CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, bütün sorunların hep aynı şeyi deneyip farklı sonuçlar bekleyen AKP iktidarından kaynaklandığını vurgulayarak, “Sorunu yaratanlar sorunu çözemez. Bu iktidar, demokratik yollarla, yapılması gereken erken bir seçimlerle derhal gitmelidir. Yoksa bu sarmaldan kurtulamayız” diye konuştu.
Orhan Sarıbal, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Geçen hafta ziyaret ettiği Hatay’da, yaşanan don olayına değinen Sarıbal, 10 Mart ile 18 Mart tarihleri arasında Adana, Hatay, Mersin ve Osmaniye’de etkili olan soğuk havalar nedeniyle başta narenciye olmak üzere nektarin, şeftali, erik, erkenci kaysı gibi ürünlerde çok ciddi zararlar oluştuğunu belirterek, çiftçilerin bir 2022 yılı ürünlerini kaybettiğini söyledi.
Çiftçilerin bir yıllık emeklerinin boşa gittiğini ama gelecek yıl için de ağaçlarına gereken bakımı yapmak zorunda olduklarını ifade eden Sarıbal, “Ağaca bakamazsa gelecek yıl ürün alamaz. En azından yaşamını sürdürecek ve gelecek yıl meyve verecek kadar bir bakım yapmak zorunda üretici. Ürünü terk edemez. Hastalıklara, zararlılara, bakımsızlığa terk edemez” dedi.
Çiftçilerin taleplerini de aktaran Orhan Sarıbal, üreticilerin, Ziraat Bankası ve diğer bankalara olan tarıma dayalı kredilerin faizsiz olarak ertelenmesi, girdilerin desteklenmesi ve özellikle 2022 desteklerin arttırılarak derhal ödenmesi, ayrıca ihtiyaçları için Ziraat Bankasından faizsiz kredi olanağının sağlanmasını istediğini söyledi. Sarıbal, ürünü zarar gören çiftçilere AFAD üzerinden acilen nakdi yardım yapılması gerektiğini de vurguladı.
İKTİDAR KONTROLÜ KAYBETTİ
Hafta başında açıklanan enflasyon verilerini de değerlendiren CHP Milletvekili Orhan Sarıbal, enflasyonun Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan rakamların çok üzerinde olduğunu belirtti.
Son bir yılda patatesin %200, portakalın %100, mandalinanın %300, ıspanağın %240 ve kuru soğanı %133 arttığını hatırlatan Sarıbal, şunları söyledi: “Mevsimsel etkileri anlarım, serada üretilen ürünleri anlarım. Sera üretimin ciddi bir maliyeti olduğunu biliyoruz. Fidesinden, sulamasından, gübrelemesinden, işçiliğinden, kasa maliyetlerinden, ısıtma maliyetlerinden… bunların tümünü anlayabiliyoruz. Seracılığın yapıldığı yerlerde de bu yıl kış sert geçti. Burada bir maliyet artışı var. Girdiler arttı, buna bağlı olarak maliyetler arttı ve bunlara paralel olarak da verimde bir düşüş oldu. Dolayısıyla burada bir fiyat artışını anlarım. Ama soru şu; portakalın fiyatı niye bu kadar artar?
Patatesin en son hasadı Ekim ayında yapıldı. Patatesi birden bire 5 liradan 15 lira yapan nedir? Patates tarladan 1 liraya satıldı. Soğan 80 kuruşa satıldı. İki ay önce Çorum’daydım. Çorum’da depolarda soğan çürüyor. Burada bir yanlışlık yok mu?
Dışa bağımlı girdilerde ve içerde gelen zamlarla bir enflasyon olur ama ne patates ne soğan ne portakal. Hiçbiri son 3-4 ayda yaşanan maliyetlere dayalı bir üretim olmadı. Bunların üzerine gelmesi gereken bir nakliye maliyetidir.
Bunlar iktidarın çürüdüğünü gösteren, iktidarın hiçbir şeyi kontrol edemediğini gösteren, tarımda plansızlığın artık her noktayı aştığını gösteren bir durumla karşı karşıyayız. Üreticiler perişan. Tüketici bu fiyatların üreticiye gittiğin sanmakta, örneğin 30 liraya biber alan halkımız bu ürünün fiyatının çiftçiye gittiğini düşünüyorsa burada ciddi bir sorun var. Ciddi bir yanlışlık var”
ARTIŞ DEVAM EDECEK
Havaların ısınması ile meyve ve sebze fiyatlarında fiyatların düşmesi yönünde bir beklenti oluştuğunu da hatırlatan Orhan Sarıbal, “İktidar bunu görmemekte ısrarlı. Yılbaşından sonraki girdilerle, yani mazotun %250, ilacın %200 ile %400, gübrenin %300 ile %400, sulama suyunun %100’ün üzerinde, elektriğin %150 gibi zamlarla yapılacak üretim. Hala iktidar ‘havalar ısınsın, ürün artsın, maliyetler, fiyat düşsün’ diye düşünüyorsa ciddi bir yanılgı içinde. Bu anlayışla enflasyon sorunu çözülmez. Her defasında aynı şeyleri yapıp farklı sonuç beklenmez. ‘Gübre verin çiftçiye, tohum dağıtın, ilaç verin, elektrik fiyatlarını düşürün’ dedik. Eğer bu olmazsa bu fiyatların altına düşmez” diye konuştu.
SOYULUYORUZ!
CHP’li Orhan Sarıbal, konuşmasının son bölümünü ise, Et ve Süt Kurumundaki yolsuzluk iddialarına yer verdi. ESK’nın olağanüstü koşullarda kullanılmak üzere yıllık 70 bin tonu eti soğuk hava depolarında sakladığını, bu etleri saklamak için de özel sektörden depo kiraladığı bilgisini veren Sarıbal, konuyu soru önergesi haline de getirdiklerini belirterek şunları söyledi:
“İddialara göre, görevden alınan ESK Genel Müdürü Osman Uzun döneminde yapılan bir ihalede, kilo başına 15 kuruş olan depolama bedeli, birden 35-45 kuruşa çıkarıldı. Bir Bakan yardımcısının devreye girmesi sonrası tekrar fiyat 15 kuruşa düşürülmüş.
ESK’nın 2019, 2020, 2021 ve 2022 yılları arasında toplam 670 milyon lira zararı var. TMO, ÇAYKUR, ESK gibi kurumlar zarar edebilir. Mesele kimin için zarar ettiği. Toplum yararına, kamu yararı için yapılmışsa tamam. Ama birkaç depocuya para kazandırmak için mi bu zarar yapıldı? Bu para kimlere verildi?
Değerli halkım, soyuluyoruz. Birileri zengin olsun diye soyuluyoruz. Artık vicdan kalmamış. Et, süt, ekmek, yaşamımız üzerinden soyuluyoruz. İktidar soyuyor. Yetmedi, yetmiyor.
Bu iktidar. Saray iktidarı, Saray rejimi demokratik yollarla yapılması gereken acil ve erken bir seçimle derhal gitmelidir, halkın iradesiyle. Yoksa bu sarmaldan kurtulamayız. Sorunu yaratanlar, sorunu çözemezler”