İstanbul’un fethinin 563. yıl dönümü kutlamaları, cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şovuna dönüştü. Bu şov için, bu fakir ülkenin garibanının cebinden harcanan para 63 milyon liradır. Erdoğan’ın reklamı olacaksa harcanan paranın önemi yoktur. Kutlamalarda Fatih Sultan Mehmet yok, sadece R.T.Erdoğan var. Erdoğan’ın başkanlığı var.
Reklamcı amca bağırıyor, “İslam coğrafyasının umudu, Balkanlar da Evlad-ı Fatihan, işte Recep Tayyip Erdoğan” Sazı eline alan Erdoğan’ı taze sadrazam ayakta dinliyor. Diğer bakanlar ise oturuyor. O bakanlar Efkan Ala, Mehdi Eker ve Cevdet Yılmaz. Bir daha hükümet değişsinde siz görün bakanlığı görebilirseniz. Cumhurbaşkanınız konuşacak, başbakanınız ayağa kalkıp hazır olda duracak siz ise ayağa bile kalkmayacaksınız. Böyle saygısızlık olur mu!
Sizler, halkından bu kadar korkan cumhurbaşkanı gördünüz mü? 9 bin polis, 5 helikopter, 1 denizaltı, 1 firkateyn, 3 sahil güvenlik botu, 47 keskin nişancı, 27 detektör köpeği. Bunların hepsi cumhurbaşkanını korumakla görevli. Hepsini biraz anlayışla karşılayalım da (çünkü dünya ve asrın liderini koruyor) denizaltı ne oluyor. Acaba Marmara’da düşman denizaltıları mı dolaşıyor. Yoksa bu denizaltı suikast olursa Yenikapı’yı silahla mı tarayacak. Aman sakın böyle bir şey yapmayınız, seçmeniniz azalır. O taraftarlar kolay mı toplandı. Yenikapı’ya İst.B.Belediyesi tarafından binlerce otobüsle taraftarlar toplandı. Vapur seferleri yapıldı. Kolay mı koca meydanı doldurmak. Sefer parası yok, otobüs parası yok, erzak bedava, belki yevmiye bile verilmiş olabilir.
Fatih Sultan Mehmet, sen İstanbul’u fethettin ama ismin çok az anıldı. Seni iç siyasete alet ettiler. Ah bir kalkabilsen yerinden, İstanbul’u fethettiğin toplardan daha büyüklerini imal ettirirdin herhalde, seni suiistimal edenleri temizlemek için. Fetih hikaye şov şahane oldu.
Cumhurbaşkanı sözü döndürdü başkanlığa getirdi. Gençlerde pankart asmış ‘Gençlik başkanlık istiyor’ diye. Bu gençlik Türkiye gençliğinin %20’sini geçemez de, gençliğin asıl istediği özgürlüktür. Böyle özel günlerde başkanlık propagandası yetmez, dünya çapında bunun reklamı yapılması lazım. Masraftan da kaçınılmamalı, Türkiye borçla yaşıyor, başkanlık masrafları için de borç bulunur. Tabi bu da benim önerim.
Cumhurbaşkanı, Türkiye’yi Türkiye yapan şanlı tarihimizin ulusal bayramları olan 19 Mayıs’ı, 23 Nisan’ı, 29 Ekim’i, 30 Ağustos’u tanımayacaksın, kutlamaları iptal ettireceksin, onları neredeyse yok sayacaksın, “Türk tarihi 19 Mayıs 1919’da başlamadı” diyeceksin, 563 yıl evveline gideceksin ve şov yapacaksın. Bu da çifte standarttır ve bölücülüktür. Unutmayınız ki, Türk toplumunun yarısı senin sevmediğin cumhuriyetle yatıyor, cumhuriyetle kalkıyor.
Bu şovda ilk önce bayraklar havada, sonrada yerlerde, üstelik kıyafetlerinden cumhuriyet düşmanı oldukları belli olan insanların ayakları altında. Türk bayrağı bizim özgürlük sembolümüzdür, şerefimizdir, namusumuzdur. Ahlaktan yoksunlar, siz nasıl ayaklarınızla bayrağımıza basarsınız. Unutmayınız ki, bayrağımızın dalgalanması için bu ülke çok şehit verdi. Belki siz onlara şehit demez ‘kelle’ dersiniz. Beni en çok yaralayan bu oldu, Fatih’in de kemikleri sızlamıştır.