15 Mart 2016 tarihli yazıma devam edelim ve AKP iktidarını inceleyelim. Dışişlerimiz tam bir hüsran içine sokuldu. Cumhurbaşkanına “asrın lideri” yaftası seçmenleri tarafından yapıştırıldı. Ancak ABD başkanı Obama tenezzül edip telefonlara bile çıkmadı. Asrın lideri “O benim telefonlarıma çıkmıyor, hiç olmazsa Abdullah Gül’ün telefonlarına çıkabilir” itirafında bulundu. Koca Türkiye Cumhuriyeti, Arap tekke şeyh’lerinden emir alır haline getirildi.
Suriye’de tam bir batağa saplandılar. Esad rejimini devirmek için muhaliflere silah yardımı yaptılar. Bunu da Başbakan itiraf etti. Yaptıkları bu yardımları “Suriye’deki Türkmenlere yardım ediyoruz” diye söylediler. Türkmen Cephesi Başkanı, ‘bize yardım gelmedi’ dedi. Şimdi kol kola oldukları MHP Gen. Bşk. Yardımcısı olan Tuğrul Türkeş o gün “Vallahi gönderilen silahlar Türkmenlere değil muhalif gruplara gönderildi” demişti.
Esad’ı devirip Şam’da Cuma namazı kılmak isteyen AKP iktidarı şimdi Güneydoğu’dan gelen şehit cenaze namazları kılmaktan görev yapamaz haline geldiler. Yanlış politikaları ile Suriye politikası çöktü. İncirlik üssüne getirilen S. Arabistan ve Katar savaş uçaklarının kanatlarının arasına sığınmış durumdadırlar. ABD, AB, Rusya, Irak, İran, Suriye, Libya, Mısır ile papaz oldular, sınırlarımızda dostumuz kalmadı. “Şerefli yalnızlık” diyerek hamaset konuşmalarda dış politikayı yürütüyorlar. İslami terör örgütlerini Rusya’yı, PKK’yı Suriye’de sınır komşumuza attılar. Dış siyasette attıkları her adım yanlıştı. Şimdi Avrupa’ya gidemedikleri için Latin Amerika’yı komşu kapısı yaptılar. Makam araçlarını da kargo uçaklarıyla götürdüler. Masraf nasıl olsa fakir fukaranın cebinden çıkıyor.
Ekonomimiz çöktü. Sıcak para ile yaşıyoruz. 129 milyar dolar borçla aldıkları ülkeyi 13 yılda 415 milyar dolar borca soktular. Cumhuriyetin bütün kazanımlarını satarak özelleştirmeden 80 milyar dolar geldi. 50 milyar dolar da bilinmeyen para geldi. Ortada görülen bir tek yol ve adliye binaları var. 3’ncü köprü ve havalimanı yap işlet devret yoluyla yapılıyor. Son 5 yılda ödenmeyen krediler %33 arttı. Büyükbaş hayvan sayısı 700 bin azaldı. Et ithal eder ülke haline geldik. 2015 yılında 35 bin ton fasulye, 37 bin ton nohut ithal ettiler. Bu ithal paralar ile yabancı ülke çiftçinin de karnı doysun. Saman bile ithal eder ülke haline geldik. Ülkede yoksulluk arttı, fuhuş çoğaldı, esrar satışı patladı. 78 milyonun 26 milyonu borcunu borçla kapatıyor. Ama Mehmet Cengiz’in (milletin anasına küfür eden Cengiz inşaatın sahibi) 60 milyon liralık borcu bir gecede silindi. Devletin teftiş kurulları kapatıldı. Dış sermaye davet edildi ama borsada yerli borsacıya vergi var onlara yok. Dış sermayeden fabrika kuran var mı, üreten ülke hem saygın hem de güçlü olur. AKP iktidarında üretim var mı?
Başta 17-25 Aralık’ta eşi dünyada görülmemiş devlet soygunlarını örtbas etmek için yasama yürütme ve yargıya da egemen olacak, gerektiğinde parlamentoyu da feshedecek bir başkanlık isteklerini kendi ağızlarından AKP iktidarı ikrar etmiştir. Bir kişinin talimatıyla muhalif gazeteler kurum ve şirketler yok edilmeye çalışılmaktadır. Her şeyin cılkı çıktı, devletin de çivisini çıkarttılar.
ABD, Gülen, PKK istemiyor diye “Askerin bağırsaklarını temizleyeceğiz” hokkabazlığı ile orduyu çökerttiler. PKK istiyor diye 2013 yılında Diyarbakır’da “Bölgeyi Kürdistan” olarak tanımlayan nutuklar çektiler. Cumhuriyet düşmanları, din simsarları istiyor diye Atatürk devrimlerini bir bir yok ettiler. Milli bayramların kutlamasını önlemek için yönetmelikler çıkarttılar. Milletvekili yeminini bile içine sindiremediler. (M.A. Şahin) Ülke kan ağlarken, bunlar ODTÜ’de mescit peşindeler. Gericilik almış başını gitti. Arap ülkelerine hayranlar. Osmanlıyı ihya etme peşindeler. Devlet içinde devlet haline getirdikleri cemaatle ülkeyi 11 yıl beraber yönettiler. Cemaate her istediğini verdiler. Çıkar çatışması çıkınca şimdi cemaati düşman ilan ettiler. Henüz yayınlanmamış bir kitap için “Kitap bombadan daha tehlikelidir” diyerek yazarını hapse attılar. Ege’de küçük adalarımızı korkaklıklarından Yunanistan’a peşkeş çektiler. Süleyman Şah türbesini kaçırdılar.
PKK’ya boyun eğdiler. PKK istemiyor diye laik cumhuriyetin rumuzu T.C. levhalarını kaldırmaya kalktılar. PKK istemiyor diye ‘Türk yok Türkiyelilik var’ dediler. Anayasadan bile TÜRK ifadesini kaldırmak istiyorlar. Çözüm sürecinin romantizmine kendini kaptıran iktidar, PKK’nın şehirlerde hendek kazmasına, içine bomba koymasına, yolların tuzaklanmasına Erdoğan ve Davutoğlu valiliklere emir vererek göz yumulmasını istemiştir. Operasyon yapmayın diye orduya talimat vermiş, operasyon izni vermemişlerdir. Bugün Güneydoğu’da kan akıyorsa şehitler geliyorsa bunun sorumlusu AKP yöneticileridir. Terör örgütlerine Cumhurbaşkanı, Başbakan ve ilgili Bakanlar yardım ve yataklık yapmıştır. Yardım ve yataklık yapanlar milletin önünde hesap vermelidir.
AKP hükümetleri ülkeyi hızla en büyük felakete sürüklemektedirler. Mezhep, din, etnik tema üzerinden siyasetin sonu diktatörlüktür. İç sorunlar, dış sorunlar, terör, ekonomik, basın özgürlüğü, hukuk sorunları vs. ile Türkiye her alanda tarihin en büyük krizini yaşıyor. Böyle talanlar, yalanlar, hıyanetler Cumhuriyet tarihinde AKP iktidarı dışında yaşanmamıştır. Erdoğan şehit babasına bile “karaktersiz” dedi. Kendi çocuklarını askere bile göndermedi.
Bu güne kadar Cumhuriyet dönemini kısaca özetledim. Hangi partiye oy vermiş olursanız olun elinizi vicdanınıza koyun. 90 yıllık dönemde mi enkaz mı var, yoksa 13 yıllık AKP iktidarında mı enkaz var?