Bir devleti, topla-tüfekle kolay, kolay çökertemezsiniz. Ordusuna, adaletine, ibadetine siyaset sokarsanız çok kolay çökertirsiniz.
Bugün camilerde ‘evet’ propagandası yapılıyor. Hem ses çıkarılmıyor hem de teşvik ediliyor. Sokaklarda ‘hayır’ diyen gençler karakola götürülüyor. Laik cumhuriyetin en yüksek makamı Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda zikir törenleri düzenleniyor. Eh vals yapacak değiller ya.
Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlığı ile Türkiye’de ünlenmiş, “Keşke Kurtuluş Savaşı kazanılmasaydı, o zaman laik cumhuriyet kurulmaz, saltanatta kalkmazdı” diyen fesli Mısırlıoğlu, Külliyede baş köşede Erdoğan’ın yanında oturuyor.
Cumhurbaşkanı başdanışmanı Adnan Tanrıverdi de, “Eyalet sistemine geçilmeli, Türkçe ikinci dil olmalı” diyor. AKP’nin Anayasa’da değiştirmek istediği maddeler içinde, şehirlerin birleştirilme yetkisinin cumhurbaşkanına verilmesi de var. Eğer Anayasa değişikliği geçerse, Türkiye’nin eyaletlere bölünmesi, özerk bölgelerin kurulacağı, Türkiye’nin bölüneceği de oylanmış olacak. Eh başdanışman orada bedava oturmuyor. Onunda görevi Türkiye’yi bölme çalışmasıdır.
4 halifeden 3’ünün öldürülmüş, günde 500 müslümanın, müslümanlar tarafından öldürüldüğü bir İslam dünyasında, Türkiye’de, Osmanlı’ya, Ortadoğu’ya özenen bir iktidar varsa, Türkiye ancak böyle yönetilir. Birde cumhurbaşkanı BOP’un eşbaşkanıysa!
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) yeniden yapılandırılması ile ilgili KHK yayımlandı. Başbakan Binali Yıldırım, demokratikleşmede son noktaya ulaşıldığını açıkladı. Demek, demokratikleşme bu kadar basit! Kuvvet komutanlarının, Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanması, askeri eğitim kurumlarının kapatılması, TSK içindeki terfi ve tayin sisteminin değiştirilmesi, askerin siyasallaşmasıdır. Bu şartlarda, gelecekte savaşacak ordu bulamayız. Balkan Savaşları’nın, ordunun siyasallaşmasından kaybedildiği unutulmamalıdır.
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, “Komutanların bakanlığa bağlanması, emir komuta birliğini bozar. Emir komuta birliğini perişan ederseniz, o orduyu perişan edersiniz. Ordunun gücü dağıtılmaya çalışılıyor ama bu tehlikelidir. Harp Okulları, Osmanlı’nın mirasıdır. Abdülhamit’e neler yapıldı ama o bile Harp Akademileri’ni kapatmadı. (Atatürk-İnönü vs subaylar o okullardan çıktı) Harp Akademileri, TSK için hayati önem taşıyor. Kaldırılması, ordunun damarlarının kesilmesidir” diyor.
Orduyu zayıflatmak, bugün AKP’nin en büyük görevidir. Ordu çökerse devlet çöker. Onun için referandumda HAYIR diyoruz.
Kandırılanlar ordusu!
Kozmik odaya savcıyı soktunuz. Devletin en mahrem bilgilerini, FETÖ kanalıyla ABD’ye teslim ettiniz. Ey… ey… derken Türkiye’yi dünyada itibarsızlaştırdınız. “Avrupa’ya vatandaş vizesiz gidecek” derken bakanlarınız gidemez oldu.
FETÖ’de kandırıldınız. Ergenekon-Balyoz’da kandırıldınız. Dış politikada, Irak, Suriye, Rusya, İsrail, Ermeni politikalarında kandırıldınız.
AB’de, ABD’de, BM’de, NATO’da, patriotları getirterek, Çin’le füze anlaşmasını bozarak, Mavi Marmara’da, Kıbrıs politikasında, PKK ile açılım politikasında, Oslo’da, Habur’da, Dolmabahçe’de, Halep konsolosluğu boşaltılırken, ÖSO ve IŞİD politikasında, yanıldınız-kandırıldınız!
Lozan’ı dilinize doladınız, Yunan Savunma Bakanı da, “Lozan’ı beğenmiyorsanız Sevr’i verelim” dedi. Dalga geçti ama gıkınız çıkmadı. 18 adamızı Yunanistan’a peşkeş çektiniz.
TC kurucularına ‘iki ayyaş’ dediniz. “Her 10 Kasım’da yaygara koparıyorlar” dediniz. “Cem evi, cümbüş evi” dediniz. Hikmetyar’ın dizinin dibinden ayrılmadınız. “Demokrasi amaç değil araçtır” dediniz. Ekonomiyi bitirdiniz. “Tulumbada su kalmadı” dediniz. “R. Zarrab iyiliksever işadamıdır” dediniz. Vakıflarınıza bağışları topladınız. Yanlış politikalarınızdan dolayı, tarımda ithal etmediğiniz ürün kalmadı. Eğitim sistemini tam bir yap-boz tahtasına dönüştürdünüz. Üretmeyen, istihdam yaratmayan, faize dayalı ekonomi yarattınız. Ekonomiyi bitirdiniz. Döviz patladı, işsizlik arttı, fabrikalar kapandı. Dış borcu devasa artırdınız. Hırsızlığı, yoksulluğu, rüşveti artırdınız. Kumarı da, fuhuşu da artırarak, zengini daha zengin, fakiri daha da fakirleştirdiniz. Seçimlerde verdiğiniz kömüre, makarnaya, nohuta muhtaç ettiniz. Oyu da kaptınız.
Bütün bu yaptıklarınızdan, kandırıldıklarınızdan sonra milleti referandumda kandırmaya çalışıyorsunuz. Anayasa’yı değiştirip, padişahlık, diktatörlük sistemine geçmeğe çalışıyorsunuz. İnatla HATA’da ısrar ediyorsunuz.
Dün size, yapmayın, etmeyin, ülkeye yazık etmeyin dedik, bugünde HAYIR diyoruz.