”
Atatürk, Türkiye’nin yüzünü medeniyetler dünyasına
döndürmüştü. Bugün ise AKP iktidarı Türkiye’nin yüzünü, ABD’nin önerdiği ılımlı islama döndürmektedir.
Aile, mahalle baskısından sonra iktidar baskısı da
şiddetini gittikçe arttırdı. Bir çok memur eşini türbanın içine soktu. İşe
girmek isteyen genç kızlar, ilk önce başlarına türban geçirdiler. İktidarla işi
olanların eş ve kızları türbanı başlarına zorunlu olarak takıyorlar.
Başbakan ‘Dindar ve muhafazakar gençlik yetiştireceğiz’
diyor. Bekir Bozdağ ‘Kamuda baş örtüsü serbest olacak’ diyor. Spor Bakanı
çıkıyor, ‘Sporcu kızlarımız uluslararası müsabakalara türbanla çıkabilirler’
diyor. AKP’nin bir milletvekili çıkıyor, ‘Başbakana dokunmakta bir ibadettir’
diyebiliyor. Milli Eğitim Müdürü, aile birliği toplantısını, okul salonları boş
olduğu halde camide yapabiliyor. Bir imam 180 rekat namaza, gençleri namaza
zorlamak için tablet Bilgisayar hediye ediyor. Milli Bayramların kutlanması
sulandırılıyor.10 Kasım’larda halkın anıtkabire gitmesi yasaklanıyor. Cemaat ve
cemaatçilik aldı başını gidiyor.
Gençlik ve Spor Bakanı, türban takarak kızların saçı
görülmeyecekte, spor yaparken baldırı, kalçası görülmeyecek mi? Türkiye Arap
devleti midir? Bakanın felsefesi herhalde, altında kot pantolon başında türban,
aman saçlar görülmesin diye alnında bant, alsana İslami şart mıdır!
Allah aşkına ne yapmak istiyorsunuz? Tarihi ile Cumhuriyeti ile kavgalı bir nesil mi yetiştirmek istiyorsunuz?
Dünya müsbet ilimlerle uğraşıyor, iktidar ise din eğitimi
ile uğraşıyor. Hiç bir Arap devleti bu dünyada bir eser, bir icat bıraktı mı?
İslam aleminde, dini ibadetini en iyi uygulayan ülke Türkiye’dir. Türkiye’de
bugün 950 bin cami varken, İran’ın cami sayısı 700 bindir.
Osmanlı müsbet ilimleri bıraktıktan sonra gerilemeye başladığını da unutmamalıyız.
Bugün iktidar Öcalan’la beraber, eğitim sistemini de değiştirme çabasındadır. ‘’Ne mutlu Türk’üm diyene’’ sözü bir safsatadır. Türk yok, Türkiyelilik var gibi laflar havada uçuşuyor. Hem de en yetkili ağızlar bunları söylüyor.
Yaşadığımız bu güzel ülke bize ATATÜRK ve silah arkadaşlarının bir armağanı olduğunu unutup, saltanatın, sultanın, halifenin özlemini çekenler var. Tekkeden, şeyh’ten, dervişten medet umuyorlar. Hala bu ülkede millet değil, ümmet olmanın peşinde olanlar mevcut.
İktidar şunu unutmasın, ATATÜRK’ü silmek, unutturmak
imkansızdır. Büyük önder ben TÜRK’üm diyenin kalbindedir. Sonsuza kadarda
kalbinde yaşayacaktır.
Dindar, dini vecibeleri yerine getiren insandır. Dinci
ise dindarları ve toplumun dini duygularını sömüren tehlikeli insandır.
Dinciler geçtiğimiz yıllarda Avrupa’da türeyerek 80 civarında dinci holding
kurarak, 800 bin üzerindeki Avrupalı Türklerden 30 milyar dolar civarında para
toplamışlar ve bu paraları geri ödememişlerdi. Başbakana şikayetlerini bildiren
mağdur vatandaşlara bizim dinci-dindar Başbakan önlem alması gerekirken,
‘verirken bana mı sordunuz’ demişti.
Atatürk, dünyada en çok kaleme alınan ender liderlerden
bir tanesidir.
Belçikalı yazar Daniel Dumoulin, ‘’Türkiye sen Atatürk’ü
Tanrıya borçlusun ve geriye kalan her şeyi de Atatürk’’e demiş.
2000 yılında ABD Başkanı, ‘’Milenyumun hiç şüphe yoktur
tek devlet adamı M.K. Atatürk’tür. Çünkü o yılın değil asrın lideri olmayı
başarabilmiş tek liderdir’’ demiştir.
İskandinav ülkeleri zorda kalınca ‘’M. Kemal gibi
düşünmeliyiz ve uygulamalıyız’’ diyorlar.
I. Dünya Savaşında ordumuz için ‘’Muzaffer olmasın ya rab’’
redifli bir gazel yazan hoca, İstanbul’a dönüşte halifenin şeyhülislamı
olmuştu.
Dünde hainler vardı bu günde var. Dünde yetkili
yerlerdeydiler bugünde.
“