17 Aralık ‘Büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonu’ndan sonra öğrendik ki meğer Türkiye’yi AKP hükümeti ve Başbakan R.T.Erdoğan yönetmiyormuş. Paralel bir devlet varmış, o yönetiyormuş. Bu birlik ve beraberliklerinde her iki taraf çok memnunmuş. Büyük ağabey hükümet kanadı, küçük kardeş cemaat kanadının bütün isteklerini de yerine getiriyormuş. Başbakan ‘ne istedilerse vermedik mi’ diye isteklerinin yerine getirildiğini iftiharla ilan etti.
Bu birlik ve beraberlik bitti. İyi de oldu. Dini istismar edip yedikleri naneler ortaya çıktı. Millet biraz aydınlandı, uykudan uyandı. Meğer Türkiye’de bütün kötülüklerin anası cemaatmiş. Türkiye’de hangi taşı kaldırsak cemaat çıkıyor. Ne melunmuş bunlar. İcraatlarından 11 yıldır Başbakanın haberi olmamış. Biz sade vatandaşların zaten haberi olmadı. Bu cemaatin adı da ‘paralel devlet’miş!
İcraatlarının bazılarını yazalım, hepsini yazarsak vatandaşın dudakları uçuklar.
Bakana 700 bin TL’lik saati paralel devlet hediye etmiş! Bakan ve diğer bürokratları ailece umreye paralel devlet götürmüş! Bakan çocuğunun evine 7 para kasasını paralel devlet koymuş! Bakan çocuğunun vakfına hediyeleri ve 100 milyon doları paralel devlet hediye etmiş! Bakana elbiseler ile çikolata kutularında 1,5 milyon doları paralel devlet hediye olarak göndermiş! İzmir’deki liman ihalesindeki rüşveti verende paralel devletmiş! Banka Müdürünün evine 4,5 milyon doları koyanda paralel devletmiş! Hatta hatta 12 Eylül’de ihtilal yapanda paralel devletmiş! Bu paralel devlet var ya, hem çete hem de haşhaşi bunlar. Bende zannediyorum ki istikbal savaşı veriyor istikbal. Hele hükümetin 1-2 yıllık değil 11 yıllık icraatları bir dökülsün ortaya o zaman göreceğiz istiklal mi-istikbal mi olduğunu. Haydi, paralel yapı göreyim sizi. Unutmayın ‘ininize girecekler ininize’.
Bir hükümet dünya tarihinde görülmemiş ve görülmesi mümkün olmayan yolsuzluk ve rüşvet olaylarının içine batmış, cemaat hükümetin bütün rezilliklerini peyderpey halkın bilgisine sunuyor, hükümette kendisini müdafaa edebilmesi için sanal düşmana ihtiyaç duyuyor. Bir sanal düşman yaratırsa açığa çıkan her yolsuzluğu, rüşveti onun üzerine atarak istiklal değil istikbal savaşı verebilir. Ve de öyle yapıyor. 2 aydır Başbakan rüşvet-yolsuzluk kelimesini ağzına almadan paralel devlet çete deyip duruyor. Hele birde hukuku temizlediler mi ki temizlediler istikbal savaşı hukuk karşısında kazanırlarda, insanların vicdanında kazanamazlar.
Başbakanın danışmanlarını tebrik ediyorum. Başbakan, mütedeyyin Müslümanları kandırmaya çok güzel laflar buluyorlar. Tam iki aydır bunca yolsuzluğa rağmen Başbakan sütten çıkmış ak kaşık gibi. Bu kadar yalanı bulmak, karşı tarafa iftira atmak büyük beceri gerektirir. Bu kadar laf ebeliğine bravo.
Başbakan sen paralel çeteye devamlı bağırıyorsun da 2 yardımcın barışmak için boyuna zarf atıyor. Cumhurbaşkanı aracı gönderiyor, aracılık yapıyor mektuplar geliyor, ikinizi barıştırmaya çalışıyor. Özgül pamuk ağırlığı olan yardımcın paralel yapı için ‘mahkemeye gitmeyeceğiz’ diyor. Her şeyin sorumlusu onlarda neden mahkemeye gitmiyorsunuz? Mahkemeye git delillerim şunlar de.
Başbakan, “Ey Amerika, bu paralel yapının başı olan ve ülkeme büyük ihanet içinde olan Fettullah Gülen’i bana iade et” de de görelim seni.