Evet’çi kardeşim, sana kardeşim diyorum, biliyorum AKP milleti böldü, sen buna belki itiraz edeceksin. Aynı anne, babadan değiliz, doğrudur ama aynı vatanda yaşıyoruz. Vatan bizim ortak paydamızdır. Onun için kardeşiz. Aynı dinin mensubuyuz. Dinimiz, ‘Müslümanlar kardeştir’ der. Onun için kardeşiz.
Evet diyen kardeşim, senin ‘evet’in partin için, liderin için. Anayasa değişikliğini okudun, ‘Bu sistem Türkiye için daha iyi olacak’ diye düşündün, onun için yada hiçbir değişikliği okumadın, bilgin de yok ama mahalle baskısı olduğu için ‘evet’ diyorsun.
Ben ise HAYIR diyorum. Anayasa değişikliğini okudum. Bu, Türkiye’yi gelecekte karanlığa sürükleyebilir. Türkiye, emperyalist güçlerin oyuncağı olabilir. Çünkü bu anayasa değişikliği, Türkiye’yi tek adam rejimine sürüklüyor. Emperyalist güçler, tek adamı kandırabilir ama güçlü bir parlamenter sistemde 550 milletvekilini kandıramaz. Bunun örneği 1 Mart 2003 teskeresidir.
Sevgili kardeşim, bu referandum bir anayasa değişikliğidir. Partilerin iktidar mücadelesi değildir. Anayasa değişikliği kolay yapılmıyor. Yasalar bile kolay çıkmaz. 94 yıl önce ilk meclisin hazırladığı bazı yasalar bile bugün yürürlükte.
Evet’çi kardeşim, bu referandum neticede bir anayasa belgesidir. Evet veya Hayır diyeceğiz. Bu vatanseverlerle, vatan hainleri, dindarlarla, dinsizler, milliyetçilerle, milliyetsizler arasında bir yarış değildir.
İnsanlar, sağcı, solcu, milliyetçi, muhafazakar, dindar olabilir. Mühim olan, bizim en iyi şekilde ülkemizi yönetebilmemizdir. Geleceğe umutla bakabilmemizdir. Çocuklarımıza güzel bir ülke, sorunsuz bir ülke bırakabilmemizdir. Parçalanmamış, müreffeh bir ülkede hep beraber yaşayabilmemizdir.
Bugün, daha referandum propagandası başlamadan insanlarımızı ayrıştırıcı, bölücü, teröristlerle ortak hareket ediyorlar söylemlerine AKP tarafından geçilmesi, Türk milletine hakarettir. Bu gibi söylemler yerine anayasada değiştirilecek 18 maddenin içeriği hakkındaki görüşler tartışılmalıdır. Liderlerin, bu 18 maddenin ülkemize ne getiriyor, ne götürüyor bunun tartışmasını yapıp, biz oy verecekleri aydınlatması lazımdır. Ancak bunu göremiyoruz. CHP lideri, ‘Gelin televizyona çıkıp bu konuyu tartışalım, vatandaşları aydınlatalım’ diyor. Ancak iktidar partisinden, özellikle konuşması gereken başbakandan cevap alınamıyor. Alınamıyor, çünkü konuyu savunamıyorlar. Başbakan bunun yerine tehdit savuruyor. “Hayır’cılar yok olacaktır” diyor. Hayır’cıları PKK’lı ve FETÖ’cü olmakla suçluyor. “Bunlar hayır dediği için biz evet diyoruz” diyor.
Kimin PKK ile, FETÖ ile beraber olduğunu da gazetelerden, televizyonlardan, fotoğraflardan görüyoruz. FETÇÖ’ye ‘Ne istediler de vermedik’ diyen kimdir? HSYK’da, FETÖ’cülere pazarlıkla 104 hakim-savcı veren kimdir? Madem biz HAYIR’cı olarak teröristiz, devlet teröriste fikrini sorar mı? Açın sandıkları, doldurun evet’leri, %100 evet çıksın.
Evet’çi kardeşim, sizin anlı şanlı Anayasa Profesörü Burhan Kuzu’nuz var. İtiraf etti; “CHP 2005 ve 2010’da FETÖ’ye karşı önerge verdi ama biz o zamanlar çıkarlarımıza uymadığı için bu önergeyi reddettik. FETÖ’ye göz yumduk. CHP haklıymış” dedi. Şimdi soruyorum size. Kimmiş teröristlerle beraber olan?
AKP milletvekili Orhan Miroğlu, “PKK terör örgütü değildir” diyor. Eski başbakanımız Ahmet Davutoğlu, “IŞİD terör örgütü değil, öfkeli bir grup genç” demişti. Bizim derdimiz tek vatan, sizin derdiniz tek adam!