”
Tiyatro sahnede oynanır ama bu tiyatro sahne ile
seyirciler (dinleyiciler) arasında oynanmaktadır. Akil insanlar, perde
arkasında koltuklarına otururlar ve pencere açılır.
Akil insanlar 1918 Mondros mütarekesinden (anlaşma) sonra,
nasıl işgal kuvvetlerine halkın tepki vermemesini, sakin olmasını, tepki
verilirse hükümetin zor durumda kalacağının anlatıldığı ve aman ha….. denildiği
gibi, bunlarda Türkiye’nin bölünme anayasa çalışmaları için, bakınız çözüm
süreci başladı, tepki göstermeyiniz, süreci baltalamayınız ……vs diyecekler.
Perde açılır ve akil insanlar nutuk atmaya başlarlar.
Belirli zamandan sonra, canı tez bir seyirci tepki gösterir, konuşmaya ve soru
sormaya başlar.
‘Sizler akil insanlarsınız, bizim kafamızı devşirmek için
görevlendirildiniz. Ben sorayım, sizler bizi aydınlatınız’ der ve soruları
sıralar.
Yeraltı kaynakları zengin, petrolü olan Ortadoğu
ülkelerinde ‘Arap Baharı’ başlatıldı. Silahla o ülkelere istedikleri yönetimi
getiren ve sömürmeye başlayan küresel güçler, Türkiye’de ‘PKK Baharı’
yaratmıyorlar mı? Bunun süresi ne kadar olacaktır. Yoksa PKK sorunu buzdolabına
konulup, Suriye dağıtıldıktan sonraya mı ertelendi? Türkiye küresel güçlerin
piyonu olmuyor mu? Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) eşbaşkanı başbakan, emperyalist
güçlere yardımcı olmuyor mu?
Bir başka vatandaş
sözü alır.
İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, ‘’Gerçekten
Türkiye’de demokratik, özgürlükçü bir anayasa getirilmezse tekrar başa
dönülebilir ve daha kötü şeyler yaşanabilir’’ diyor. PKK istekleri belli,
bunlar anayasada olursa ülkenin bölüneceği kesin de, ‘olmazsa daha fazla kan
akacaktır’ demek istediğine göre bu tehdit değil midir? Ne düşünüyorsunuz?
Bir diğer seyirci.
BDP Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, ‘’MHP Genel Başkanı
Bahçeli bölücü, PKK terörist değil, isyancıdır’’ diyor. Sizde PKK’yı terörist
görmüyor musunuz?
Aklı devşirilmek
istenen insan (ADİ) soruyor.
ADİ – Hükümet tarafından PKK ile yapılan pazarlıklar
barış kılıfı içine sokulmuyor mu? Türkiye, AKP-Öcalan-İmralı ortaklığı ile
hazırlanmak istenen yeni anayasa ile karşı karşıya. Bir tarafta Türkiye
vatandaşlığı kavramı yaratılıyor, mevcut anayasanın ilk 4 maddesi kaldırılmak
istenip, diğer yandan laiklik silinmiyor mu?
ADİ – PKK içerden ve dışarıdan aldığı bahşiş ve haraç ile
ayrıca kaçakçılık ve ihalelerle 70-80 milyar dolarlık bir örgüt. PKK bu
ranttan, Türkiye’den ödün almadan vazgeçer mi?
ADİ – ABD bu örgütü hem Türkiye’ye karşı kullanıyor hem
İran ve Suriye’ye karşı. ABD isteseydi bu örgütü 30 yılda bitirirdi. Türk ordusunu
sınır ötesine geçirtmiyor. 3-5 km sınırımız dışındaki kampların yok edilmesine
müsaade etmiyor. Teröristleri oralarda barındırıyor ve sonra Türkiye’ye
sallıyor. Liderlerinin etkisiz hale getirilmesine karşı ABD, El Kaide terör
örgütü lideri Bin Ladin’i sınır ötesinde (ülkesinden km’lerce uzakta) nasıl
öldürdüğünü bütün dünya tv’lerde gösterdi de, bize neden izin verilmiyor?
İsrail, Suriye’de bazı silahların İslami terör örgütünün eline geçeceği için
araçlarını ve silahlarını bombaladı da, sözde dünya lideri bizim başbakan,
sıfır terörle teslim aldığı Türkiye’yi terör bataklığına bugün nasıl getirdi?
Hükümetin günahı çokta, ABD’nin günahı yok mu? Çok iyi
incelendiğinde ABD, Türkiye’nin en büyük düşmanı değil mi?
Perde kapanır ara
verilir.
Not: Dinleyicilerin
daha pek çok soruları var, onlarda haftaya.
“