CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, çay hasadına kısa bir süre kaldığını belirterek, çay alım fiyatı belirlenirken çiftçinin mağdur edilmemesi çağrısında bulundu.
Sarıbal, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Tarım Bakanlığı, Ziraat Odası, bölgedeki tarım sektör temsilcileri, sendikalar, çiftçiler, ÇAYKUR yetkilileri, özel sektör temsilcileri bir araya gelmeli. Maliyet artı refah payı üzerinden bir çay alım fiyatı belirlenmeli. Açıklanacak fiyat da mutlaka taban fiyat olmalı. Çay üreticisi mağdur edilmemeli” dedi.
ÇAY ALIM FİYATI ÇİFTÇİYİ MAĞDUR ETMEMELİ
Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da pandemi koşullarında çay hasadının yapılacağını hatırlatan Sarıbal, çayın ülkemiz için önemini şu sözlerle dile getirdi: “Türkiye’de 80 yıldır çay kültürü oluşmuş durumda. 784 bin dönümde çay üretimi yapılmaktadır. Yılda 1 milyon 500 bin ton civarında yaş çay üretilmekte. 2020 yılı verilerine göre 270 bin ton ile 280 bin ton arasında kuru çay üretimimiz var. Çay 84 milyon insanımızı ilgilendiren bir ürün. Çay, halkımızın sudan sonra en çok tükettiği içecek. Kişi başına 3,5 kilogram çay tüketimi ile dünya birincisiyiz. Çayın ülkemizdeki hasadı 4-5 ayda yapılıyor. Ülkemizde yetişen çay dünyanın en kaliteli çaylarından biridir”
AÇIKLANACAK FİYAT TABAN FİYAT OLMALI.
Orhan Sarıbal, geçen yıl üreticilerin 4 liradan olmasını talep ettikleri yaş çay alım fiyatının 3 lira 27 kuruş olarak belirlendiğini hatırlatarak, kilo başına verilen 13 kuruş prim desteğinin ise hasattan 8 ay sonra 2021 yılının Nisan ayında verildiğini söyledi.
Açıklanan fiyatın ‘tavsiye alım fiyatı’ olduğuna dikkati çeken Sarıbal, “ÇAYKUR üretilen ürünün yüzde 50’sini alırken, geri kalanını özel sektör alıyor. Özel sektör açıklanan tavsiye fiyatının çok altında ürün alıyor. 2 lira 60 kuruş, 2 lira 70 kuruşa, 2 lira 80 kuruşa çay aldı özel sektör. Çiftçi 3 lira 40 kuruştan vermesi gereken çayını 2 lira 60 kuruştan vermek zorunda kaldı. Çiftçi zarar etti” dedi.
Bu yıl bütün girdilerin arttığını vurgulayan Orhan Sarıbal, yaş çay alım fiyatının, girdi maliyetleri hesaplanarak ve çiftçinin refah payı eklenerek belirlenmesini istedi.
GÜBRE %80 ARTTI
Sarıbal şunları söyledi; “Çay toplama yevmiyesi yüzde 30 arttı. Valilik 200 lira açıkladı ama yıllardır valiliğin açıkladığı fiyat uygulanmadı, bu yıl da bu fiyat uygulanmayacak. Yevmiyeler 250-300 lirayı bulacak. Taşıması, filesi, çayla ilgili çok alanda fiyatlar arttı.
Çay çiftçisinin çayda en çok kullandığı iki gübreden biri olan %26 Nitrat’ın tonu geçen yıl bin 400 lira ile bin 500 iken bu yıl 2 bin 500 liraya çıktı. Artış yüzde 80.
Bir başka çok kullanılan gübre olan ÜRE ise tonu 2 bin liradan 3 bin 500 ile 3 bin 700 lira, 3 bin 800 liraya çıktı. ÜRE gübresindeki artış da yüzde 80.
Şimdi çay fiyatı açıklarken bu girdilerin dikkate alınması gerekir. İşçilik, gübre ve bakım girdileri yani budama, temizlik, taşıma girdileri dikkate alınmalı.
Bütün bu girdiler hesaba katılarak ve çiftçinin refah payı eklenerek bir çay fiyatı açıklanmalı. Bu fiyatı belirlerken de Tarım Bakanlığı, Ziraat Odası, bölgedeki tarım sektör temsilcileri, sendikalar, çiftçiler, ÇAYKUR yetkilileri, özel sektör temsilcileri bir araya gelmeli. Maliyet artı refah payı üzerinden bir fiyat belirlenmeli.
