Bu yıl Ramazan ayı hava sıcaklıklarının giderek arttığı ve günlerin uzun olduğu Temmuz ayına denk geliyor. Ramazan ayında öğün saatleri ve sayısında değişiklik olsa da, vücudun gereksinimleri aynı olduğundan vücut direncinin düşmemesi, sağlığın bozulmaması ve yavaşlayan metabolizma sonucu kilo problemlerinin yaşanmaması için oruç tutacak olan kişilerin sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenmeye özen göstermesi gerekiyor.
Bursa İl Halk Sağlığı Müdürü Uzm. Dr. Resul Özbek, uzun süreli açlık ve susuzluk sonucunda baş ağrısı, baş dönmesi, unutkanlık, dalgınlık, dikkatsizlik, uykuya eğilim, sinirlilik, hazımsızlık, şişkinlik, ekşime gibi sağlık sorunları oluşabileceğini açıkladı.
Özbek, “Özellikle iftar saati yaklaştıkça sinirlilik, ani öfke patlamaları, konsantrasyon bozukluğu, baş ağrısı, mide bulantısı ve halsizlik gibi belirtiler artacağını belirterek ani ve fazla miktarda yemek yenildiğinde yemek sonrasında kan şekerinin hızla artar, ardından da yine hızla düşer. Bu durumu genelde iftar sonrasında yorgunluk ve bitkinlik hissi izler. Bunun yanı sıra iftarda tüketilen besin miktarındaki artış ve metabolizmanın yavaşlaması kilo alımına da neden olabiliyor. Bu yüzden ciddi sağlık problemleriyle karşılaşmamak için beslenme konusunda bazı inceliklere dikkat edilmesi gerekiyor” açıklamasında bulundu.
ÖĞÜN SAYISINI ARTIRIN
Uzm. Dr. Resul Özbek, mümkün olduğunca sık aralıklarla beslenmeye çalışılması gerektiğini belirterek “Bir anda fazla miktarda yemek yemenin vücuda yükleyeceği yükü azaltmak için iftar tek öğün yerine iki öğüne bölünerek tüketilmelidir. İftarla sahur arasında en az 2 ara öğün tüketmeye gayret edin” dedi.
SAHURUN KAHVALTI KADAR ÖNEMLİ OLDUĞUNU UNUTMAYIN
Sahur öğününün kesinlikle atlanmaması gerektiğini hatırlatan Özbek, “Sahur öğününü atlamak hem metabolizmanızı daha da yavaşlatacak hem de açlık süresini uzatacağından baş ağrısı ve kan şekeri düşüklüğü gibi sıkıntıların yaşanmasına sebep olacaktır. Sahur yemeklerinde seçilen besinler yüksek enerji içeren ve kolay hazmedilecek besinler olmalıdır. Sahur öğününüzde süt, yumurta, peynir, yoğurt gibi proteinli besinlerin tüketilmesi tokluk sürenizi uzatacaktır” şeklinde konuştu.
SIVI ALIMINIZI ARTIRIN
Uzm. Dr. Resul Özbek, “Su tüketimi havaların sıcak olması sonucu daha da bir önem kazanıyor. Günlük su ihtiyacımız 1,5-2 lt iken, sıcak aylarda bu gereksinim 2-2,5 lt’ye çıkmaktadır. Sahur ve iftarda sıvı ihtiyacının mutlaka karşılanması gerekiyor. Sıvı tüketimini artırmak için iftarda ilk yemek olarak çorba tercih edilebilir. Su tüketiminin yanı sıra, taze sıkılmış meyve suları, az şekerli veya şekersiz meyve kompostoları, ayran, maden suyu, kavun karpuz gibi sulu meyveler tüketilerek sıvı ihtiyacının karşılanması mümkündür” ifadesinde bulundu.
