”
Nevruz günü olan 21 Mart’ta Diyarbakır’da, Öcalan mesajı okundu. Bu mesaj 21 Mart’tan önce yazıldı. MİT mesajı aldı. Başbakan ile görüşüldü ve ortak metin hazırlanarak, Öcalan ifadesi olarak okutuldu.
Başbakanda ‘’Benim ifadelerimle çok yönden örtüşüyor’’ demişti. 1999 yılında Türkiye’ye süklüm, püklüm getirilen Öcalan, 2013 yılında başbakanın yanlış politikaları sayesinde, Türkiye’nin kaderini belirleyen baş aktör haline getirildi.
Başbakan, tek millet, tek bayrak, tek vatan diyor. Bu doğrudur, böyle olması lazım fakat, 21 Mart’ta bunun böyle olmadığı görüldü.
21 Mart’ta Diyarbakır’da tek millet vardı! Yine tek bayrak vardı! İyi ki Türk bayrağı yoktu. Türk bayrağı, o havada, o şovda kirlenirdi. Tek vatan vardı! Çünkü başbakan siyaset yapayım derken, muhalefeti kötülemek için, kendi suçunu, sorumsuzluğunu, acizliğini, ülkeyi yönetememeyi, ülkeyi bölmeye götürdüğünü itiraf etti. Muhalefete, ‘sizler Hakkari’ye Türk bayrağı ile gidebiliyor musunuz’ dedi. Hakkari’ye Türk bayrağı asılamıyorsa orada başka vatan var demektir. Türk topraklarından kopmuş demektir. Siz başbakan olarak PKK’ya diz çökmüş oluyorsunuz. Bu mudur ülkeyi yönetmek?
PKK’nın Diyarbakır’daki zafer kutlamalarında Türk bayrağı yokmuş. Başbakan ile içişleri bakanının hayıflanmalarına bak. Teröristler dağ kıyafetleriyle, omuzlarında keleşleriyle şenlik alanında, Diyarbakır emniyet müdürü de orada, oldu olacak birde hatıra fotoğrafı çektirselerdi!
Neymiş efendim, bunlar açılım süreciymiş! Yalaka medya gazetelerinde ‘artık silahlar sustu’, ‘silahlara veda’, ‘sevinmemek için deli olmak lazım’, ‘sevinçten ağladım’ başlıkları atıyorlar. Kraldan fazla kralcı oluyorlar. Beyler siz atasözümüzü hatırlatırım. ‘Karaman’ın koyunu sonra çıkar oyunu’ Siz dereyi görmeden paçaları sıvadınız. Geleceğin çok şeylere gebe olduğunu bilmenizi isterim.
Bu görüntüler AKP-BDP-PKK-APO koalisyonu tarafından organize edilen bir danışıklı dövüş rezaletidir.
Evlatları ‘vatan için ölen’ Şehit Aileleri Der. Federasyonu Başkanı Hamit Köse, ‘Pazarlık yapanlara sesleniyoruz. Şehit kanı içiyorsunuz. Bu kan baldıran zehrinden acıdır’ diyor.
‘Yapılan bu görüşmeleri büyük bir üzüntüyle izliyoruz. Bizler bu ihanete asla ortak olmayız. Kimse Türk halkını kandırmaya çalışmasın. Emin olun, bu haberleri dinlerken evlatlarımızın şehit olduğu günden daha büyük bir acı yaşıyoruz. Şehit aileleri, diri diri mezara sokulmaktadır. Yazık oldu şehitlerimize, yazık oldu gazilerimize, yazık oldu ülkemize’ diye haykırıyorlar.
Bu sürecin adı ‘çözüm’ değil, üniter yapının ‘çözülmesi’dir.
21 Mart günü Diyarbakır’da, Kuzey Irak’takine benzer federatif yapının temelleri atılmıştır. Bu senaryo başbakana, ABD-İsrail tarafından dayatılmıştır. ABD’nin yazdığı senaryo oynatılmaktadır.
Batı basını ise, ‘’Türkiye’nin güneydoğusu, Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyini kapsayacak bir konfederasyon kurulacak’’ diyor.
ABD bu süreci destekliyor. Zaten yazdığı senaryonun devamında Barzani’nin başkanlığında bu konfederasyon gelecekte, büyük kürdistan’a dönüşecek.
En doğru tespiti de CHP Milletvekili Kamer Genç yapmıştır. ’21 Mart 2013 nevruz değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin devlet olarak bütünlüğü ve rejiminin İslam bayrağı altında değiştirildiği bir dönemin başlangıcıdır’ demiştir.
Başbakanın siyasi danışmanı Yalçın Akdoğan da, ‘’Öcalan’ın İslam vurgusu önemli’’ diyerek, Kamer Genç’i teyit ediyor.
“