En sık rastlanan kadın kanseri türü olan meme kanserini, elle muayene ile erken teşhis etmek mümkün. Uzmanlar, teşhis ve tedavi kadar kaygıyı yönetmenin de önemli olduğunu söyledi.
Meme kanseri farkındalık ayı kapsamında VM Medical Park Bursa Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Emin Engin Ovalıoğlu ile Klinik Psikolog Esma Kınalı, Osmangazi Belediyesi’nin ev sahipliğinde Hüdavendigar Sosyal Gelişim Merkezi’nde seminer verdi.
Seminerde meme kanserinin en sık rastlanan kadın kanseri türü olduğunu vurgulayan Op. Dr. Emin Engin Ovalıoğlu, “4 kadın kanserinden biri meme kanseridir. Ülkemizde her yıl 17 bin kişi bu hastalığa yakalanmaktadır. 12 kadından biri, hayatının bir döneminde bu hastalıkla karşılaşacaktır. Veriler böyleyken hastalık erken fark edildiğinde ondan tamamen kurtulma ihtimali yükselir. Onkoplastik yöntemler ile hastanın memesi kurtulabilir” dedi.
20 yaşın üstündeki her kadının ayda bir kez kendi kendini muayene etmesi, meme dokusundaki olağandışı değişiklikleri fark edebilmesi gerektiğini de belirten Dr. Ovalıoğlu, “Görsel muayenede her iki meme arasında asimetri, meme başında veya cildinde yeni olan çöküntü, meme cildinde kalınlaşma, ödem, portakal kabuğu görünümü, meme başında şekil ve yön değişikliği, meme başında kendiliğinden veya hafif baskı ile kan gelmesi ve koltuk altında şişliğe dikkat edilmeli. Memede el ile saptanan 10 kitleden 8 tanesi iyi huyludur. Meme kanserlerinin yüzde 50’si, 2 santimden küçükken el ile saptanabilir. 4 meme kanserli hastadan birinde ağrı, öncelikli belirtidir. Meme kanserleri genellikle ağrısız ve sinsidir. Onun için hastanın kendi kendini muayene etmesi çok önemlidir” ifadelerini kullandı.
KAYGIYI KONTROL EDEBİLİRSİNİZ
Klinik Psikolog Esma Kınalı da katılımcılara şu bilgileri verdi: “Herkes, hastalığı farklı anlamlandırır. Kimi öfkelenir, kimi üzülür, kimi kabullenicidir. Bu tepkilerin belirleyicisi, hastalığa verdiğimiz anlamdan geçer. Durumu felaketleştirmek, kişiselleştirmek, genellemeler yapmak olayları olduğu gibi görmemizi zorlaştırır. Bu gidişat, doğal olarak kaygı ve öfkeyi arttırır. Hasta ve yakınlarını anlamaya çalışırken onların şok, inkâr, öfke, depresyon ve kabullenme süreçlerinden geçtiğini göz ardı etmemeliyiz. Tedavi süresindeki ziyaretlerde ‘Bizimle konuşmak istemiyor. İçine kapandı. Başka hastalar böyle yapmıyor’ gibi ifadeleri kullanmak doğru değil. Stres de sağlık için önemli bir kavram. Kanserle doğrudan bir ilişkisi olmasa da stres, bağışıklık sistemini etkileyerek fiziksel değişikliklere yol açabilir. Duygu ve davranışlarımızın belirleyicileri, aklımızdan geçen düşüncelerdir. O nedenle kaygıyı kontrol edebilirsek daha sağlıklı bir hayatın kapıları ardına kadar açılır”
Etkinliğin sonunda Osmangazi Belediyesi Sosyal Destek Hizmetleri Müdürü Dr. Sevcan Yaman, konuşmacılara günün anısına hediye takdim etti.