Türkiye’nin çözülmesi gereken yüzlerce sorunu varken, her yanımız kan gölüne dönmüşken, AKP tutturmuş Başkanlıkta Başkanlık. Sanki Türkiye bütün sorunlarını çözmüş sıra rejim tartışmasına gelmişte, Başkanlık sistemini tartışıyor. Erdoğan, ‘Şu Başkanlık sistemini bir kenara itelim Türkiye’nin sorunlarını çözmeye odaklanalım’ dese hiçbir AKP’li Başkanlık sözünü ağzına almaz, alamaz.
Türkiye’de ABD gibi bir Başkanlık sistemine geçilecek olsa Erdoğan, Başkanlık sözünü ağzına bile almaz. ABD’de Başkanın yediği yemek, sarayda ağırlanan özel misafirlerinin yediği yemek, diş macunu, kullandığı tuvalet kâğıdı, Başkan ve ailesinin yaşadığı kesimde çalışan hizmetlilerin ücreti First Lady’nin kuaför ücreti de Başkan’a fatura edilir. Başkan bunların hepsini cebinden öder. Bu giderlere ayakkabı boyası dahildir. Clinton ailesi Başkanlığı bırakıp eve döndüklerinde beş parasız kalmışlar ve gırtlağa kadar borçlanmışlardı. ABD Başkanın yaşadığı sarayda 1700 yıllarında yapılmıştır. Hem çalışma ofisi hem sosyal konut hem de müze olarak hizmet verir ve bizim kaçak sarayın onda biri büyüklüğündedir. Gariban ABD, Başkanına saray yaptıracak kadar parası yok! Türkiye’yi örnek almıyor.
Türkiye’de G 20 zirvesi yapıldı. Gelen liderlerin 4 tanesi Başkan, 10 tanesi Başbakan, 5 tanesi Cumhurbaşkanı, 1 tanesi Kral, 1 tanede Dışişleri Bakanı vardı. (Türkiye Erdoğan ve Davutoğlu katıldığı için 21 kişi toplamda) Başkanlık sistemi çok iyi olsaydı 10 tane Başbakan ve 5 tane Cumhurbaşkanı olmazdı. Türkiye’yi nasıl olurda Başkanlık sistemi uçuracak. Amaç yoksa Erdoğan’ı mı uçurmak.
Tayyip Erdoğan, “En iyi demokrasi ABD’de diyorlar, en iyi ekonomi ABD’de diyorlar, ABD Başkanlık sistemi ile buraya geldi” diyor. Acaba Başkanlık sistemi ile mi yönetimdeki kuvvetler ayrılığı güçlü bir yargı sistemi ve yöneticiler için konulan hesap verebilirlikle mi geldi?
Türkiye’de bunlar var mı? Türkiye’de kuvvetler ayrılığından, güçlü yargıdan, yöneticilerin hesap verebilirliklerinden bahsede bilir misiniz?
AKP’nin ortaya attığı Türk tipi Başkanlık sistemine göre Başkan; Meclis onayına ihtiyaç duymadan kararnamelerle ülkeyi yönetecek, parlamentoyu fesh edebilecek. Yargıtay’ı ayak bağı gördüklerine göre Anayasa’yı tanımayabileceklerini söyleyebildiklerine göre dizginsiz-frensiz ülke yönetilecek. Buna diktatörlük denmez de ne denir. AKP yöneticileri kendi yöntemleri ile parlamento sistemini her yönü ile bozdular, ülke yönetimini iki başlı hale getirdiler. Cumhurbaşkanı olarak sorumluluğun yok ama icraatın başı gibisin. Örtülü ödenek bile kullanıyorsun. Meclis sende, kabine sende, parti sende, ülke sende, parlamento işlemez olduğunu öne sürerek ”kişiye özgü” bir rejim tartışmasına ülkeyi sürüklüyorlar. Getirmek istedikleri sistem Türkiye’yi dünya sisteminden koparma riski yanı sıra iktisadi ve sosyal alandan muhtemel olumsuzluklarla sonuçlanabilir.
Ülkemizin tanınmış Anayasa Prof. geçtiğimiz aylarda “kişiye özgü Başkanlık olamaz” diyerek deklarasyon yayınlayıp tepki göstermişlerdi.
Sistemi değiştirmek gibi ağır bir ameliyata maruz kalınması yerine parlamenter sistemi, iyi ve güvenli işler hale getirmek gerekmektedir. İlla ki Başkanlı diyorsanız!
Amerikan Başkanlık sistemi ve yasalarını getiriniz (Eyalet sistemi hariç ki ülkeyi böler) inanıyorum bütün vatandaşlar sistemi onaylarlar.