Erdoğan 1989 seçiminde Beyoğlu’nda Kürtlerden çok oy almıştı. Milli Gazete’de 6 Şubat 1991 yılında verdiği beyanda “Elhamdülillah kimsenin gidemediği PEŞMERGE kamplarında tüm MKYK tarafından gidilip toplantı yaptık” diyordu. (Z.Ö.: Erdoğan’ın Kürt hayranlığı herhalde bu tarihlerde başladı. Bugünkü siyasette çözüm diyerek çözülme sürecine girildi. Cizre’de yerler kazılıyor, kaymakamlık binasına molotof atılıyor. Hükümet hiçbir şey yapmıyor veya yapamıyor. Batıdaki insanlarda endişe ile devlet nerede diyor. Erdoğan 2015 Haziran seçimlerinde kürt oyları ve milletvekilleri ile Anayasayı değiştirip Türkiye’ye Başkanlık sistemine sürüklerse Kürtlere özerklik mi verecek. Öcalan’da serbest bırakacak mı çok merak ediyorum)
Erdoğan 1994 yerel seçimlerinde İst. Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak Refah Partisinden gösterildi. Kasımpaşa’daki daireyi 35 bin Mark’a satarak Çamlıca’dan daire alıyor. Emine Erdoğan “16 sene Kasımpaşa’da oturduk, 80 m² bir daireydi. Oturduğumuz bu daire ise çok lüks” diyordu. Erdoğan ise oturduğu evin kira olduğunu ve kaçak olduğunu söylüyordu. Amaç mağduriyetti, “Kaçak evde oturan başkan adayı”. İstanbul’un o zaman dörtte üçü kaçak binaydı. Kaçak evde oturanlar Erdoğan’a oy verecek “tapular bizden” olacaktı.
Erdoğan 1986 yılında Sultanbeyli Şalgamlı bölgesinde devlet ormanlarından açma yaparak kaçak villalar yaptırmıştır. Kartal 2. sulh ceza mahkemesi 6831 sayılı yasaya muhalefetten 10 ay hapis cezası verdi. Ceza paraya çevrildi. (Z.Ö.: Belediye başkanı olunca gecekondular yıkılacak dedi yıktırmadı. Bugün ise şehrin göbeğine kuleler dikildi, yıktırmadı. Milletin gazını almak için ‘kuleleri yapanlara kırgınım’ diyebildi.
Erdoğan 1994 seçimlerinde İlhan Kesici (ANAP) %22.4, Zülfü Livaneli (SHP) %20.3, Bedrettin Dalan (DYP) %15.5, Erdoğan (SP) %25.1 oy alarak Başkan oldu.
İlk yıllarında şartlara göre ‘radikal İslamcı’, ‘Kemalist’, ‘demokrat’ oldu. 8 Ocak 1995’de Hürriyet’e verdiği beyanatta, “Ben İstanbul’un imamıyım” demişti. Belediye meclis açılışının Fatiha ile yapılmasını isteyip, Atatürk için saygı duruşunda bulunulmasına karşı çıkmıştı. 12 Mayıs 1994’de “Ata’ya saygı duruşunda sap gibi ayakta durmaya gerek yok” demişti.
Erdoğan artık güç sarhoşu olmuştu. “Yeşil (kaldırım rengi) medeniyettir (25 Haziran 1994), Bütün okullar imam hatip yapılacak (17 Eylül 1994), Milli piyango zulümdür (29 Eylül 1994). (Z.Ö.: En çok şans oyunları AKP dönemimde faaliyete geçti.) Her 10 Kasım’da yaygara koparılıyor. (14 Kasım 1994). (Z.Ö.: Fırsat buldukça Atatürk’e düşmanlığını açıklıyor) Yılbaşına karşıyım (19 Aralık 1994) Bu sözlerde Erdoğan’a ait. “Benim referansım islamdır”, “Cem evi cümbüş evi”, “Demokrasi amaç değil araçtır”, “İnsanlar laik olamaz.”
Ahmet Altan, Erdoğan’a her türlü desteği verecek ve “Türkiye’yi ABD mandası haline getirenlerden hesap soracak bir yeni lider doğuyor” demişti. (Z.Ö.: Bu yağcılardan gereği kadar istifade eden Erdoğan daha sonraki yıllarda bunları silkeleyip attı. ABD diplomatı Abramowizt, Hürriyet’te 1994’de verdiği beyanatta, “Evet kravatlı ve daha şehirli görünen Erdoğan’ı, Erbakan’a tercih ederiz”, CIA ajanı Fuller’de “ABD, AKP ve Gülen’i desteklemelidir” diyecektir.
ABD daima Erdoğan’ın arkasında durdu ve devamlı her safhada destekçisi oldu.