Saadet Partisi (SP) İlçe Başkanı Zeynel Abidin Koçak, ülke gündemiyle ilgili bir basın açıklaması yaptı.
Makam aracı konusuna değinen Başkan Koçak, “Makam aracı konusunda gerçekten korkunç bir israf söz konusu; 2015-2016-2017, yani son 3 yılda kamuya araç satın alımına harcanan para tam 4,9 milyar lira. Aynı dönemde araç kiralamaya harcanan miktar ise 1,5 milyar liradan fazla. Toplamda 6,5 milyar lirayı buluyor. Buna 2018 yılının ilk yarısını da kattığımızda bu rakam 7 milyar liraya ulaşıyor. İki ay önce Çin’den bin bir zorlukla 3,6 milyar dolar kredi alındı. Durumun vahametini siz düşünün” dedi.
Son zamanlarda Türkiye’nin bir numaralı problemi haline gelen zam konusuna da değinen Koçak, “Artık zamlar hayatımızın bir parçası oldu. Küçücük bir örnek olsun diye söylüyorum; bir kutu küçük salça 4 liradan 8 liralara çıktı. Bir top A4 kâğıdı 6 liradan 22 liralara çıktı. İktidar bütün kâğıt fabrikalarını satarak ülkeyi kâğıtta bile dışarıya bağımlı hale getirdi. Tuvalet kâğıdı dahi 60 liralık rakamları gördü. Aynı zamanda ne yazık ki fırsatçılık da hortladı. Birtakım tarihi taşların, heykellerin ziyaret edilmesine zam yapılmasını anlayamam. Bu hafta müze ve ören yerlerine yüzde 50’lerin üstünde zamlar yapıldı. Kanaatimizce iktidar, fırsatçılığı sadece marketlerde değil, kendi icraatlarında da aramalı” şeklinde konuştu.
Aklıselimle hareket etmek yerine komik tepkilerle karşılaşıldığını kaydeden Koçak, açıklamalarına şöyle devam etti: “Hollanda ile ters düşüyor, portakal bıçaklıyoruz. ABD ile ters düşüyor, telefon parçalıyoruz. Son olarak ise Bursa’da bir turşu üreticisi firma dolara tepki göstermek için doların turşusunu kurmuş. Düştüğümüz durum komik bir hal aldı. Ne yazık ki en üst merciden en alta kadar olayları sağlıklı bir şekilde okuma yeteneğimizi kaybediyoruz.
Telefon kırarak, portakal bıçaklayarak, doların turşusunu kurarak içinde bulunduğumuz krizden çıkmamız mümkün değildir. Bu hafta açıklanan 5,2’lik büyüme kimseyi kandırmasın. Sanayinin daraldığı, ticaretin küçüldüğü, tarım ve hayvancılığın bitme noktasına geldiği bir ülkede sağlıklı büyümeden bahsetmek mümkün değildir. Obezite hastalığı sadece insanlarda değil, ekonomide de olabilir. Türkiye’nin büyümesi sağlıklı bir büyüme değil, bir obezite hastalığıdır”
Saadet Partisi olarak haftalardır gündeme getirdikleri ‘israf ekonomisi son bulmalı’ söyleminin nihayet Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından dinlendiğinin altını çizen Koçak, “Sayın Berat Albayrak’ın kamuya ait taşıtların envanterini istediği ve kamu araçlarında tasarruf planlamasına gitmeyi planladığı ortaya çıktı. Bunu doğru ve sevindirici bir adım olarak görüyor, sonuna kadar destekliyoruz.
Çünkü makam aracı gerçekten konusunda korkunç bir israf söz konusu; 2015-2016-2017, yani son 3 yılda kamuya araç satın alımına harcanan para; tam 4.9 milyar lira. Aynı dönemde araç kiralamaya harcanan miktar ise 1,5 milyar liradan fazla. Toplamda 6.5 milyar lirayı buluyor. Buna 2018 yılının ilk yarısını da kattığımızda bu rakam 7 milyar liraya ulaşıyor. Daha iki ay önce Çin’den 3.6 milyar dolar kredi bulduğumuzda nasıl bayram ettiğimiz hatırlanacak olursa rakamların vahameti daha iyi anlaşılacaktır. İşte bizim israf dediğimiz tam da budur. Atalarımız güzel demiş; ben yumuşatarak söyleyeceğim; Ekmeğimiz yok yemeye, limuzinle gidiyoruz gezmeye” dedi.
Son 16 yılda sahip olduğumuz kaynaklar, alınan borçlar, gösteriş, şatafat ve makam araçları yerine üretime ve yatırıma harcanmış olsaydı Türkiye’nin bugün ekonomik krizle boğuşmayacağının altını çizen Başkan Koçak, “Ama maalesef aynı hatada ısrar ediliyor. Mesela bu hafta Alman Der Spiegel dergisinde yayınlanan habere göre Türkiye ile Almanya arasında 35 milyar Euro’luk bir hızlı tren ağı projesi görüşülmüş. Buna göre Almanya’dan alınacak 35 milyar Euro’luk destek ile Türkiye’deki hızlı tren ağları yenilenecek ve mevcut ağlara yeni hatlar eklenecek. Mevcut iktidarı tekrar tekrar uyarıyoruz; ayağımızı yorganımıza göre uzatmak zorundayız. Borç yiğidin kamçısı olmaktan çıktı, boğaza kadar geldi. Tekrar söylüyoruz; biz hızlı trene karşı değiliz. Böyle hızlı borçlanmaya ve aldığımız borçların yanlış önceliklerde kullanılmasına karşıyız” dedi.