Yaş çayın kilosu için 4.5 lira diyen var, 5 lira diyen var 5.5 lira olsun diyen var. Bütün bu rakamların sahici olabilmesi için bir ekibin oluşması, bu grubun içinde çayın bileşenlerinin olması, bunların oturup çayın fiyatını belirlemeleri lazım. Açıklanacak fiyat referans, tavsiye fiyatı değil taban fiyat olmalı. Yoksa 10 lira da açıklansa çiftçi özel sektöre teslim olur. Özel sektör istediği fiyattan çay alır. Fiyata uyacak tek kurum ÇAYKUR olacaktır. O yüzden açıklanacak fiyat taban fiyat olmalıdır. Özel sektör de açıklanan fiyatın altında alım yapmamalıdır. Çay üreticisi mağdur edilmemelidir”
ÇAYKUR’UN ZARARLARI
Çay piyasasında önemli bir kurum olan ÇAYKUR’un içinde bulunduğu duruma da değinen Orhan Sarıbal, şöyle devam etti: “Bir İktisadi Devlet Teşekkülü olan ÇAYKUR, çay alanındaki en önemli kuruluştur. ÇAYKUR bünyesinde, 46 yaş çay işleme fabrikası ve 1 çay paketleme fabrikası bulunuyor. Ayrıca; 1 pazarlama ve üretim bölge müdürlüğü, 8 pazarlama bölge müdürlüğü, Anatamir Fabrikası, Atatürk Çay ve Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, 12 bin 541 çalışanı ve günde 9 bin 095 ton yaş çay işleme kapasitesi ile Türkiye’nin en büyük çay kuruluşudur. ÇAYKUR, Türkiye’de yetiştirilen çayın %50-55’ni satın almaktadır. ÇAYKUR tek başına çay sektörünün yüzde 50’sine hükmediyor. Ama buna rağmen zarar ediyor.
Varlık Fonu’na devredilene kadar karda olan ÇAYKUR, Varlık Fonu’na devredildikten sürekli zarar etti. Fona devredildikten sonra maliyet giderleri satış giderlerinin üzerine çıkan ÇAYKUR, 2017’de 267 milyon, 2018’de 657 milyon, 2019’da 635 milyon ve 2020 yılında 547 milyon lira zarar açıkladı.
ÇAYKUR bir yandan zarar ederken bir yandan da reklamlara milyonlar ödüyor. ÇAYKUR, çay tanıtımı yapmak üzere 30 Mart’ta bir film şirketiyle 700 bin liralık sözleşme yaptı.
ÇAYKUR daha önce de pahalı reklam anlaşmalarıyla gündem olmuştu. 2019’da 11 milyon 86 bin 458 liralık reklam filmi, açık hava reklamı ve çay bardağı ödemesi yapan ÇAYKUR’un, 2020’nin Şubat ayında ise 15 günlük reklam yayını için 3 milyon 990 bin lira ödediği ortaya çıkmıştı. ÇAYKUR’un böylesine kötü yönetilmesi çay üretimini ve çiftçisini de olumsuz etkiliyor”
ÇAYDA İTHALATÇIYIZ
Uygulanan kötü politikalar sonucu ülkemizin 2006 yılından itibaren net çay ithalatçısı olduğunu belirten CHP Milletvekili Orhan Sarıbal, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen ‘tek adam keyfi yönetimi’ döneminde ithalat artarak devam etti.2003’den bugüne kadar (Şubat 2021) AKP döneminde 163 bin ton çay ithalatına 394 milyon dolar ödeme yapılmıştır. Bu ithalat her yıl biraz daha artmaktadır” dedi.
2018 yılında 15 bin 635 ton çay ithalatına 39 milyon dolar, 2019 yılında 18 bin 837 ton çay ithalatına 40 milyon dolar ödendiğini aktaran Sarıbal, “2020 yılında 22 bin 500 ton çay ithalatı ile Cumhuriyet dönemi ithalat rekoru kırıldı. Bu ithalata 46 milyon dolar ödendi. Tek adam keyfi yönetiminin yürürlükte olduğu 2018-2021 yılları arasında 61 bin ton çay ithalatına 133 milyon dolar ödendi.2021 yılının Ocak ve Şubat aylarında ise 4 bin ton çay ithalatına 9 milyon dolar para ödendi” diye konuştu.
GÜBRE DESTEĞİ VERİLMELİ
Orhan Sarıbal, konuşmasının sonunda çay için hayata geçirilmesi gereken uygulamaları ise şöyle sırladı: “Bu arada ÇAYKUR Varlık Fonundan çıkarılarak liyakat sahibi kişilerce yönetilmesi sağlanmalı. Çay için gübre desteği hızlıca hayata geçirilmelidir. Her yıl, gübre fiyatının artışına uygun olarak, gübre desteği arttırılmalı. Prim destekleri hasattan sonra 2 ay içinde verilmeli. Çaydaki fire uygulaması mağduriyetlere neden oluyor, bu yeniden gözden geçirilmeli. Alım yerlerinde kota ve kontenjanda esneklik yaratılmalı. Organik tarım, iyi tarım desteği sağlanmalı. Satışında kolaylıklar sağlanmalı”