Anayasanın 18 maddesini değiştirmek için 16 Nisan’da referanduma gidiyoruz. Bu referandum bir partinin iktidar olma meselesi değildir. Bu referandum Türkiye’nin ayakta kalabilme, yaşaması ve bölünmesi meselesidir. Biraz inceleyelim.
Bu mesele, AKP milletvekillerinin ne olduğunu bilmedikleri, boş kağıda imza attıkları, kendilerini koyun sürüsü sandıkları, vatandaşların da buna onay vermesini istedikleri referandumdur. Kendi iradesine sahip olamayan bu insanlar, Türkiye’yi de geri dönüşü olmayan bir yola sokma gayretindeler. Ülke satılsa bile boş kağıda imza atabilirler.
Bu anayasa değişikliği, Türkiye’nin yönetimini bir tek kişinin iradesine teslim etmektedir. Meclisin görevinin bitmesi, kendisini hiçe saymasıdır.
Cumhurbaşkanı (Başkan) yürütme alanına giren her işi, kararnamelerle düzenleyebilecek. Yeni bakanlıklar kurup, istediğini kapatabilecek. İlleri birleştirebilecek. Bölgesel yönetim birimleri bile oluşturabilecek. Bütün bunlar olup biterken meclise düşen tek bir şey, bir kenarda oturup seyretmektir. (Milletvekilleri ya briç yada tavla oynarlar)
Cumhurbaşkanı (Başkan) ‘şunu bakan yaptım’ diyecek olup bitecek. Nerede kaldı milli iradenin temsil edildiği Gazi Meclis? Bugün ise bakanlıkların kurulması ve görev sınırları meclis tarafından yasalarla belirlenmektedir.
İllerin birleştirilmesini de biraz açalım!
Madde 123 ‘Eyalet, özerk bölge, kanunla veya cumhurbaşkanı kararnamesi ile kurulur’ Bu madde neden eklendi? Amaç belli değil mi? R.T.Erdoğan, yaptığı bir TV programında, “Eyalet sisteminden korkmamak lazım, bu Türkiye’yi güçlendirir” demişti. Başdanışmanı Adnan Tanrıverdi de, “Türkiye’de eyalet sistemi kurulmalıdır. Türkçe de ikinci dil olmalıdır” demişti. Yani gelecek hesapları, Türkiye’de eyalet sistemine geçilmesi, federasyonlar kurulması, sonrada bölünmesidir. Evet’çi kardeşim, ülke bölünsün diyorsan oyunu ‘evet’ olarak ver. Ver de, kaçabilecek başka bir ülken var mı bununda hesabını yap.
Kaçabileceğin dedim de aklıma geldi. Türkiye’de 17-25 Aralık 2013 yolsuzluğun, rüşvetin açıklandığı tarih oldu. Bu tarihlerin birinde bir üst düzey yetkili, saat 23.55’e kadar uçak içinde bekledi, işler kotarılmasaydı Türkiye’den kaçıp gidecekti. Bunu bir gazeteci, şimdi milletvekili olan bir insan TV’den açıkladı. Şu çağrıyı da yaptı; “Bunun doğru olmadığını, kendisi, yardımcısı, valisi, emniyet müdürü, özel kalem müdürü TV’ye bağlanarak itiraz etsin, ben buradan şimdi doğruluğunu ispat edeceğim” diye. Bugüne kadarda itiraz edilmedi, mahkemeye de verilmedi. Evet’çiler sağlıklı düşünün, sizin ne kaçacak ikinci vatanınız var nede uçağınız.
Ömer Dinçer, AKP kurucusu, eski bakanlardan, sözleri de kısaca şu; “Tek adamlığa geçit veriliyor. İki seçimin aynı anda olması yanlış. Denge ve mekanizması yok”
Eski cumhurbaşkanı A.Gül’de referandumda HAYIR diyeceğini açıkladı.
İki seçim (C.Başkanlığı ve MV seçimi) aynı anda yapılacak da aklıma geldi. Kimse de bu konuyu konuşmadı. Felaket tellallığı da yapmak istemiyorum.
Seçim yapıldı, cumhurbaşkanı seçilen kişi mazbatayı aldı ve heyecanlanarak kalp krizi geçirerek öldü. Seçim yenilenecek mi? Seçim yenilendi, cumhurbaşkanı ve milletvekilleri yeniden seçildi. Yeni seçilen cumhurbaşkanı da 3 ay sonra öldü. Yardımcı olarak seçtiği, seçime girmemiş eşi yada oğlu (Başkalarına itimadı yok, Aliyev’de olduğu gibi) 5 yıl ülkeyi onlar mı yönetecek? Yoksa 3 ayda 3 seçim mi yapılacak? Bu anayasa değişikliğinde bununda açıklaması yok!
AKP’nin borazanı yandaş gazetenin genel yayın yönetmeni, köşe yazısında diyor ki; “Yeni dönemde aykırı seslerin, kişisel hesapların sorgulanacağı, yargılanacağı bir dönem olacaktır. Çünkü çok büyük bir hesap vardır. Ve kimsenin bu hesabı gölgelemesine izin verilmeyecektir” (Acaba bölünme mi?) Görevi de, gazeteci olarak sorgulamak değil, kendisine söylenenleri tekrarlamaktan ibaret olan bir insan.
‘Evet’ çıkarsa güç artacak. Türkiye’nin nasıl bir ülke olacağının ipuçları yukarda. ‘Aykırı seslere yer olmayacak’ Muhalefetin tamamen susturulduğu, kimsenin itiraz etmediği, tam bir diktatörlükle ülkemiz yönetilecek.
Ülkem için, geleceğim için, demokrasi için, cumhuriyet için, çocuklarımın ve torunlarımın geleceği için referandumda HAYIR diyorum.