CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, önceki gün Karacabey’e gelerek, Sultaniye Köyü’nde kan ağlayan domates üreticisinin sorunlarını dinledi.
Tekin’e; CHP Bursa Milletvekilleri Lale Karabıyık, Orhan Sarıbal, Nurhayat Kayışoğlu, CHP Balıkesir Milletvekili Mehmet Tüm, CHP Bursa İl Başkanı Zafer Yıldız, CHP Karacabey İlçe Başkanı Gönül Avil, Karacabey Ziraat Odası Başkanı Erhan Erdem, Karacabey Ticaret Borsası Başkanı Murat Bertan ve Pankobirlik Başkanı Hasan Karahasanoğlu da eşlik etti.
Karacabeyli genç siyasetçi Sinan Çiftçi, geçtiğimiz hafta Ankara’ya giderek, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na, Karacabeyli domates üreticisinin kan ağladığını söylemiş, Kılıçdaroğlu’ndan Karacabey’e bir heyet göndermesini ve domates üreticisine sahip çıkmasını istemişti.
Sinan Çiftçi’nin bu isteğine jet hızıyla karşılık geldi. Kılıçdaroğlu, Genel Sekreteri Gürsel Tekin’e talimat vererek, en kısa sürede Karacabey’e gitmesini ve domates üreticisinin yanında olmasını istedi. Tekin ise hemen harekete geçti ve beraberindeki heyetle önceki gün Sultaniye Köyü’ne gelerek çiftçiyle kucaklaştı.
Sultani’ye de üreticiyle bir araya gelen Tekin, şu açıklamalarda bulundu; “Buraya sizi dinlemeye geldim. Bu sadece domates üreticilerinin sorunu değil. Ben de çiftçi çocuğuyum. Türkiye’de maalesef özellikle tarım, hayvancılık bu iktidar zamanında nasıl göz ardı edildiğini hepimiz biliyoruz. Tek tek anlatmaya gerek yok. Sizin sorunlarınızı en kısa zamanda nasıl çözebiliriz.
İnşallah Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında bu meselelerin hiç birisinin yaşanmayacağını çok iyi bilmenizi istiyorum. Bakın bugün Hollanda dediğimiz, bir buçuk Bursa kadar olan bir yer. Hollanda’nın tarım geliri sadece 80 milyar dolar. Ama ne yazık ki biz üreticimizin sorunlarını, dertlerini planlayan bir devlet anlayışı içinde değiliz. Bire bir çabalarla bu sorunların çözülmesi mümkün değil.
Fabrikayı suçlayarak, onu suçlayarak bu meseleleri çözmek mümkün değil. Bu bir sistem sorunu. Bu yanlış politika değişmediği sürece bugün domatesi konuşuruz, yarın patatesi konuşuruz, öbür gün soğanı konuşuruz. Bugün dünyayı yeniden keşfedecek değiliz. Dünyanın çeşitli ülkeleri ve bu meseleyi başaran devletler var. Bir kere şöyle bir algı yok. Sizin parti, bizim parti yok. Öncelikle sivil toplum örgütleri hangi alanda olursa olsun birinci önceliği kendi grubunda olan insanları, mükellefleri korumak zorundadır.
Hollanda da bir zam geldi. Bütün tarım, tarımla uğraşan herkes traktörüyle şehri işgal etti ve zam 3 saat sonra geri alındı. Ortadoğu coğrafyasının hiçbir yerine mal satamıyoruz. Çin’e mal gönderecek değiliz. Nereye veriyorduk Irak. Nereye veriyorduk Suriye. Nereye veriyorduk Ürdün. Bütün kapılar kapandı. Şuan bir tek açık kapımız yok. Yanlış dış politikanın da sıradan tarıma ne kadar sirayet ettiğini de hepimizin bilmesi gerekir. Kısa sürede ne yapabilir, bunu bilemiyoruz. Gerek parlamento da biz, gerek vekillerimiz, gerek odalarımız bir çaba sarf edecektir.
Ama uzun vadeli CHP olarak 5 yıldır ısrarla planlı bir tarım politikasının işlemesi konusunda mücadele ediyoruz. İnşallah, önümüzdeki günlerde bir seçim var. O seçimde Türkiye’nin tarım politikasındaki kaderi değişecektir. Oy için gelmedik. Oy avcılığının peşinde değiliz.”
Çiftçilerin CHP ‘yi iktidarda görmek istiyoruz demesinin üzerine Tekin, “Bu sefer inşallah buradaki arkadaşlarımız bakan olarak gelecekler.” karşılığını verdi.
Programın ardından Gürsel Tekin traktöre bindi, domates indirme rampasına giderek domates indirdi ve buradaki sorunları dinledi. CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin ve partililer çadırlarda kalan tarım işçileri ve Suriyelileri de ziyaret ettiler.
Burada konuşan Gürsel Tekin, “Burada insanlık dramı yaşanıyor. Buradaki insanların bu durumuna bir bakmalıyız. 4,5 milyon insan mağdur. Bu yanlış politikada insanlar göçe zorlanmış. Şu çocuğun ne günahı var Sayın Erdoğan, Sayın Davutoğlu, Allah’ınızı, severseniz vazgeçin bu yanlış politikalarınızdan. Bu çocukların ahları size yeter. Ekranları esir alıyorlar, meydanlara çıkıyorlar ve sosyal politikalarımız ne kadar kıymetli onları anlatıyorlar. Bu mudur sizin sosyal politikalarınız. Allah aşkına, bu çocukların günahı ne? Sayın Davutoğlu. Sizin sosyal politikanız bu ülkenin yurttaşına ne yapıyor. Bunları yaşatanlara Allah bela versin. Ne diyeyim.” dedi.