”
Başbakanın kankası (kan kardeşi) Abdüllatif Şener, bu hükümet için, ‘’Akçeli işleri severler’’, ‘’İhalelerin her biri ayrı bir hikayedir’’ demişti. Başbakan bu sözlerin hiçbirine bugüne kadar cevap veremedi, öyle anlaşılıyor ki veremeyecekte. Cevap verirse batağa saplanacağını biliyor. ‘’İlk zamanlar bazı günahlara bende ortak oldum’’ demişti.
Şimdi de Taraf Gazetesinden Emre Uslu, bazı yolsuzluk iddialarından bahsediyor. ‘’Başbakan, Van’daki yolsuzluk iddialarından haberin var mı?’’ diye soruyor. Bazı şirketler, her yerde ihale aldıkları için artık utanır olmuşlar ve ‘’Adımızla yaparsak artık ayıp olabilir’’ diyerek yeni şirketler kurmuşlar. (34 şirket) Demek ki al gülüm, ver gülüm gidiyor ihaleler.
Uslu, Van’da herkesin bildiği fakat kimsenin yazamadığı, konuşamadığı iddialardan bahsederek, yerel gazetelerde duyurulmadan ihaleler yapıldığını, buna karşılık 100 gazeteciye TOKİ konutlarından uygun şartlarda kontenjan ayrıldığını yazmaktadır. Yandaş bazın ve TV’ler bunları zaten yazamaz. Kaz gelen yerden tavuk kıskanılmaz. Bu haberciler, Kılıçdaroğlu’nun bir saatlik konuşmasını tamı tamına iki cümle ile verirler. Fakat fok balığının kıyıya vuruşunu ve kurtarılışını 5 dakika haber yaparlar. Başbakanın her konuşmasını ise canlı yayın olarak verirler.
Uslu’nun yazısına göre, bir başka uygun şartta, aylık 2-3 bin TL maaş alan bazı yöneticilerin, kendi otomobilini devlete 5-6 bin TL’ye kiralaması ve birde bu aracının makam otomobili olarak kullanılması.
Emre Uslu, iddiaları bir kenara bırakıp, Kamu İhale Kurumu’nun kayıtlarına bakarak bazı şüpheli olaylara ulaşmış. Mesela dikilmesi gerekirken dikilmeyen, yani var olmayan fidanları sulamak için 6 adet arasöz 600 bin TL’ye kiralanmış. Mesela 2 adet traktör yıllık 124 bin TL karşılığında kiralanmış. Bu traktörler herhalde ‘0’ km değildir. Böyle traktörlerden herhalde 124 bin TL’ye 3-4 tane alınabilirdi.
AKP’nin yaptığı ihalelerde bir tuhaflık var. Ama her şey kılıfına uyduruluyor. Bu hükümet, ihale yasasını 3-4 defa, yönetmeliklerini 5-6 defa boşuna değiştirmedi.
AKP’ye dönük bu iddialara bazıları bilmem SOYGUN diyebilirler mi?
“