İFTARDA KONTROLÜ KAYBETMEYİN
“İftar zamanı uzun süren açlık sonrası kan şekerinin düşmesine de bağlı olarak enerji yoğunluğu fazla olan besinlere yönelmek olasıdır” ifadesini kullanan Bursa İl Halk Sağlığı Müdürü Uzm. Dr. Resul Özbek, “Bunların yerine orucunuzu kuru hurma, kuru kayısı gibi kuru meyvelerle açabilirsiniz. İftara başlayacağınız küçük bir kase çorba hem bir miktar sıvı ihtiyacınızı karşılayacaktır hem de mide doygunluğunuzu arttıracaktır. 10-15 dk. sonrasında ana yemeğe geçmek 17 saat açlık sonrası midenize bir anda yüklenmenizi önleyecektir. Yemeklerin çok sıcak tüketilmemesi de mide rahatsızlıklarını önlemeye yardımcı olacaktır.
Özellikle kızartmalardan, hamur işlerinden, aşırı şeker ve yağ içeren besinlerden, şerbetli tatlılardan, çok tuzlu veya baharatlı yemeklerden, sucuk, sosis, pastırma gibi şarküteri ürünlerinden ve gazlı içeceklerden uzak durulması, gece oluşabilecek hazımsızlıklardan, mide yanmalarından, reflüden ayrıca kilo alma problemlerinden koruyacaktır” şeklinde konuştu.
SOFRANIZIN ÇEŞİTLİLİĞİNİ ARTIRIN
İftar sofranızda farklı besinlere yer verilmesi gerektiğini açıklayan Özbek, “Haftada 1-2 defa kırmızı et, 1-2 gün balık, 1-2 gün kuru baklagiller, haftada 1-2 gün sebze yemeği beslenmenizde sağlıklı bir dengeyi kurmanızı sağlayacaktır.
Uzun süren açlık sonrası iftarda mideyi çok hızlı doldurmamak gerekir. Mide problemleri ve buna bağlı sorunlarla karşılaşmamak için öğünlerinizi küçük lokmalar halinde yavaş yavaş ve küçük porsiyonlar halinde yiyin. Sindirim problemi yaşamamak için lokmalarınızı iyice çiğneyin” dedi.
SAĞLIKLI PİŞİRME YÖNTEMLERİNİ KULLANIN
“Ramazan ayında tüketilen besinlerin pişirilme yöntemlerine de dikkat etmekte fayda var” şeklinde konuşan Uzm. Dr. Resul Özbek, “Çok yağlı ve kızartma usulü pişirilmiş yiyecekler yerine ızgara, fırında, haşlama veya buğulama yöntemleri ile pişirilmiş yiyecekleri tercih etmek sizi mide krampları, reflü, mide yanması ve hazımsızlıktan koruyacaktır. Beslenme alışkanlığının değişmesine bağlı olarak kabızlık Ramazan ayında sıklıkla karşılaşılan problemler arasındadır. Bu nedenle bol lifli ve posalı yiyeceklerin tüketimi artırılmalıdır. Pirinç pilavı yerine bulgur pilavı veya kuru baklagillerin tercih edilmesi, sebze ve meyve tüketimine ağırlık verilmesi, kepekli veya tam buğday unu ekmeği tercih edilmesi bu dönemde yaşanabilecek kabızlık sorununu önleyecektir. Kabızlık sorunu yaşamamak için yeterli su tüketimi de son derece önemlidir” ifadesini kullandı.
TUZ TÜKETİMİNİ AZALTIN
Özellikle sahurda çok tuzlu gıdaları tüketmemeye özen gösterilmesi gerektiğini de hatırlatan Bursa İl Halk Sağlığı Müdürü Uzm. Dr. Resul Özbek, tüketilen çok baharatlı ve tuzlu gıdaların susama ihtiyacı çok fazla artıracağını söyledi. Özbek, İftardan 1,5-2 saat sonra 40-45 dakika yapılacak hafif tempolu yürüyüşün besinlerin sindirimine yardımcı olacağını hatırlatırken aynı zamanda yavaşlayan metabolizmanızı hızlandıracağını açıkladı.