Beyin Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. İsmail Bozkurt, gece oluşan sırt ağrılarına dikkat çekerek, konu hakkında önemli bilgiler verdi.
Beyin ve organlar arasındaki elektriksel bağlantıyı sağlayan omurilik, tıpkı beyinde olduğu gibi kalın bir zarla korunmaktadır. Hayati fonksiyonlara sahip olan omurilikte oluşabilecek sorunlar kişinin felç olmasına bile neden olabiliyor.
Omurilikte veya omurilik zarında meydana gelen, yumuşak dokularda büyüyen ayrıca omurga kemiklerini etkisi altına alan tümörlere omurilik tümörü denir. Omurilik tümörü büyüklüğüne ve oluştuğu yere göre kişilerde farklı belirtilerle kendini gösterir. Omurilikte kanserli hücrelerin oluşması ciddi problemlerle birlikte ciddi sonuçlara neden olabilmektedir.
Omurilik tümörleri oluştuğu bölgeye göre ikiye ayrılır. Omurilik zarı dışı ve omurilik zarı içi. Omurilik tümörü oluşumunda genetik faktörlerin ve radyasyona maruz kalmanın etkisi olduğu düşünülse de nedeni tam bilinememektedir.
Belirtiler tümörün oluştuğu bölgeye göre değişiklik gösterir. Bel bölümünde olmuşsa bacaklarda uyuşukluğa, boyun bölümündeyse boyun ağrılarına sebep olur. Ancak genel olarak omurilik tümörü belirtileri şunlardır;
- Sırt ve bazen boyun ve karın bölgesinde meydana gelen şiddetli ağrı (özellikle geceleri)
- Kol ve bacaklarda uyuşukluk, güçsüzlük ve kas zayıflığı
- Yürümekte zorluk çekme
- Denge sorunları
- Bağırsak çalışmasında değişiklik oluşması
Omurilik tümörü tanısında öncelikle hastanın öyküsü, kişilerde oluşan belirtilere göre nörolojik muayenedir. Bunların ardından Manyetik Rezonans (MR), bilgisayarlı tomografi, direkt grafi ve kemik sintigrafisi tümörün tanısını netleştirir. Ayrıca tümör varlığı varsa omurilik tümörünün nedenini anlamak ve türünü tespit etmek için biyopsi yapılır.
Op. Dr. İsmail Bozkurt, “Omurilik tümörünün tedavisi tümörün tipi, büyüklüğü ve oluştuğu yer saptandıktan sonra hasta için en uygun tedaviye karar verilir. Genel olarak cerrahi yöntemler uygulanır ama cerrahi yöntemlere ek ve duruma bağlı olarak kemoterapi ve radyoterapide uygulanmaktadır. Cerrahideki yegane amaç, omuriliğe zarar vermeden hastada herhangi bir felçlik oluşturmadan tümörün tamamen çıkartılması ve eğer omurganın yapısı veya dengesi bozulmuş ise omurganın tekrar sağlamlandırılmasıdır. Bu cerrahiler riskli olmakla beraber omuriliğin fonksiyonunu anlık olarak takip etmemizi sağlayan nöromonitor teknolojisi ile hastalarımızın cerrahileri daha başarılı geçmektedir” dedi.