Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlık sistemi için iki tezi var. 1- Başkanlık sistemi Türkiye’yi uçurur, gelişmiş ülkeler böyle yönetiliyor. 2- Üniter devlette de başkanlık sistemi olur.
G 20 ülkeleri içinde hem üniter devlet olup hem Başkanlıkla yönetilen tek ülke var oda Endonezya. Endonezya’nın da milli geliri bizim milli gelirimizin dörtte biri kadardır. Diğer Başkanlık sistemi ile yönetilen ülkeler federal devletlerdir. Federal devlette Türkiye’yi böler.
Bugün Türkiye’de parlamenter sistem gereği kadar işlemiyor. Bunun sebebi Erdoğan’ın müdahaleci olması ve siyasi partiler yasası ve seçim kanunudur. Siyasi partilerde parti içi demokrasi Genel Başkanın iki dudağı arasında. Böyle olduğu içinde yasama organına hesap vermesi gereken yürütme, yasamayı esir alıyor. Devletin hesaplarını Meclise getiremiyor. Milletvekilleri (MV) liderinin isteğine göre parmak kaldırıp indiriyor.
AKP’nin bütün amacı Türk tipi Başkanlık sistemi ile Başkana sonsuz yetkiler tanımaktır. Böylece ülkenin bütün katmanlarının yapısını değiştirmek ve öyle ülkeyi yönetmek istiyor. AKP dışındaki bütün partiler ve halk Başkanlık rejimine karşı. Bir buçuk yıl evvel kurulan Anayasa (AY) uzlaşma komisyonunda AKP’nin Başkanlık sistemini dayattığı için sonuç vermemiştir.
AKP özgürlükçü yeni AY diyor da kendileri özgürlüksüz. Bütün irade Erdoğan’ın yönetiminde değil mi? AY toplantı ve gösteriler izin alınmadan yapılır diyor da, hiçbir toplantı ve gösteri yapılabiliyor mu? Tomalarla, sularla, plastik mermiler duruyor mu?
AY’da yeterli derecede ifade özgürlüğü varda özgürce düşüncelerini ifade edenlere Cumhurbaşkanı “bana hakaret ediliyor” diyerek mahkemeye vermiyor mu? İlköğretim çocuğu bile mahkemeye verildi. 90 yıllık Cumhuriyet tarihinde halkın Cumhurbaşkanı ile bu kadar mahkemelik olduğu görülmemiştir.
Şimdi kurulacak olan AY uzlaşma komisyonu AKP’nin Başkanlık dayatmaları ile akamete uğrayınca başlayacaklar ellerindeki %90 medya ile propagandaya, hatta Cumhurbaşkanı 81 vilayet gezecek. (benim vergimle gezerse haram olsun o para ve Başkanlığı anlatacak arama konferansları düzenleyecek)
Neticede amaçları halka bakınız AY’da uzlaşma sağlanmazsa diyerek erken seçime gitmek ve çıkarabilirse 400 MV ile AY’yı değiştirmek.
Mevcut AY’nın 2/3 daha evvel değiştirildi. Yeni AY’da göz boyamaktır. Amaç Başkanlık rejimini zorlamaktır.
AKP başta 17-25 Aralık’ta ki eşi görülmemiş asrın devlet soygununu örtbas etmek için yasama yürütme ve yargıya da egemen olacak, gerektiğinde parlamentoyu da fes edecek, bir Başkanlık istediklerini kendi ağızlarından ifade etmişlerdir.
Cumhurbaşkanı insanları aptal yerine koyarcasına “Başkanlık sisteminden neden korkuyorsunuz” diye soruyor. Neden korkuyoruz bir kaçını yazdım.
A- Sanal, sehven, uyduruk, belge, bilgi, isnat ve ithamlarla yapılan tutuklamaların Başkanlık sistemiyle yasal hale getirmek istemeleri. (Ne istediler de vermediler, her şeyi beraber kotardılar)
B- Başkanın talimatıyla gazete, kurum ve şirketlerin yok edilmesi (ki bu gün bile yaşandı) gazetelerin basılması. Gazetecilerin dövülmesi, işine son verilmesi. Hapse atılmaların meşrulaştırılacağından korkuluyor.
C- Can ve mal güvenliğinin Başkanın iradesine bağlı olacağından korkuluyor.
D- Başkanın despot yönetimi ile başka ülkelerle kriz yaratıp ülkeyi maceralara, savaşa sürükleyeceğinden korkuluyor.
E- AKP hükümetleri parlamenter sistemde kuvvetler ayrılığını ahını, vahını kaldırmışsa Başkanlık sistemi gelirse çok daha kötü yönetim sergileneceğinden korkulması.
F- 14 yıl boyunca yapılan yolsuzluklar, rüşvet ve hırsızların örtbas edileceğinden korkuluyor.
G- Başkanlık sistemi ile çok daha fazla dindar ve kindar gençlik yetiştireceklerinden korkuluyor.
H- Dün PKK istemiyor diye Cumhuriyet rumuzu “TC” levhalarını Türklük andını bile kaldırıyorlarsa, Başkanlıkta olabilecekleri düşünmek dahi istemiyorum.