1 Kasım’da genel seçimlere gidiliyor. Geçtiğimiz günlerde Başbakan Davutoğlu, AKP genişletilmiş il başkanları toplantısında partililerine seslendi. “Biz elimizden geldiğince hükümet kurmaya çalıştık ama rabbimiz ve milletimiz tekrar seçim dedi” dedi ve sonrada yapacakları sıraladı. “Kurucu ilkelerinize geri dönün. Erdemliler olma niteliğinize halel getirmeyen kurucu değerlerimizde kibir yoktur. Bizim kurucu değerlerimizde lüks, şatafat yoktur”
Bir insan dindar değil de dinci olursa her zaman yalan söyler, yalan söylemekten çekinmez. Yalan söylemekten utanmaz, kendini zeki, toplumu saf zanneder. Yalan ve desise ilkelerine işlemiştir.
Başbakan Davutoğlu, “Elimizden geldiğince hükümet kurmaya çalıştık ama rabbimiz ve milletimiz tekrar seçim dedi” diyor. Allah aşkına dağdaki gazete okumayan, TV izlemeyen çoban hariç herkes, koalisyon kurulmasını istemeyenin Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu biliyor. “Ben cumhurbaşkanının vesayetinden çıkamadım” itirafında neden bulunmuyorsunuz. Sonrada Allah’ı karıştırıyorsunuz. Allah’ın sizin seçiminizle ne ilgisi var. Birde dini siyasete alet ediyorsunuz.
Davutoğlu, AKP’nin kurucu ilkelerinden geri dönüldüğünü görüyor ve uyarıyor. “Kurucu ilkelerinize geri dönün” diyor. İktidar kaymağı yemişsiniz, iktidar şehvetine tutulmuşsunuz, lüks ve şatafatın esiri olmuşsunuz, geriye dönmeniz mümkün olabilir mi? Bakanınız, sahtekar bir işadamının önünde yatarsa, çikolata kutularında dolarlar gelirse, paralar sıfırlanmaya çalışılırsa, ne kurucu ilkeleriniz kalır, nede erdeminiz. Felsefeniz yolsuzluk üzerine kurulur. Cumhurbaşkanı Erdoğan da, başbakanın beyaz sayfa açılması konusundaki sözlerine, “Ne diyorsun sen, il, ilçe başkanı bulamayız” diye ültimatomunu veriyor. İşte parti olarak geldiğiniz durum budur.
AKP, seçim kampanyalarında dini duygu ve değerleri içerir nitelikli ve kutsal sayılan değerler ile Türk bayrağının seçim malzemesi olarak kullanılmasının, Anayasanın 24. maddesine göre yasak olduğunu bilmiyor mu? Seçim kanununun 58.maddesi de bunu yasaklamaktadır.
Bir parti ki, her işimize başlarken söylediğimi ‘bismillah’ı seçim şarkısı yapıyor. Bu AKP’nin ‘kıble’ şaşkınlığıdır. Omurga eğriliğidir. Besmelemiz nasıl şarkı olur? Din ticareti yapılır?
‘Haydi bismillah’ şarkısını, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) yasakladı. Büyük hukuk adamı Bekir Bozdağ(!), YSK’nın kararını tanımayacaklarını açıkladı. ‘Halk ve biz (AKP) müslümanız, CHP değil’ anlamında sözlerde söyledi. Demagoji yaptı. Hukuk tanımazlıklarını ilan etti. Madem dini siyasete alet edecektiniz, 13 yıllık iktidarınızda neden bu yasayı kaldırmadınız? CHP değil siz besmele düşmanısınız.
CHP’liler sabah kalkarken besmele çeker, evden dışarı çıkarken besmele çeker, işyerinin kapısını açarken besmele çeker de, hiçbir zaman besmeleyi de, dini de seçim malzemesi yapmaz. Besmeleyi inancı için kullanır. Hiçbir zaman AKP gibi seçim malzemesi yapmaz.
AKP’nin besmelelerinin bir kaçı şunlar;
1-Camiye masa kurup tv kanalı ile propaganda yapmak.
2-Cami cemaatinden namaz sonrası oy istemek.
3-Namaz çıkışı cami bahçesini seçim meydanı haline getirip nutuk atmak.
4-Camileri kendi partililerinin ocağı gibi kullanmak.
5-Camiyi, seçmen konsolide etmenin merkezi haline getirmek.
6-Kendilerini Müslüman, karşısındakileri kafir gibi göstermek.
7-Camileri, 3-5 oy fazla almak için din üzerinden cephe oluşturarak kullanmak.
AKP’nin işleri, yalan, talan, yolsuzluk, ihale vurgununa hesap verememe, anayasayı tanımama, YSK’yı baypas etme, meclisi buzdolabına koyma, tek adama biat etme, kendi isteklerine göre rejim değiştirerek buna göre yasa çıkarma, dış dünyada Türkiye’yi itibarsızlaştırma.
Şunun çok iyi bilinmesini istiyorum. CHP dindardır, dini vecibelerini gösteriş yapmadan yerine getirir ve dinini yaşar. AKP dincidir, dini sömürür, din tüccarlığı yapar, dinden medet umarak siyaset yapar. Allah, AKP yöneticilerini ıslah etsin.