Diyetisyen Salih Gürel, hamilelikte beslenme konuları hakkında önemli bilgiler verdi.
İşte o bilgiler…
Beslenme gereksinimlerinin artığı özel dönemlerden biri olan gebelik döneminde yetersiz ve dengesiz beslenme maternal ve fetal sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir. Annelerin ileri derece yetersiz beslendiği durumlarda kötü gebelik sonuçları artmaktadır.
Yetersiz beslenmiş annelerden doğan bebeklerde çeşitli olumsuzluklar gözlenebildiği gibi annenin karnında gelişen fetüs, annenin besinleri yeterli olsun veya olmasın kendisine gereken malzemeleri anne kanından alır. Anne bu maddeleri bazen kendi dokularını yıkarak temin edebilir.
Gebe kadınlarda maternal anemisini, loğusa sepsisini, düşük doğum ağırlıklı bebek riskini ve erken doğumu önlemek için günlük oral 30 mg ila 60 mg elementer demir ve 0.4 mg folik asit takviyesi önerilmektedir. Düşük diyet kalsiyum alımı olan popülasyonlarda, hamilelerde preeklampsi riskini azaltmak için günlük kalsiyum takviyesi (1.5 – 2 g oral elementer kalsiyum) önerilmektedir.
Günlük kafein alımı yüksek olan (günlük 300 mg’dan fazla) gebe kadınlar için bebek kayıplarının ve düşük doğum ağırlığının önlenmesinde kafein alımının düşürülmesi önerilmektedir. Anneden fetüse geçişi yüksek olduğu için kolin, gebelik süresince önemli bir mikro besin ögesidir. Kolinin maternal alım eksikliği normal fetal beyin gelişimine etki edebilir, bu mineral birçok besinde bulunmasına rağmen gebe kadınların çoğunluğu günlük 450 mg kolin ihtiyaçlarını karşılayamamaktadır.
Gebelikte elzem yağ asitlerinin yeterli miktarlarda alınması gerekmektedir. Gebelikte önerilen omega-3 yağ asitleri miktarı 1.4 g, omega-6 yağ asitleri miktarı 13 gr’dır.
Gebelikte alkol tüketimi fetüsün gelişimini olumsuz yönde etkilemekte ve bebekte fetal alkol sendromu (FAS) hastalığı görülmektedir. Fetal alkol sendromlu çocukların gözlerinde, burnunda, kalbinde ve merkezi sinir siteminde anormallikler, büyümesinde gerilik, baş çevresinin küçük olması ve zihinsel gerilikler görülmektedir. Günde iki kadehin üzerinde alkol tüketimi spontan gebelik kayıp riskini ikiye katlamaktadır.
Gebe ve emzikli kadınlarla menopoz sonrası kadınların günde 3- 4 (600-800 ml) porsiyon süt ve türevlerini tüketmeleri önerilmektedir. Gebelik sürecinde kemik yapısını oluşturan kalsiyumun yeterli miktarda alımı, bebeğin iskelet yapısının gelişimi, annenin de kemik kitlesinin korunmasına yardımcıdır. Gebelik süresince yeterli miktarda kalsiyum tüketimi daha sonraki dönemde osteoporoz riskine karşıda anneyi korur. Gebenin sebze ve meyve grubundan günde alınması gereken 4-5 porsiyondan en az bir porsiyonunu yeşil yapraklı sebze, bir porsiyonu çiğ yenebilen bir tür olması uzmanlarca önerilmektedir.
Hamilelikte ağırlık kazanımı da infant sağlığı üzerinde oldukça fazla etkiye sahiptir, annenin ağırlığı ile bebeğin ileri yaşamında astım gelişmesi durumunu inceleyen bir çalışmada obez annelerden doğan çocuklarda, normal kilolu annelerden doğan çocuklara göre astım görülme riski daha fazla bulunmuştur. Gebelik döneminde yeterli ve dengeli beslenme sağlanarak annenin kilosunu kontrol altında tutmaya çalışılmalıdır. Normal ağırlıkta olan bir kadının gebeliği sürecinde ayda ortalama bir kilogram ağırlık kazanması istenir. Gebelik başlangıcında normal ağırlığından şişman olan kadının fazla ağırlık kazanmasına gerek yoktur.