”
AKP, yeni anayasa çalışmalarında ‘Türklük’ kavramını
kaldırıyor. Başkanlık sistemini öneriyor. Doğal olarak CHP ve MHP buna karşı
çıkıyor. Mevcut anayasanın 66. maddesi, ‘’Türk devletine vatandaşlık bağı ile
bağlı olan herkes Türk’tür’’ diyor. AKP’nin önerdiği ise, yeni anayasa da
vatandaşlık tanımında ‘Türk olmama’ vurgulanıyor. Yani ‘Türk’ olmak vurgusu
kaldırılıyor.
AKP ‘Türk’ kelimesinden neden bu kadar çok korkuyor.
Partiler doğal olarak komisyonda anlaşamıyor. Başbakanda 2-3
gün sonra ‘Bizde kendi anayasamızı yaparız, gerekli çoğunluğu bulursak
referanduma gideriz’ diyor. Amacı 4-5 tane diğer partilerden vekil devşirmek.
Parlamenter sistemi kaldırıp ‘Türk ulusu’ başkanlık sistemine geçmek.
Başbakan, ikinci rezervini de uçakta açıklıyor. ‘BDP ile anayasa konusunda anlaşabiliriz’
Başbakan, hani siz BDP’ye ‘’PKK’yı terörist olarak kabul
etmezseniz sizi muhatap almam’’ diyordunuz. BDP’ye, ‘’PKK’nın sözcüsü ve
uzantısı’’ diyordunuz. Ne oldu da BDP ile ittifak yapabilecek hale geldiniz.
Başkanlık hırsınız ülkenin bölünmesinden daha mı önemli hale geldi. BDP sizinle
ittifak yaparsa biliniz ki ülkenin bölünmesine yönelik talepleri olacaktır.
Birinci maddesi ‘‘Size başkanlık, Öcalan’a özgürlük’’ olacaktır.
Başbakan, diğer maddeleri de biraz size, biraz sempatizanlarına şöyle ifade ediyor. BDP genel başkan yardımcısı Gülten Kışanak, Antalya’nın Kepez ilçesindeki konuşmasında 1500 kürt yandaşına, ‘’Kürt halkı, bir gün önderinizle buluşacaksınız, bu hasreti gidereceksiniz. Dümdüz bir yolumuz var oda demokratik cumhuriyet, özerk kürdistan’dır. Artık 21. yüzyılda tekbir kişinin ağzından bu ülke yönetilmez.’’
Aynı gün BDP grup başkanvekili Pervin Buldan da, Manisa
il kongresinde hem barış konusundaki müzakere süreci hemde anayasa
değişikliğindeki referandum konusundaki görüşlerini dile getirerek,
‘’Türkiye’de barış İmralı’daki Öcalan’ın serbest bırakılmasıyla sağlanır. Bu
ülkeye sayın Öcalan özgür olduğu gün gelir. Sayın Öcalan PKK’nın lideri değil
mi. İmralı bizim kırmızı çizgimizdir. Asla ve asla vazgeçmeyeceğimiz bir insan
yatıyor diyoruz. Bu konularda uzlaşabiliyorsak, demokratik özerklik dediğimiz
bir madde anayasada olacaksa diyoruz. Buyurun referanduma gidelim diyoruz.’’ diyor.
Neredesiniz sözde ileri demokratlar. Bir insanın ‘’Ulus
etnik gruplardan üstündür’’ sözüne 10 gün yazılı basında yazı yazdınız, TV
kanallarında program yaptınız. CHP’yi bölmeye kalktınız. Ama yukarıda
söylenenlere bir çift söz söyleme cesaretini gösteremiyorsunuz. Yoksa sizde
bölücülerle beraber ülkeyi bölmek mi istiyorsunuz?
Başbakan, kendi başkanlığı için barış sürecini ortaya
attı. ‘Aman barış sürecine halel gelmesin’ dedi. Yandaş medyada ‘Herkes taşın
altına elini koysun’ diye veryansın ediyor. Barış süreci için P. Buldan’ın
yukarıdaki şartları herhalde size bir şeyler ifade ediyordur. Belki de uykudan
uyanırsınız.
Başbakan, ben G. Kışanak ve P. Buldan’ın ifadelerini
okuyunca tüylerim diken diken oldu. Siz ise BDP ile ittifak yaparak yeni
anayasayı yapıp referanduma gitmek istiyorsunuz. Bütün amacınız, yargıyı da,
yasamayı da bir kenara bırakıp bütün yetkileri üzerinizde toplayarak tam
diktatörce başkan olmak istiyorsunuz. Oldu olacak yeni anayasayı Öcalan yazsın, kendisinin istediği Numan Kurtulmuş ile Osman Can da yardımcıları oldun.
Başbakan size sormak istiyorum. Ülkenin parçalanması pahasına böyle bir başkanlık sistemi dünyada var mıdır?
Ey AKP’ye oy verenler, bu ülkeyi biraz seviyorsanız sağduyulu davranınız, demokrasi deyiniz, özgürlük deyiniz, hele hele ülkem ve vatanım deyiniz.
“