Geçen yazımda, gördüğüm rüyamın bir bölümünü sizlere aktarmıştım. Rüyam uzun sürdü, bugünde rüyamın devamını sizlerle paylaşacağım.
Türkiye’de Gezi Parkı olayları ile biber gazı tüketimi çok arttı. Brezilya’dan gemilerle devamlı gaz ithal ediyorlar. Rüya bu ya!
Brezilya Ticaret Bakanı çok mutlu, gaz ihracatımız patladı diye. Gelen giden bu gemiler atlas Okyanusu’nda trafiği çok sıkıştırmış, gaz dolu iki gemi okyanusta çarpışmışlar. Gaz, okyanusun havasını bozmuş. Bunu duyan ABD Başkan Yardımcısı Biden, ABD yetkililerine talimatını hemen vermiş. “Okyanus üzerindeki bu gazı, borularla, balonlarla asarak Türkiye’ye taşıyın. Okyanusun havası daha fazla kirlenmesin. Türkiye’nin başbakanı, Türkiye’nin havasını bozdu. Türk halkı biber gazına artık bağışıklık kazandı” diye raporunu yazmış.
Masadaki raporda şu yazıları da gördüm.
“Türkiye başbakanı, bunlar ideolojik işler, derin güçler, provokatörler, illegal örgütler, marjinal yapılanmalar diyor. Bunların içine CHP’yi koymadan yapamıyor. CHP’ye neden bu kadar düşman, neden bu partiden bu kadar korkuyor, onu da anlayabilmiş değilim” diyor.
Türkiye başbakanının, çoğulculukla sorunu var. Bu hoşgörüsüzlüğü, bu sert üslubu, bir gün geriye döner Erdoğan’ın felaketi olabilir. Bunun ilk belirtileri Gezi olaylarında görülmeye başladı.
Başbakanın, o gaz bombalarının kişileri hedef aldığını, böcek üstüne sıkılır gibi sıkıldığını, halkın masumane taleplerini görmezden geldiğini, bir devlet adamına yakışır şekilde davranmadığı da yazıyor.
Uyandım, bir müddet sonra yine uyumuşum, yine rüya görmüşüm, onu da sizlere aktarayım.
Başbakan, Kızıl Sultan Abdülhamit kıyafetiyle gökyüzüne çıkmış. Yanına bir müddet sonra şeytan yaklaştı. Sohbete başladılar.
Şeytan: Hayrola Tayyip bey, buralarda ne geziniyorsun?
RTE: Polislerime emir verdim, Gezi göstericilerine acımasız davranın dedim. Onlarda devamlı gaz sıkıyorlar. Türkiye’nin havası sayemde kirlendi. Halk gaza bağışıklık kazandı. Ben buralara temiz hava almaya çıktım.
Şeytan: TOMA’larla çok ta su sıkıyorsunuz halkın üzerine.
RTE: TOMA’lar şehirlerdeki suları tüketiyor. Halk su bulamaz oldu, yıkanamıyor, bitlenmeye başladı. Bende bitlenmeyeyim diye buralardayım.
Şeytan: Topçu Kışlası ısrarınızı anlamıyorum. Tarih seviyorsanız, Erzurum Hamidiye Kışlaları’nı onarsanız olmaz mı?
RTE: 1908 yılında şeriat eylemcilerinin merkezi burasıydı. Şeriatçılar ayaklandı. M. Kemal’in kurmay başkanlığında harekat ordusu bu ayaklanmayı bastırdı ve daha sonrada bu kışlayı yıktırdı. Ben şeriat kültüründen geliyorum, o kışlayı da onun için oraya tekrar koymak istiyorum. Atatürk’ü sevmem, inkılaplarını, kitaplardan kaldırdım. Şimdide Taksim’deki Atatürk Kültür Merkezi’ni (AKM) yıktıracağım.
Şeytan: Türkiye Cumhuriyeti’nin 80 yılda yaptığı tüm tesisleri, yolları, limanları, kurumları sattın. Oğluna iki gemicik, kıza üç şirkette ortaklık, damadına medya şirketleri, hanımına hastane zinciri satın aldın. Küçük kızına başbakanlıktan 52 bin lira maaş bağlattın. Dünyanın en zengin yedi başbakanı arasındasın. Bu becerilerini neye bağlıyorsun?
RTE: Ben ileri zekalı bir insanım.
Şeytan: Senin bakanın, ‘köpekler istedi diye atlar ölmez’ dedi. Sende eylemcileri ‘çapulcu’, bakanın ‘köpek’ yaptı. Bu hakaret neden?
RTE: Bunlar hakaret sayılmaz. TOMA ile su, biber gazı yetmedi. Polise emir verdim, plastik mermi atınız diye. Eylemler durmazsa daha ileri de gideriz.
Şeytan: Ülkenizi kardeş kavgasına sürüklemiyor musunuz?
RTE: Ben ikbal için her şeyi göze alırım.
Şeytan: Ülkene yazık etmiyor musun?
RTE: Benim için ülkem önemli değil, benim ikinci ülkemde var. Gerek duyarsam oraya kaçarım. Bana kimse karşı gelemez, bugün başbakanım yarın sultan olacağım. Asarım da, keserim de!
Bende kan, ter içinde uyanmışım…