13 Mart 2016 tarihinde Ankara’nın merkezi Kızılay’da terör örgütü bombayı patlattı. 37 vatandaşımız can verdi. Şu anda halen 75 tedavi gören vatandaşımız var. İçimiz yanıyor.
3 partimiz “Terörün yapmaya çalıştığı halka bezginlik, karamsarlık dağıtmaktır. Karmaşık ve sorunlu bir coğrafyanın parçası olan ülkemizde barışın tesis edilmesi bakımından herkese sorumluluk düştüğünü olaylar karşısında soğukkanlı tavır, dikkatli bir dil ve üslubun önemini bu vesile ile vurgulamak isteriz” ifadelerinin de yer aldığı ortak bildiriye HDP ama, lakin diyerek ortak imza atmadı.
Karşı bildiri yayınladı. Bildirinin sonunda “Bu ve benzeri saldırıların bir daha yaşanmasını engelleyecek olan çözüm komisyonunun kurulmasıdır” diye bağladı. HDP’liler daha önce de çözüm komisyonu kurulmuştu. Her halde onu unuttunuz. O çözüm sürecinde PKK tarafından Güneydoğu’muzda hendekler kazılmış, içine bombalar doldurulmuş, yollar tuzaklanmış, vatandaşlardan haraç toplanır hale gelinmişti. Bunların hepsi de iktidarda olan ama iktidarını kullanamayan AKP iktidarı yüzünden olmuştu. Sizler eğer bu ülkenin partisi olabilseniz Kandil’den vazgeçersiniz, o bildiriye imza atar, ondan sonrada öneri getirme hakkına sahip olursunuz.
HDP Eşbaşkanı Demirtaş, emrinden bir türlü çıkamadığınız KCK yöneticisi Cemil Bayık “Savaş artık her yerde olacak” diye kan ve ölüm kusuyor. Ona bu sözlerinden dolayı söyleyecek bir sözünüzü de duymadık. Kürtler için mücadele verdiğinizi söylüyorsunuz ama en büyük zararı ve kötülüğü Kürtlere siz veriyorsunuz. Ülkeyi kan gölüne çeviren Kürt önderleridir. Eğer önder denilebilirse. Ülkenin ekonomik kaynaklarının bir bölümü bu mücadelede harcanıyor. Bu kaynaklar Güneydoğu’daki halkın refahı için harcansaydı o insanlar refah içinde yaşasaydı daha güzel olmaz mıydı? Seninle benim vatandaşlık farkımız ve devlet imkanlarını kullanmamızda fark var mı? Kürt olarak sizleri sınırlayan bir yasa bir ayrıcalık var mı?
Demirtaş, sizin amacınız çözüm değil yapılan operasyonların durması, kazılan hendeklerin kapatılmaması, çözümü başlatırsak daha geniş sahalara hendek kazıp mevzilenmek amacını taşımaktır.
Çözüm sürecinde AKP hükümetleri neler yaptı ama terörist damgasını biz yedik.
1- Oslo’da PKK liderleriyle gizli görüşmeler başlatıldı. Zamanın Başbakanı Erdoğan bunu inkâr etti. “İspat etsinler, ispat edemeyenler şerefsizdir, vatan hainidir” dedi. Sonra da her şey meydana çıktı.
2- Öcalan’a çalışma ofisi hazırlandı. Kendisiyle masaya oturuldu.
3- HDP ile Dolmabahçe sarayında mutabakat yaptılar, şatafatlı törenlerle dünyaya duyuruldu.
4- Kandil ile İmralı arasında mekik dokutturdular.
5- Öcalan’ın mesajlarını Diyarbakır meydanında okuttular. Bütün TV’lerden canlı olarak yayınlatıldı. Gazetelerde çarşaf çarşaf bastırdılar.
6- Havuz gazetelerinde günlerce ve sayfalarca “Öcalan çok süper biri” diye yazılar yazdırıldı.
7- Ünlü Kürt ozanlarının elinden tutarak kürsülere çıkarıldı, hem Öcalan’ı, hem de barış sürecinin propagandası yaptırıldı.
8- PKK terör örgütü çözüm süreci boyunca saldırılarını sürdürürken, aman görmeyin, aman ilişmeyin dediler. Operasyona izin vermediler.
9- Öcalan’a methiye düzen adamları “PKK terör örgütü değildir” diyen arsız ve ahlaksız şahsiyetleri AKP, milletvekili yaptı.
10- Öcalan’la sanki başka bir devletin başkanıymış gibi masaya oturan da AKP hükümetidir.
Bu AKP hükümetleri algı operasyonlarını üste çıkmayı, suçlu iken suçsuz olmayı, sorumluluktan kaçmayı, suçu suçsuzun üstüne yüklemeyi, pişkinliği, kendilerini temize çıkarmayı çok iyi beceriyor.