”

GS Arena stadında oynanan GS-FB derbisinde futbol adına her şey GS lehineydi. Bu maçı kazanması veya berabere kalması halinde şampiyonluk turu bile atabilirlerdi. GS maça asılıyor üst üste gol pozisyonlarına giriyor fakat bir türlü golü bulamıyordu. Neticede FB maçtan 2-1 galip ayrıldı. GS taraftarları şoke oldu. FB saha ortasında sevinç gösterisi yaptı. GS taraftarları, mağlup olmalarına da, bu gösteriye de ne taşkınlık yaptı, ne küfür etti, nede sahaya yabancı madde attı. GS taraftarlarını, bir FB taraftarı olarak tebrik ediyorum. Güzel bir olgunluk örneği gösterdiler. Temennim bu davranış bundan sonra diğer kulüp taraftarlarının da bu olgunluğu, bu sağ duyuyu, bu centilmenliği göstermeleridir.

Futbol temaşa oyunudur. Yenmek, yenilmek ve berabere kalmak dışında başka bir şık yoktur. Ne olur bundan sonra taraftarlar, rakip taraftarlarla beraber bir kardeş gibi kol kola, bir sevgili gibi el ele tutuşup stada gitseler, beraber maç seyretseler, sporcuların güzel hareketlerini beraber alkışlasalar, galip takım taraftarının sevincine kenardan alkış tutsalar. Maç sonu el ele ve kol kola yine stadı terk etseler, ne kadar güzel olur. Bunları gençlerden bekliyoruz. Asil Türk gençliğine de bu yakışır.

Karacabey Belediyesi

Yaya kaldırımında yürüyorum. Market, manav reyonu kaldırıma açmış. Küçük lokanta, masa ve sandalyelerini kaldırıma taşımış yemek veriyor. Bakkal, meşrubat ve dondurma dolaplarını kaldırımda tutuyor. Manav öyle, ayakkabıcı ona keza, bisiklet satıcısının bisikletleri kaldırım işgalinde. Fırıncı, lokantacı, kuyumcu esnafı dışında yaya kaldırımlarını işgal etmeyen esnaf yok. Yayalara, bir insan geçecek kadar kaldırım bırakılıyor. İki insan karşılaştığı zaman, bir birine yol vererek kaldırımdan geçebiliyor. Netice olarak yaya kaldırımları esnaf tarafından işgal altında ve onların vitrin alanı durumunda.

Bütün bu işgalleri Belediye sadece seyrediyor. Bu olumsuzluğu gidermek için hiçbir harekette bulunmuyor. Sanki yetki başka bir kurumdaymış gibi davranıyor.

Belediye Başkanı, oy avcılığı yüzünden, bu olumsuzlukları önlemek için Zabıtaya emir veremiyor. Zabıtaya emir verse de arkasında duramıyor. Zabıta müdürünü destekleyemiyor. Belediye Başkanı da, mahkemelerden başını kaldıramadığı için hiçbir icraat yapamıyor.

Modern bir şehir olan Karacabey’imizde, sekiz caddenin çıktığı Cumhuriyet Alanı tam bir keşmekeşlik içinde, insanlarla araçlar birbirine girmiş, geçiş üstünlüğü kavramı kalmamış, otopark alanı olmuş, tam bir geri kalmış Ortadoğu şehri görünümünde. Bu olumsuzluğa dur diyecek ve soruna çözüm getirecek belediye Başkanı, Kaymakam ve Trafik Müdürlüğü arıyorum. Karacabey halkı olarak arıyoruz. Yoksa bu yetkililerin icraatları, halkın dediği gibi ‘’salla başını al maaşını’’, ‘’suya sabuna dokunma’’ olabilir mi?

23 Nisan

Büyük Atam, 23 Nisan Egemenlik Bayramını çocuklara armağan etmişti. Geçtiğimiz günü bunu kutladık. ‘’Bu gün 23 Nisan neşe doluyor insan ……’’ ne güzel söz de, geldiğimiz bu günde, bu pahalılıkta, 650 TL asgari ücretle çalıştırılan bir insanın içi neşe dolabilir mi? Çocuk, ‘’babamdan kalem, silgi parası istesem acaba var mıdır?’’ diye kendisini sorgularsa, acaba içi neşe dolabilir mi?

Çocuk tacizlerinin yaşanmadığı, çocuk işçilerin olmadığı, çalışırken sakat kalmadığı, çocukların çocukluklarını yaşadığı, çocuk gelinlerin yaşanmadığı bir TÜRKİYE bırakabilsek onlara.        

“