CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, çevre felaketine neden olan Erzincan İliç’te siyanür sızıntısı ile çevre felaketine neden olan maden sahasının kapatılması gerektiğini belirterek, “Maden sahası ÇED raporu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, yaşanan siyanür felaketinden sonra maden şirketine ceza verdiğini marifetmiş gibi açıklıyor. Yaşananlardan siyanür faciasından maden şirketi kadar Bakanlık da sorumludur. Bu maden sahası bölgedeki yaşamı tehdit ediyor. Sadece ceza verilerek sorun çözülmez. Maden sahası derhal kapatılmalıdır” dedi.
Sarıbal, Kanada ve Çalık Holding’in ortağı olduğu Anagold Madencilik tarafından işletilen Erzincan’ın İliç ilçesindeki madenin çevreye ve doğaya zarar vereceğini bilen çevre örgütlerinin, siyanürle maden arama faaliyetinin son bulması için yıllardır mücadele verdiğini hatırlattı.
FELAKETE BAKANLIK OLUR VERDİ
Maden sahasının Fırat Nehri’ne birkaç yüz metre uzağında, Munzur Dağları ekosistemi içinde bulunduğuna dikkati çeken Sarıbal, “Bu bölge çoğu endemik olan zengin bitki örtüsüne, çok sayıda hayvan türüne ev sahipliği yapıyor. Dünyanın en güzel bölgelerinden biri. Ülkenin doğal zenginliğini korumakla görevli Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı bu bölgede siyanür, sülfirik ve nitrik asit kullanılarak maden üretimine olur veren ÇED raporunu onayladı. Bugün yaşanan felaketin birinci sorumlusu aslında Bakanlıktır” diye konuştu.
Sarıbal şöyle devam etti: “Yıllardı ülkesini seven, çevre dostu insanlar, çevre örgütleri bu maden sahasının ülkemizin en büyük su havzasını, doğal yaşamı, insan yaşamını tehdit ettiğini dile getirdiler. 14 Nisan 2022 tarihinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının verdiği ÇED raporunun iptali için açılan davanın bilirkişi heyeti bölgede inceleme yaparken, İstanbul Milletvekilimiz Dr. Ali Şeker, Erzincan İl Başkan Yardımcımız İsmail Yüceler, İliç İlçe Başkanımız Mesut Güz, Erzincan ve İliç İlçe Örgütünden arkadaşlarımızla birlikte Doğama Dokunma Platformu üyeleriyle birlikte oradaydık. ‘Yerin üstü yerin altından değerlidir.’ Yani ‘bölgedeki doğal zenginlik, oradan çıkarılan altından daha değerlidir’ dedik. Ama Bakanlık kimseyi dinlemedi. ÇED raporunun iptali için yasal süreç devam ederken şirket çalışmaya devam etti. Bir avuç altın için ülkemizin en önemli su havzası ve doğal zenginliği zehirlendi. Şimdi ise Bakanlık, çok büyük bir marifet yapmış gibi ‘Maden şirketine en üst sınırdan ceza verdik’ diye bilgi veriyor.
FIRAT TEHDİT ALTINDA
Bakanlık ceza keserek kendi sorumluluğunu gizleyemez. Ayrıca, siyanür, sülfirik ve nitrik asit ile maden arama faaliyetlerine sorun verilmezse verilen cezaların hiçbir hükmü olmaz. Yapılan faaliyetler Türkiye’nin en büyük su toplama havzasına sahip Fırat Nehri’nin dibinde. Yani bu maden şirketi bütün Anadolu’yu tehdit ediyor. O nedenle de Bakanlığın verdiği ÇED olumlu raporu iptal edilmeli. Ayrıca bu şirketin faaliyetlerine son verilmeli, bu maden sahası derhal kapatılmalı”