İnsanların, bir konu hakkında söyleyecek sözleri olmazsa, sıkışırlarsa, hiddetlenirler, karşı tarafa hakaret ederler, tehdit ederler. Çamur atarlar, karalama peşinde düşerler, insanları kutuplaştırırlar. Bundan da menfaat umarlar.
Bugün cumhurbaşkanı da, başbakan da hep provokatif konuşuyor. Toplumu germek için uğraşıyorlar. İnsanları tehdit ediyorlar. Bizde bir atasözü vardır; “İmam os…sa, cemaat s…çar” diye. Bugün bunları görüyoruz. Daha referanduma iki ay var, bakalım daha neler göreceğiz, işiteceğiz.
Binali Yıldırım, “Hayır diyenler yok olacaktır” dedi. Ben HAYIR’cıyım. Benim gibi milyonlarca HAYIR’cı var. Başbakan, siz bunları asıp, kesip öldürecek misiniz? Oğlunuzun gemicikleri ile Bilal’in gemicikleri ile başka ülkelere mülteci olarak mı göndereceksiniz? Ne yapacaksınız HAYIR’cıları? Açıklayın da öğrenelim. Siz anayasa maddelerini savunmaktan acizsiniz. Onun için insanları tehdit ediyorsunuz. Bir başbakana tehdit yakışıyor mu?
Başbakan, bu sözleri söyledikten sonra Bremen Mızıkacıları çalmaya başladı. AKP Manisa İl Başkan Yardımcısı, “Referandumda evet çıkmazsa iç savaş çıkar” dedi. Biz kardeşlikten bahsediyoruz, siz kan ve ölümden bahsediyorsunuz. Sizlerin ar perdesi yırtılmış. Cehaletin içinde çırpınıyorsunuz. Bu ülke bizim, beraber yaşayacağız ama sizden de hiçbir zaman korkmuyoruz.
Bir vilayetin başsavcı vekili çıkıyor; “HAYIR oyu verenler, PKK ile aynı muameleyi görecek. Küsmece yok” diyor. Savcı bey, size hatırlatırım, Türkiye’de bir tek, savcı ifadesinin önünde ‘TC savcısı’ der. Tuzu da kokuttun. Sizler Türkiye Cumhuriyeti’nin savcısısınız. Bir partinin militanı değilsiniz. Belki gözünüz yüksek yargıda, oraya atama bekliyorsunuz. Ülkeyi yönetenlerin gözüne girmek istiyorsunuz. Size yazıklar olsun. HAYIR diyorum. Hiçbir zaman PKK’lı olmadım, olamam da. Bu karakterle siz o diplomanızı yırtıp atın, pazarda mendil, çorap satın.
Cumhurbaşkanı, “HAYIR’cılar yine gafillerdir” diyor. Bir Türk vatandaşı olarak bunu iade ediyorum.
Camilerde imamlar ‘evet’ kampanyası düzenliyor. Cemaati birbirine düşürüyorlar. İmamın görevi, cemaate namaz kıldırmaktır. Siz bir partinin, ne zamandan bu yana militanı oldunuz? Ne acıdır ki ‘HAYIR’ propagandası yapılanlar karakola çekiliyor. Camilerde imamlar ‘evet’ propagandası yapıyor, ses çıkartılmıyor. HAYIR demek milli bir ibadettir. Bir ülkenin camisine, kışlasına, hukukuna siyaset girerse, o ülke çökmeye mahkum olur. Maalesef AKP iktidarları döneminde bu üç kuruma da siyaset bulaştırıldı.
Başbakan, “Evet oyu verenler, vefat etmesi halinde şehit sayılacak” diyor. Siz kimsiniz de Allah’ın yerine kendinizi koyuyorsunuz. Size mi kaldı kimlerin şehit sayılacağı. Sizler ilk önce şehitlere ‘kelle’ demekten utanınız. Siz ilk önce, oğlunuza, kumarın dinimizde haram olduğunu öğretin.
Pamukkale Milli Eğitim Müdürü, “İlk kez 90 yıl sonra ülkemizi almak için fırsat doğdu” diyor. Arsız insan, ülkemiz istila mı edildi de şimdi siz kurtaracaksınız? Bu ülke 94 yıl önce Atatürk ve silah arkadaşları tarafından kurtarıldı. Eğer kurtarılmasaydı sen o makamda oturabilir miydin? Dindar ve kindar gençlik yetiştirenler, şimdi meyvelerini mi topluyor?
Bir başka kanı bozuk ta (AKP Anamur İl Gençlik Kolları Başkanı), “Atatürk Selanikli, Türk’e benzemiyor” diyor. Halkı, kin ve düşmanlığa tahrik ediyor. Sizin ruhunuz kararmış. O Atatürk, Orta Asya Türk Boylarından, Anadolu, Karaman’a gelmişlerdir. Osmanlı siyaseti ile istila ettikleri yerlere Türk Boylarını yerleştirmek için Rumeli’ye gönderilen Türklerdendir. Türkçeden başka dil de bilmezler. Hasan Baki, sen nerdensin?
Bütün bunlar, cumhurbaşkanı ve başbakanın söylemlerinden cesaret alan insanlardır. Zavallılardır. Haddini bilmezlerdir. Cahil ve karaktersizlerdir. Bir kişinin ihtirası uğruna 80 milyona yazık edilemez. Vatandaşını terörist olarak görenlerin bu ülkeye hiçbir faydası olamaz. Amaçlarına da ulaşamayacaklardır. Bu vatan bölünmez.