kapatacağımızı gösteriyor. OECD’nin Eylül ayında açıklamış olduğu rakamlarda Çin, Güney Kore ve Türkiye’nin bu süreçten en hızlı toparlanacak ülkeler arasında yer almış olması bizim bu iddiamızın ne kadar doğru ve gerçek olduğunun göstergesidir. Biz ekonomik sıkıntıları en kısa zamanda atlatacağız. Sağlık altyapımızda elde ettiğimiz kazanımlar, tüm Türkiye’de halkımızın bu süreçte ki gerek testlerin gerek tedavilerin ücretsiz olarak yapılması anlamında birçok dünya ülkesinin takdirini kazanmış durumundayız. İnşallah aşının gelmesiyle birlikte ‘Tamam’ diye ifade ettiğimiz bu kurallara halkımızın çok dikkatli bir şekilde dikkat etmesiyle bu süreci daha kısa sürede atlatmayı ümit ediyoruz” diye konuştu.
2021’İ FIRSAT YILI OLARAK GÖRÜYORUM
Hazırladıkları bütçelerde eğitimin ve sağlığın aldığı payın çok önemli olduğunu belirten Refik Özen, şunları söyledi: “Önceki dönemlerde savunma bütçeleri ön plandaydı Türkiye’de. Ama son dönemlerde eğitime, sosyal desteklere ve sağlık hizmetlerine ayırdığımız pay hep ön planda oldu. 2021 yılı bütçesinde de yine aynı şekilde tekrarlıyor. Bu bütçe milletin bütçesidir. Pandeminin etkilerinin azalmasıyla birlikte 2021 yılını ben bir fırsat olarak görüyorum. Sanayiyle de iç içeyiz. Şuan otomotiv sektöründe pozitif bir ilerleme var. İnşallah tekstil ve diğer alanlarla birlikte bunu daha üst seviyeye getirmeyi arzuluyoruz. AK Parti dönemlerinde Bursa gerçekten çok önemli hizmetler aldı almaya da devam ediyor. Hem yerelde hem genelde baktığımızda ortaya koyduğumuz çalışmalarla bunu net bir şekilde halkımızın gördüğünü düşünüyorum. Girdiğimiz her seçimde halkımızın bize duyduğu bu güven birinci parti olarak da çıkmamıza vesile oldu. AK Parti’nin elindeki en büyük şehir Bursa. Bu yüzden ayrı bir anlamı var. Bugüne kadar ortaya konan çalışmaları bundan sonraki süreçte de milletvekili arkadaşlarımızla birlikte Bursa’nın hak ettiği yatırımları alması için elimizden gelen tüm gayreti ortaya koyuyoruz” ifadelerinde bulundu.
TERÖRLE MÜCADELEDE ETKİNLİĞİMİZ ARTTI
Konuşmalarında, bütçede savunma sanayinin aldığı payın azalmasının sebeplerine değinen Refik Özen, “Bütçedeki savunma sanayinin payın azalmasının iki önemli nedeni var. Birincisi savunma sanayinde ki yüzde 70’lere varan bir yerlilik oranı. Bu bizim için önemli bir kazanımdı. Hem ekonomik anlamda hem de dışa bağımlılığının azalması bağımsız Türkiye olmamız açısından önemli bir adımdı. Özellikle teknolojik yatırımlar daha etkin bir savunma sanayinin devreye girmesi, oradaki giderlerinin azalmasına yol açtı. Türkiye bu anlamda gerçek bir destan yazıyor. Birçok alanda bunu gördük. Terörle mücadelede etkinliğimizi artıran unsurlardandı. İhracat rakamlarında da bunu net bir şekilde görebiliyoruz. Yaklaşık 3 milyar doları geçen bir ihracat rakamı söz konusu” görüşünü aktardı.
ABD’nin Türkiye’ye uyguladığı yaptırıma da değinen Özen, şöyle devam etti: “ABD’nin S400’ü bahane ederek yaptırım uygulamalarını doğru bulmadığımızı ifade ediyoruz, etmeye de devam edeceğiz. Çünkü tutarlı bir davranış olarak görmüyoruz. Hem NATO’nun müttefiki olarak hem de stratejik ortak olarak gördüğümüz ABD’nin hukuki ve uluslararası ilişkiler anlamında yeri olmayan bu kararın mantıklı bir izahını yapmak da mümkün değil. Burada asıl konu kendi ayakları üstünde duran bir Türkiye’nin olması, savunma sanayinde güçlenen bir Türkiye olması. Bölgesinde coğrafyasında hâkim güç olan bir Türkiye’nin var olması, oyunbozan bir Türkiye’nin var olması. Bunlar aslında S400 kararının arkasında yatan temel etmenlerdir”