10 Aralık 2016 günü, Beşiktaş – Bursaspor maçı sonrası, taraftarların dağılmasının ardından PKK’nın uzantısı TAK tarafından iki canlı bomba ile, Maçka Parkı yolu ve Dolmabahçe Caddesinde emniyet güçlerine yönelik bombalar patlatıldı. 44 filiz gibi gencecik canımız şehit oldu, 150 yaralımız var. İçimiz yanıyor. Bunlarda vicdan yok mu diye soruluyor. Vicdanları olsa bu bombaları patlatırlar mı? Bombaları patlatanlarda figüran. Asıl resmin arkasına bakılması gerekir. Emri verenin Kandil olduğu anlaşılıyor da, onun arkasında olan, onlara destek veren, her türlü mühimmat ve silahı veren, Ortadoğu’da bir kürt devleti kurma peşinde olan ABD’yi ve diğer emperyalist güçleri unutmamalıyız.
Son 1,5 yılda 33 bombalı saldırı ile karşılaştık. 363’ü sivil 446 vatandaşımızı kaybettik. 2 binden fazla yaralımız var. Terör gittikçe tırmanıyor. Şehitlerimiz artıyor, ailelerine ateş düşüyor. Ateş düştüğü yeri, anne, babayı, eş ve çocuklarını, hısım, akrabayı, ağabeyi, kardeşi yakıyor. Bizler üzülüyoruz, içimiz kararıyor ama bir tane suçlu yönetici yok. Bir tane ihmalkar görevli yok. İstifa yok. Ancak günahsız insanlar ölmeye devam ediyor. İstihbarat zafiyeti olduğu açıkta, karayollarına, şehir girişlerine bomba düzeneklerini tespit eden elektronik sistem konulamaz mı? Suriyeli mültecilere para buluyorsun ama kendi vatandaşının canı için paran yok.
Neden bu hale geldik? Neden Ortadoğu ülkelerinin yaşadığı terör belasının içine düştük, önümüzü göremez olduk. Başımızda bir kaptan var, gemiyi rotasına oturtamıyor. Kendisini kurtarma peşinde. Oysa gemi batarsa kendisinin de kurtulma ihtimali yok. Ancak o her şeye rağmen kendisini kurtarmaya çalışıyor. Bu acı günümüzde bile ‘Başkanlıkta başkanlık’ diyor.
Suriye ve Irak’ın toprak bütünlüğü, Türkiye’nin toprak bütünlüğüdür. Türkiye ABD’nin peşine takıldı. Esad’ı devireceğim demeye başladı. Şam’da Emevi Camisinde Cuma namazı kılmanın hayaline kapıldı. ABD’nin amacı Suriye’yi bölmek, kuzeyinden Akdeniz’e açılan kürt koridorunu oluşturmak ve neticede kürt devleti kuracağını anlayamadı. Bizim öngörüsüz yöneticilerimize de BOP eşbaşkanlığı görevini verdi. Bizimki bununla iftihar etti. Oysa bu proje Ortadoğu’nun ve Türkiye dahil 22 devletin sınırlarının değişmesi demek olduğunu ya anlayamadı, yada buna gönüllü katıldı. ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ politikasından saptılar. El-Kaide’ye, IŞİD’e destek verdiler. Militanların Türkiye’den geçmesine göz yumdular. Suriye’de iç savaş çıktı. Emperyalist güçler Suriye’ye doldular. Çünkü her birinin menfaati var.
Suriye’de iç savaş çıkınca 3,5 milyon mültecinin Türkiye’ye girmesine izin verildi. Girişte sorgu sual, araştırma toktu. El-Nusra ve IŞİD terör unsurları da Türkiye’ye doldu. Gelenler içinde PKK’lı da çoktu. 25 milyar dolarda para harcadık bu insanlara. Avrupa neden almıyor. Gelecekte bunların ülkelerine bela olacağını biliyor. Bugün yaşadığımız bela işte budur. Gelecek günler daha da karanlıktır.
Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek, “25 bin şehit versek kimse ses çıkarmasın. Patlamada cumhurbaşkanı ve bakanların hedef olmaması, Allah’ın himayesinde olmamızdan kaynaklanıyor” diyor. Bende en hafifinden, “Allah senin gibi şeytanları himaye etmez, kendini bilmez insan” diyorum. Şehircilik Bakanı Haseki de, polislere hitap ederek, “Bende şehit olmak istiyorum, sizde olunuz” diyor da, korumasız gezemiyor, zırhlı araçtan aşağı inemiyor. Bunlar her türlü laneti hak eden insanlar.
Millet olarak birlik ve beraberliğimizi bozmayacağız, bozmak isteyenlere izin vermeyeceğiz, ülkemize sahip çıkacağız. Korkmuyoruz, korkmayacağız.
Şehit olan kahraman emniyet mensuplarımıza ve sivil vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Kederli ailelerinin acılarını yürekten paylaşıyorum. Yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.
Bu arada, ben bu yazıyı kaleme aldıktan sonra yaşanan bir başka hain saldırıda ise vatan hainleri, silahları bile olmayan vatan kahramanlarına saldırdı. Kayseri’de yaşanan bombalı araç saldırısı sonucu şehit olan 14 kahraman Türk askerine Allah’tan rahmet, yaralılara da acil şifalar diliyorum.