Teröre karşı ortak müdahale etmeliyiz. CHP olarak her türlü katkıyı vermeye hazırız, diyen ana muhalefet liderini yuhalatmakla terörü mü bitireceksiniz eyy Aktroller.
Muhalefeti terör örgütüyle yan yana göstererek, CHP’ye fatura keserek, halkı kin ve düşmanlığa sevk ederek, bundan siyasi rant peşinde koşarak iktidarını sürdürmek isteyen bir cumhurbaşkanı var. Cumhurbaşkanı için iktidarını sürdürmek diyorum, AKP demek Erdoğan demektir. Partisinin kongresine gönderdiği mesaj okunurken bile başbakan ayağa kalkıp hazır olda duruyor ve dünyada ilk defa böyle bir rezalet yaşanıyorsa, yemin etse de cumhurbaşkanı partisinden ayrılmaz.
Kılıçdaroğlu, Tarafsız Bölge TV programında ne dedi?
a- Biz toplumun ezilen bütün kesimlerine kucak açıyoruz.
b- Kağıt toplayıcılarını da, fındık üreticilerini de, taşeron işçileri de, emeklileri de, mevsimlik işçileri de kucaklıyoruz.
c- Cezaevindeki tutuklu yada hükümlü olup, hasta olan PKK’lı yada DHKP-C’liyi de, kader kurbanını da, İslamcıyı da dinledik.
d- Cezaevindeki hasta, tutuklu ve hükümlülerin sorunlarına eğilirken de bir ayrım yapmadık.
Bu sözlerinde unuttuğu, “Bu çalışmalar iktidar ile muhalefet MV’den oluşan İnsan Hakları İnceleme Komisyonu vasıtasıyla yapılmaktadır ve rapor edilmektedir” dememesidir. Bu komisyondaki CHP MV’leri “Allah kurtarsın” derken, AKP MV’leri de “İnşallah özgür kalacaksınız” diyormuş. Çünkü Apo ile pazarlıklarında özgür kalmak vardı.
Kılıçdaroğlu’nun bu açıklamasını Erdoğan bakın nasıl provoke ediyor. “Bir siyasi partinin başındaki, ki bu siyasi parti ana muhalefet partisidir, ‘Biz yeri geldi hastanelerdeki PKK’lıları ziyaret ettik’ diyor. Şu ifadeye bak ya, ne kadarda rahatlıkla bunu söylüyor. Böyle bir şey olabilir mi? Bu ülkede ana muhalefetin başı olacaksın, terör örgütü mensuplarını hastanede ziyaret edeceksin, neymiş yaralıymış…” İki gün sonrada Erdoğan, “…..kastedilen cezaevleri ile ilgili İnsan Hakları Komisyonu üyelerinin ziyareti olduğu belirtilse, ifade yumuşatılmış olurdu. Ama parti olarak ziyaret ederiz ifadesini kullandığın zaman olay tamamen provoke edildi” diyor. Erdoğan, sözlerinde iki günde bile tutarlı değil. İlk önce, kendisi bildiği halde provoke ediyor, Aktroller de kurşunu Kılıçdaroğlu’nun önüne atıyor. Yandaş ve havuz medyası da, “Kılıçdaroğlu şehit cenazesi törenlerinde protesto ediliyor” diye başlık atıyor. Erdoğan da böylece amacına ulaşıyor.
Kılıçdaroğlu ya şunları yapsaydı!
a- Oslo’da görüşme yapsaydı.
b- Habur’da seyyar mahkemeler kurup, hakimleri PKK’lıların ayağına götürüp pişman olanı serbest bıraktırsaydı.
c- İmralı’da Öcalan’ı muhatap alıp, pazarlık yapıp, her hafta deniz seferleri düzenlettirseydi.
d- Öcalan’ın cezaevi koşullarını 5 yıldızlı otel seviyesine getirseydi.
e- Diyarbakır’da Öcalan mesajlarını Türkçe ve Kürtçe okutsaydı.
f- Kandil’in komşu kapısı yapılmasını sağlasaydı, selam gönderip hatır sorsaydı.
g- Dolmabahçe’de mutabakata imza atıp aile fotoğrafı çektirip dünya basınına servis ettirseydi.
h- Yollara döşenen bombalara göz yumsaydı, şehirlerin cephaneliklere çevrilmesine, vergi toplanmasına, PKK’lıların şehirlerde silahlarıyla polis karakolları ve askeri tesislerin önlerinden geçmelerine ses çıkarılmasın diye valilere talimat verseydi.
i- ‘PKK bizi kandırdı’ deseydi.
j- Şehitlere ‘kelle’, Apo canisine ‘sayın’ deseydi.
k- Şivan Perver ve Barzani ile birlikte ‘megri megri’ deyip ah vah ile ağlayanlardan olsaydı.
l- Kendisine küfür eden (Erdoğan’a) Baydemir ile el ele poz verseydi.
– Eyy Kılıçdaroğlu, senin halin nice olurdu.
– Kılıçdaroğlu, sen sen ol, çakal kurşunlarından yoldan dönme.
– Bir avuç emperyalist uşağına, gerici bir avuç tetikçiye, onların azmettiricisi cumhuriyet düşmanlarına fırsat verme.
– Biz CHP’liyiz, diz çökmeyiz kurşuna, daima yanında olacağız.