Avukat Elvan Kılıç, reddi miras konusunda yaşanan sorunlar hakkında açıklamalarda bulundu. İşte Kılıç’ın bu konudaki açıklamaları;
Günümüzde miras ile ilgili konularda birçok problem yaşanıyor ki bunlardan bir tanesi de “reddi miras” konusu. Reddi miras, miras bırakanın (muris) ölümü üzerine yasal veya atanmış mirasçıların ölenin her türlü borç ve alacaklarıyla birlikte oluşan mirasın hak ve yükümlülüklerini reddetmesi olarak tanımlanabilir. Kanun, kimin mirasçı olacağını belirlemiştir. Ancak burada genelde miras bırakanın ölümü halinde çok geç haberdar olunması ve miras bırakan borçlu olduğu zaman reddi miras süresini kaçıran mirasçının yaşaması gibi sıkıntılar oluşmaktadır.
Reddi miras durumu ne zaman gerçekleşir?
Hukukumuzda miras, Türk Medeni Kanunu 599. Maddeye göre; miras bırakanın ölümü ile mirasçılara derhal ve kanunen geçer. Bunun için mirasçıların mirasçı oldukların dair bir irade açıklamasında bulunmalarına gerek yoktur. Külli halefiyet ilkesi sonucu miras bir bütün olarak ve kendiliğinden mirasçılara geçer. Miras bırakanın alacak ve borçları da mirasçılara geçer ve mirasçılar bundan sadece tereke (miras bırakanın tüm malvarlığı) ile değil, kendi kişisel mal varlıkları ile de sorumlu olurlar. Örneğin bir adam öldüğünde çocukları onun mirasını kabullendiği zaman tüm mal varlıklarıyla onun borçlarından sorumlu olurlar ve varsa borçlarını aynı zamanda kendi kazandıkları mal varlıklarıyla ödemek zorunda kalırlar. Bunu önlemenin adı “reddi miras”tır.
Kimler reddi miras talebinde bulunabilir?
Mirasın reddi hakkına yasal ve atanmış mirasçılar sahiptir. Yani kanunun tanıdığı mirasçılar kendilerine verilen süre içerisinde reddi miras talebinde bulunabilir. Normalde mirasçı, miras bırakanın terekesi üzerinde külli halefiyet ilkesi gereğince hak sahibi olan kişilerdir. Bunlara sağ kalan eş, miras bırakanın alt-üst soyu girmektedir. Yani miras bırakanın eşi, çocukları, torunları, anne ve babası ile birlikte kardeşleri ya da üst zümre adı verdiğimiz büyükanne ve büyükbaba girmektedir. Kanunen yasal mirasçılar bunlardır ve reddi miras talebinde bulunabilirler. “Atanmış mirasçı” ise miras bırakanın vasiyetname ile önceden belirlediği veya mahkemenin vermiş olduğu bir hükümle kayyım olarak atanan, terekeden sorumlu olan görevli kişidir. Bu mirasçılar da reddi miras talebinde bulunabilir.
Reddi miras prosedürü nasıl işlenir?
Medeni Kanunumuzda 609. Madde’ye göre ayırt etme gücüne sahip ve 18 yaşını geçen mirasçıların yazılı veya sözlü olarak mirası reddettikleri yönünde beyanlarını, miras bırakanın son yerleşim yerinde bulunan Sulh Hukuk Mahkemesine bildirmeleri ile miras reddedilir. Burada iki önemli nokta vardır. Birincisi reddi miras işlemi, miras bırakanın ölümünden3 ay içerisinde yapılmalıdır. İkinci nokta ise miras bırakanın ölmüş olması ve mirasın ortaya çıkması gerekmektedir. Reddi miras beyanı ile miras bırakanın borçlarından kurtulma imkânı verse de mirasçı olma hakkını da elinden almaktadır.
Mirasın reddi ne kadar sürede yapılmalıdır?
Mirasın reddi için kanunda üç aylık hak düşürücü süre öngörülmüştür. Buna göre miras bırakanın ölümünden veya mirasçının mirasçı olduğunu öğrenmesinden itibaren üç aylık süre içinde mirasın reddi talebinde bulunması gerekir. Bu süre yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendiklerini ispat etmedikçe miras bırakanın ölümünden itibaren, atanmış mirasçılar için tasarrufun kendilerine resmen bildirildiği tarihte işlemeye başlar. Bu süre içinde reddedilmeyen miras, mirasçı tarafından kabul edilmiş sayılır ve mirastan borçlarıyla sorumlu olur.
