Ülkemiz çeşitli etnik kökenden gelen insanlardan oluşmaktadır. Bunlar kendilerini türk olarak kabul ederler ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini oluştururlar. Kürtler de etnik kökendir. Bin yıldır kardeşçe beraber yaşıyoruz. Kız aldık, kız verdik, akraba olduk. Sevinçte beraber güldük, tasada beraber ağladık. Kürt’ün Türk’le, Türk’ün Kürt’le sorunu yoktur. Bu ülke var oldukçada beraber yaşayacağız.
Emperyalist devletlerin desteklediği, silah ve mühimmat verdiği ayrılıkçı PKK’yı bu devletler kurdular. Amaçları Ortadoğu’da demokrasi ile yönetilen güçlü bir Türkiye’nin olmamasıdır. Dikkat edilirse Ortadoğu’da huzur yoktur. Etnik ve meshepsel çatışmalar vardır. Bunları körükleyenler emperyalist güçlerdir. Ortadoğu’daki ülkeler savaşacaklar ki bunlardan silah alsın, silah sanayileri de gelişsin. Ortadoğu’nun yer altı zenginliklerini de sömürsünler. Akdeniz bugün emperyalist güçlerin gölü haline geldi. Doğu Akdeniz’de yer altı zenginliği olarak petrol ve doğalgaz var. Bunu da sömürmek istiyorlar. Buna karşı çıkan paşalarımızı, uydurma delillerle Ergenekon, Balyoz davaları ile hapse attırdılar. Deniz kuvvetlerimizi tamamen pasifize ettiler. Bu davalar ABD’de, Türkiye masası tarafından yazıldı, Türkiye’de uygulandı. İktidarda olanlar bunu bildiği halde, koltuklarında oturabilmek için bu senaryolara destek verdiler. Genel Kurmay Başkanımızı bile ‘terör örgütü kurdu’ senaryosu ile hapse attırdılar. Davaların savcısı da, zamanın başbakanı R.T.Erdoğan’dı.
Bugünde ABD destekli PKK, ülkemizde kan döküyor. Gencecik erlerimiz, subaylarımız, polislerimiz şehit oluyor. Dün, “Siyasete beyaz kefenle girdim”, “Baldıran şerbeti içerim” diyenlerden bugün ses çıkmıyor. Çözüm süreci başlattılar (ki olması lazım), çözüm sürecinde işler yolunda giderken baldıran şerbeti içmek kolay. O günlerde değil, bugünlerde baldıran şerbeti içeceksin. Hani ne olursa olsun vazgeçmeyecektiniz. Ne olursa olsun dönmeyecektiniz. “Bedeli ne olursa olsun canımızla bile ödemeye hazırız” diyenler nerede şimdi, ne oldu o siyasetçilere? “Öcalan’ın düşünceleri (ki amacı ülkeyi bölmek) bizimde düşüncelerimizdir” diyen R.T.Erdoğan’dır.
7 Haziran seçimleri her şeyi berbat etti. Başkanlık hayal oldu. Çözüm sürecide rafa kaldırıldı. Çözüm süreci devam etmeliydi. Masaya oturulurken ön şart koşulmalıydı. “PKK silah bırakacak, örgütlenilmeyecek, terör duracak” denilecekti. Aksi takdirde “Devletimiz her türlü tedbiri alır, bekası için görevi neyse onu uygular” denilecekti. Masum bir çocukla masaya oturur gibi oturmayacaktınız. Kaşınızda eli kanlı ve silahlı bir terör örgütü vardı. Ona masada şeker vererek kandıracağınızı mı sandınız. Şehitlerimiz geliyor, ülke kan ağlıyor. Şimdi ‘bizi aldattılar’ diyorsunuz. Sizler devlet adamı olamamışsınız. PKK yetkilisi ne diyor, “Çözüm sürecinde büyüdük, örgütlendik, mühimmatımızı tedarik ettik, eylem hazırlıklarımızı yaptık”. O zaman adama sorarlar, “Sen devlet olarak ne yaptın?” Sizler bugün gelinen noktadan utanın. Sadece utanmakta yetmez, yüce divanda vatana ihanetten yargılanmanız gerekir.
Şu ifadelerden her biri vatana ihanettir. Eğer Türkiye’de hukuk olsa.
1-Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çözüm sürecinde örgüt şehirlere mühimmat yığmış”
2-AKP yöneticisi, “İyi niyetimizden istifade edip, mayın döşeyerek hazırlık yapmışlar”
3-Başka bir AKP yöneticisi, “İki buçuk yıllık süreç içinde ne yazık ki devletin göz yumması sonucu, örgüt sığınak yaptı”
4-İktidar yanlısı gazeteci, “Çözüm sürecinden yararlanarak mayın döşemişler”
5-Başka bir iktidar yanlısı gazeteci, “PKK yollara mayın döşüyordu, devletin bunlardan haberi vardı. Devlet mayınlara iyi niyetinden göz yumdu”
Ey iktidar, başbakan, cumhurbaşkanı, nerede senin MİT’in, emniyetin, jandarman? Onlara ‘durun çözüm sürecini bozmayın’ dediniz. Bugün akan kan sizin eseriniz. Şehitlerimizin hesabını vermelisiniz. Vatana ihanet ettiniz.