Eğitimde camiasında başarılı eğitimcilerin hakları yenmeye devam ediliyor. Peki bu hakları kim yiyor? Tabi ki kendini bilmez siyasiler ve yalaka eğitimciler!
Bu yapılırken siyasilerin amacı ‘bizden olsun’, yalakaların amacı ise ‘koltuk benim olsun’.
Yahu müdürün, öğretmenin o sendikadan, bu sendikadan olmasına değil de, başarılı olup olmadığına bakmayı ne zaman öğreneceksiniz ve bu hak yemeyi ne zaman bırakacaksınız ey siyasiler.
Peki siz sendika değiştirip koltuk kapma sevdasında olan ey yalaka eğitimciler, ya siz ne zaman öğreneceksiniz siyaset değil de eğitimcilik yapmayı. Ne zaman bırakacaksınız koltuk uğruna sendika değiştirmeyi, siyasi parti kongrelerinde gezip ardından haksız yere bir yerlere gelmeyi!
Bırakamazsınız değil mi, çünkü sizin derdiniz çocuklarımızın geleceğine ve eğitimine katkı sağlamak değil, hak yiyerek bir yerlere gelip hak etmediğiniz saygıyı görmek.
Kendi adıma şunu söyleyebilirim ki, eğitimcilere saygım sonsuz ama sizin gibi yalakalara gösterecek saygım yok!
Şimdi gelelim eğitim camiasının siyasi kulislerine. Ben böyle bir rezalet görmedim. Yani şimdi isimlerinizi yazsam herhalde yolda yürüyemezsiniz.
Şimdi bizim sendika değiştirip koltuk kapma sevdasında olan yalaka takımı, almışlar ellerine kağıt kalemi, o okul senin, bu okul benim, o müdürü gönderelim, bu müdürü yiyelim, oranın müdürlüğü benim zırvalarındalar.
Yahu arkadaş, düne kadar övdüğün okul müdürünün koltuğuna göz dikmek hangi karaktere sığar. Oturduğun koltuk neyine yetmiyor da, eğitime ne katarım değil de siyasi ahlaksızlık peşinde koşuyorsun, hak yeme derdini düşüyorsun.
Bayraklı arkadaş, peki ya sen neyin peşindesin. Yerine biri gelirse, puanın yetmezde eski yerine geri dönersin diye mi korkup başarılı bir müdürü yiyerek koltuğuna göz dikiyorsun. Hak etmemenize rağmen oturduğunuz o koltukların hakkını verin.
Gelelim sana sporcu. Sen önce okulundaki etkinlikleri bir başar da, veliler şikayet etmesin de ondan sonra 14 Eylül müdürlüğünü kapma derdine düş.
Hele hele biri var ki, aman Allah’ım o ne özgüven öyle. Bu çakma eğitimci emekli olacakmış ta, sonra AKP’ye üye olup ne kafalar koparacakmış. Peh peh. Zihniyete bakın hele. AKP kafa koparma yeri mi, hak yeme yeri mi?
Şimdi gelelim Vedat Kırbaş ve Mustafa Aksu’ya. Bu iki müdürümüz görünen o ki, bazı yalaka iş bilmezlerin ve siyasi ahlaksızların hedefi olmuş. Herkes bu iki müdürün yerine göz dikmiş. Nedeni ise açık ve net. AKP’nin sendikasına üye değiller! İşte ülkemizdeki eğitime verilen önem bu. Adamların derdi görevdeki müdürün başarılı olup olmadığı değil, sendikaya üye olup olmadığı!
Fazla uzatmaya gerek yok. Kimin hangi okula nasıl müdür olduğunu gayet iyi biliyoruz. Kimse çıkıp ta adamlıktan, haktan, hukuktan bahsetmesin. Evet şimdi haydi bakalım bu iki müdürün koltuğuna gelip kurulun. Görelim sizin adamlığınızı!
Unutmadan, bunlar eğitim camiasının siyasi kulisi, aman ha ciddiye alıp fazla dertlenmeyin, siz yapmazsınız öyle şeyler!!!