Uzman Klinik Psikolog Samet Gürkan Ustaoğlu, özgüven eksikliği hakkında önemli bilgiler verdi.
Özgüven, çocukluktan bu yana yaşadıklarımızın etkisi ve maruz kaldıklarımızla şekillenerek oluşur. Bazı kuramlara ve teorilere göre genellikle 1 yaşına kadar olan süreç, özgüven için oldukça önemlidir. Yani karnı zamanında doyurulmayan, altı kirli bırakılan veya gerektiğinde sevgi ve ilgi ihtiyaçları karşılanmayan çocuklarda kendine güven zedelenebilmektedir.
Daha ileriki yaşlara gelen çocuklar, dış dünyayı keşfeder ve sürekli sorular sormaya başlar ve bu sorulara verilen cevaplar, mantıklı veya çocuğun anlayabileceği düzeyde değilse ya da çocuğun soruları geçiştirilirse özgüven yine zedelenebilir. Ayrıca 6-7 yaşlarına gelen çocuklar, oyun oynamak ister ancak onlarla oyun oynayarak kaliteli zaman geçirilmezse özgüven yine olumsuz etkilenebilir.
Açıkçası gerçekçi bakarsak artık çocuk değiliz. Haliyle bu tür durumlara çocukken maruz kalmış olabiliriz ancak özgüven sorunları şimdi de devam ediyorsa bunlara halen “maruz kalıyoruz” diyemeyiz. Bu durumlara artık “müsaade ediyoruz” demek daha doğru olur. Yani özgüven çocukken verilmesi gereken bir duygu olabilir ancak artık kendimizin hissetmesi gereken bir duygudur.
Özgüvenin hep yüksek olması gerekmediğini bilmek gerekir. Özgüven ara ara düşer ara ara zedelenir. Belki de olması gereken budur çünkü bu sayede olmak istediğimiz benliğimiz ile şu an var olan benliğimiz arasındaki farkı görebiliriz ve bu konuda gerekeni yapma konusunda harekete geçebiliriz.
Uzman Klinik Psikolog Samet Gürkan Ustaoğlu, ”Özgüven eksikliğini giderebilmek için ilk olarak güçlü yanlarımızı tanımlamak önemlidir. Yani, bu hayatta nelere önem verdiğimizi fark etmek, hayatımızdaki diğer insanların da bize verdiği değeri ve davranışları belirleyecektir. Ayrıca, kendimizi sürekli eleştirmek, her konuda mükemmel olmaya çalışmak, hata yapmamam gerekiyor gibi düşünceler ve eylemler bizi özgüvenli bireyler haline getirmeyeceğini bilmemiz gerekir. Yani, güçlü yanlarımızı fark etmenin yanında güçsüz yanlarımızı da tanımlamak oldukça önemlidir. Sonuçta güçsüzlüğü bilmeyen birinin gücü hissetmesi ne kadar doğru olabilir ki” dedi.