Başbakan Binali Yıldırım, “Başkanlık gelmezse Türkiye’nin bölünme riski var. Kamuoyunu meşgul eden yeni anayasa ve hükümet sistemini de ele alıp çözmemiz lazım” dedi. Yardımcısı Mehmet Şimşek, başkanlık sistemi ile ilgili, “Biran önce Türkiye’nin siyasi istikrarını garanti altına alalım, başkanlık sistemine geçelim. Şu reformları da hızlı şekilde uygulayalım, Türkiye’yi kimse tutamasın. Bu kadar basit” dedi.
Bakan Şimşek, siz 14 yıldır yalnız başınıza iktidar değil misiniz? İstediğiniz yasaları, istediğiniz zaman ve en kısa zamanda meclisten geçirmiyor musunuz? Seçmek istediğiniz başkanın elinde sihirli değnek mi var? Başkan olursa ülkeyi mi uçuracak? Başkan yapmak istediğiniz kişi, bu ülkede 14 yıldır en yetkili makamda değil mi? Yaptığı icraatın dışında söz söyleyebilen bir bakanınız var mı? Sizler AKP olarak bir kişiyi başkan yapmak için ‘her yol mubah’ diyen insanlarsınız. Sizin başkan yapmak istediğiniz kişi, “Demokrasi benim için bir araçtır. Hedefim olan yere gider inerim” demedi mi? Demokrasiyi bile özümseyememiş, araç olarak gören kişiyi, at gözlüğü ile bakarak ille de başkan yapacağız çalışması içindesiniz.
Binali Yıldırım’ın yukarıdaki sözleri de skandal sözdür. Zavallılıktır, kendisini itibarsızlaştırmaktadır. Bir başbakana böyle sözler yakışır mı? Bu sözün açılımı, 14 yıllık iktidarlarında ülkeyi bölme noktasına getirdiklerinin itirafıdır. Bu ülkede 93 yıldır parlamenter sistem var ama bu ülke bölünmedi, bölünmeyecekte. Ancak sizin iktidarınızın devamı halinde ülkenin bölünmesi yönünde korkarım ki, büyük problemlerle karşılaşabiliriz.
Bir başbakan bu sözleri ifade ediyorsa, kendisi ülkemiz için bir numaralı tehdittir. Beceriksizlikten istifa etmelidir. Ülkemizin başkanlığa ihtiyacı yoktur. Ancak R.T.Erdoğan’ın başkanlığa ihtiyacı olduğu anlaşılmaktadır. Onun ihtirası var. İhtirası olmasa böyle bir istek AKP içinde de olmazdı. Bugün Erdoğan, ‘başkanlığa ihtiyaç yok’ desin, bir tek AKP’li bile başkanlığı ağzına almaz. AKP, fiilen verdiğimiz desteği hukukende yapalım yaklaşımı içinde. Seçimle gelmiş cumhurbaşkanıdır, tarafsız olamaz ve bu nedenle fiiliyata geçelim, başkan yapalım yaklaşımında da, cumhurbaşkanı seçilirken anayasaya göre tarafsız olması gerekmez mi? Anayasanın bu maddesini bilmiyor muydu? Halkın seçmesi, cumhurbaşkanının her şeye karışacağı anlamına mı geliyor? Türkiye’de hukuk işlemediği için, cumhurbaşkanı tarafsızlığın dışına çıkıyor. Hukuku düzenlemek için anayasa değişikliğine de ihtiyaç yoktur. Hukuku düzelt, cumhurbaşkanının her şeye müdahalesini önle. Anayasaya uymuyorsa, yasa önünde hesap vermesini sağla. Başkanlık, Türkiye’nin talebi de, ihtiyacı da değildir.
Kağıt üzerinde anayasa çok iyi yazılmış olabilir. Ancak icraata bakacaksın. Anayasamızda hukuk bağımsızdır ama gerçekte bağımsız mı? Anayasamızda basın özgürdür ama basınımız özgür mü? Güçler ayrılığı var ama gerçekte güçler ayrılığı var mı? Türkiye şuan Erdoğan’ın ihtiraslarıyla uğraşıyor. Türkiye’de AKP iktidarlarınca vahim hatalar yapıldı. Başkanlık rejimi gelirse çok daha vahim hatalarla karşılaşabiliriz.
Erdoğan, geçtiğimiz yıllarda, “Başkanlık rejimi ABD emperyalizminin Türkiye’ye bir dayatmasıdır” diyordu. Ne oldu şimdi? Büyük Ortadoğu Projesi’nde (BOP) emperyalist güçler, Türkiye’ye ılımlı İslam modeli biçmişlerdi. Türkiye’nin Ortadoğu’da bu modelin lideri olmasını istemişlerdi. Bunun içinde Erdoğan’ı BOP eşbaşkanı yapmışlardı. Erdoğan’da TV’lerde iftiharla bunu anlatıyordu. Şimdi Erdoğan başkan olursa, emperyalist güçlerin verdiği emirleri yerine getirecektir. Çünkü başkanlığı geniş yetkilerle donatma peşindedir.
Başkanlık rejimi gelirse;
1- Papa bile, “Türkiye’de laikliğe karşı müdahale etmeliyiz” derse,
2- Condoleezza Rice, “BOP ile Türkiye dahil 22 ülkenin sınırları ve rejimleri değişecek” derse,
3- R.T.Erdoğan, “Ben BOP’un eşbaşkanıyım” diye iftihar ederse,
4- Abdullah Gül, “BOP içinde ABD ile birlikte hareket ediyoruz” derse,
5- ABD, sömürmek için Suriye ve Irak’ı parçalamak istiyorsa,
6- ABD, Türkiye’nin güneyinden Akdeniz’e kürt koridoru açmak için mücadele veriyorsa,
7- BOP projesinin piyonları 14 yıldır bunun için uğraşıyorsa,
Erdoğan, BOP’un eşbaşkanı olup Türkiye’nin de başkanı olur, bütün yetkilerle donatılırsa Türkiye işte o zaman bölünür.