İstinaf mahkemelerinin ‘yargı açığını kapatmak’ bahanesi ile Yargıtay ve Danıştay üyelerini sıfırlayan kanun tasarısı meclis alt komisyonundan geçti. Önümüzdeki günlerde meclise gelecek ve her türlü engellemeye rağmen oy çokluğu elinde bulunan, emme basma tulumba gibi el kaldıran AKP milletvekillerinin oylarıyla muhtemelen yasalaşacaktır.
Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk, bu tasarı için ‘tabuta son çivi’ diyor. İktidar hukukçuları da, tasarıyı savunacak hukuki gerekçe bulamadıkları için sadece ‘yasama organının takdiri’ diyorlar. Yasama organı olan AKP milletvekilleri de aklını, fikrini, düşüncesini, değerlendirmesini, takdirini R.T.Erdoğan’a teslim ettiğine göre Erdoğan ne derse o olacak.
Sami Selçuk, bu yasa için “50 yıldan buyana yargıya bu denli el atıldığı bir dönem yaşamadık. Çok yazık ve çok acı. Bu günler, eski bir yargıç olarak benim için yas ve utanç günleridir. Ülkem, ülkemdeki hukuk fakülteleri, hukukçular, imdat çığlıklarını duyup değerlendirenlerde ortada yok” diyor.
Erdoğan’ın talimatı ile hareket eden AKP hükümeti ve onun elinde olan adalet komisyonunun almış olduğu kararlara sadece YARSAV ve Türkiye Barolar Birliği ile İstanbul Barosu’ndan itiraz geldi. Nerede hukuk fakülteleri, onların hocaları, dekanları? Hepsi sindi, pusturuldu mu? Bunlar padişah karşısında boynu kıldan ince sadrazamlar mı? O sadrazamlar ki bazıları, kellesinin uçurulacağını bile bile padişaha karşı itirazlarını yapabilen onurlu insanlardı.
Türkiye Barolar Birliği’nin “Yargıtay ve Danıştay hakimleri kanunla azlediyor” başlığı ile itirazlarından bazılarını sıralayalım.
- A) Yargıda, cemaatçi yapılanma da, şucu-bucu yapılanma da istemiyoruz.
- B) Siyasi iktidardan veya başka bir merciden emir talimat alan yargı istemiyoruz.
- C) Hakim gibi hakim, savcı gibi savcı istiyoruz.
- D) Layık olanın, layık olduğu göreve gelebildiği ‘liyakat sistemi’ istiyoruz.
- E) Siyasetin yargıyı şekillendirmeyi bıraktığı, yargının da keyfi kararlarla siyasete müdahale etmeye kalkışmadığı bir dönem istiyoruz.
- F) Kısacası kuvvetler ayrılığı istiyoruz.
- G) Tarafsız ve bağımsız, adil yargılama yapabilen, hesap vermeye açık bir yargı talep ediyoruz.
- H) ‘Ben yaptım oldu’ diyerek olmaz. Deneme yanılmayla yap-boz kanunla olan sadece bu ülkeye olur, bizlere olur, hepimize olur.
Bütün bu uyarıları hükümet dikkate almalıdır.
Anayasa Mahkemesinin, kamu kurumlarında ‘sıfırlama’ yapmanın anayasaya aykırı olduğuna dair çok net, kesin ve bağlayıcı kararları var. (Karar no: 2014/81) Adalet Bakanlığı bunu bile bile yüksek yargıda sıfırlama yapıyor. Yeni üyeleri yine ‘yürütmeyle uyumlu’ HSYK yapacak, hem de beş günde. Sonrada AYM iptal etse bile geriye yürümeyeceği için ‘ben yaptım oldu’ olacak. Hukukun arkasından dolanılacak.
Bu nasıl bir hukuk anlayışı? Hem de adı ‘adalet’ olan bir bakanlıkta. Adalet Bakanı bunun farkında da, biatçı olduğu için aldığı emir üzerine hareket etmektedir. Yapabilirlerse başkanlığı da getirip, başkanın her türlü hukuksuz icraatlarına kapının açılması sağlanacak.
Kısacası bugün iktidar, gelecekte olabilirse başkan, daha fazla güç istiyor, adalet istemiyorlar. Türk halkı da AB’de, Türkiye’de adalet istiyor.