Mirasçı mirası geç öğrenmişse reddi miras yapabilir mi?
Normalde reddi mirasın kanuni süresi üç aydır. Ancak mirasçıları bu haklarını başka bir tarihte öğrenmişler ise bu tarihi ispat etmek kaydıyla süre öğrenme tarihinde itibaren başlayabilir.
•Kanuni mirasçı için bu süre öğrendikleri anda başlar. Eğer mirasçılık sıfatı daha sonradan öğrenilmiş ise öğrenildiği tarih başlangıç olarak kabul edilir. Yasal mirasçının ölüme bağlı tasarruf ile miras dışında bırakılmış olması halinde ret süresi bu tasarrufun iptal edildiğinin mirasçı tarafından öğrenildiği anda başlar.
•Atanmış mirasçı bakımından da ret süresi üç ay olup bu süre mirasçı olduklarını Sulh Mahkemesinin Vasiyetnameyi resmi olarak açması ve onlara tebliğ etmesi ile başlar. Miras sözleşmesi ile atanan mirasçılar için bu süre yasal mirasçılarla aynı şekilde işler. Bu sözleşme ile üçüncü kişi atanmış olması halinde vasiyetnamedeki gibi resmi bildirim ile başlar. Süre kaçırılması durumunda mirasçılar kanıtlamak şartıyla mahkemeden süre isteyebilir. Önemli sebeplerin varlığı halinde sulh hâkimi yasal ve atanmış mirasçılara verilen ret süresini uzatabilir veya yeni bir süre verebilir. Bunun için taleple birlikte haklı bir sebep olmalıdır.
Reddi miras hakkı hangi hallerde düşer?
•Yasal süresi içinde mirası reddetmeyen mirasçı, mirası kayıtsız, şartsız kazanmış olur. Yani hem miras bırakanın tüm mirasına sahip olur hem de miras bırakanın çok fazla borcu varsa o borcu ödemek gibi bir sorumluluğu da doğmuş olur.
•Diğer haller: 1) Üç aylık ret süresi dolmadan mirasçı olarak terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan ve miras bırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapmak suretiyle tereke işlerine karışırsa, bu durum mirasçının mirası örtülü olarak kabul ettiğini gösterir ve mirasçının mirası ret hakkı sona erer.
2) Mirası ret ederek mirastan feragat etmek isteyen mirasçı yazılı veya sözlü olarak miras bırakanın son yerleşim yeri Sulh Mahkemesine beyanda bulunabileceği gibi bu beyanı ilgililere de (diğer mirasçılar, vasiyet alacaklıları, tereke alacaklıları) yöneltebilir.
3)Mirasçılardan birinin ret süresi içinde terekeye ait bir malı gizlemesi veya kendisine mal etmesi halinde mirasçının ret hakkı düşer ve mirasçı mirası kabul etmiş sayılır.
Reddi mirasın sonuçları nelerdir?
Miras kalan yasal mirasçıların birinin mirası reddetmesi durumunda onun payı, sanki o hayatta değilmiş gibi düşünülerek diğer yasal hak sahiplerine geçer. Mirası bırakan kişi aksini belirtir beyan ya da belge bırakmadığı sürece reddi miras yapan kişinin payı kendisine en yakın yasal hak sahibine pay edilir. Bu tip durumlarda alt soyların (mirasçının çocukları, torunları vs.) tümü mirası reddederse, bu pay bu sefer sağ olan eşe geçer. Mirasçılar reddi miras işlemini gerçekleştirirken kendilerinden sonra gelen mirasçılara mirası kabul edip etmeyeceklerinin sorulmasını talep edebilir. Bunu talep etmeleri halinde reddi miras yapıldığı, kişiden sonra gelen mirasçılara hâkim tarafından bildirilir ve mirasçılar buna bir ay içerisinde cevap vermekle yükümlüdürler. Bir ay içinde cevap verilmemesi durumunda diğer alt soylardan oluşan mirasçılar da mirası reddetmiş sayılırlar.