Birkaç gündür Karacabey’in gündemini meşgul eden konu, malumunuz Soğan Pazarı’nda çekilen Osmanlı bayrağı.
Ben olayı ilk duyduğum andan itibaren konuya tarafsız, bir o kadar da mantıklı yaklaşmaya çalıştım.
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, Türkiye Cumhuriyeti’nde geçtiğimiz günlerde göndere çekilen sözde Kürdistan bayrağının yanında bu konu pekte önemli değil bence. Sonuçta mevzu bahis olan bayrak Osmanlı bayrağı. PKK paçavrası değil!
Ben başta da dediğim gibi konuya tarafsız baktım. Çünkü bu olayın kasıtlı yapıldığına inanmadım. İnanmadım çünkü, böylesi bir ortamda, referandum sürecinde bir AKP’li belediyenin bunu bilinçli olarak yapacağını hiç aklım almadı. Çünkü bunu yapması, ayağına sıkması olurdu.
Neyse süreci sessizce takip ettim ve sonunda tamda düşündüğüme yakın bir sonuç ortaya çıktı. Benim düşüncem, Sanayi Sitesi’nin orada bulunan Türk devletlerine ait bayrakların yenilenmesi sırasında, çevre yolunda bulunan bayraklarında değiştirilmek istenmesi ve bu sırada yanlışlıkla bu bayrağın göndere çekilmesi yönündeydi. Tahminim doğru çıkmasa da, yaptığım araştırmada, buna yakın bir sonuç çıktı ortaya.
Olay, bir belediye görevlisinin, belediyeye ait alanlardaki bayrakları kontrol ederken, Soğan Pazarı’nda bulunan bayrağın yıpranmış olduğunu fark etmesi üzerine bunu değiştirmesiyle ortaya çıkıyor.
Aslında olay tamamen duygusal. Bayrağı değiştirmek için Zabıta Müdürlüğü’nde ki dolaplarda bulunan Türk bayraklarından birini alan bu görevli, bayrağı açıp bakmadan ipe bağlayarak göndere çekiyor. Aynı anda yanında bulunan belediye bayrağını da değiştiriyor. Ardından da olay yerinden ayrılıyor.
Her şeyden habersiz bu görevli, yaklaşık 15 dakika sonra olup bitenden haberdar oluyor. Bir belediye görevlisinin kendisini arayarak yanlış bayrak çektiğini söylemesi sonrası olaydan haberdar olan bu kişi, olay yerine giderek yaptığı yanlışı görüyor.
Yaşanan bu gelişmenin ardından doğal olarak oklar Belediye Başkanı Ali Özkan’a çevrildi. Birileri çıktı kaymakamlığa suç duyurusunda bulundu. Birileri çıktı Başkan Özkan’ın istifasını istedi. Birileri çıktı bu yanlışı yapanın görevine son verilmesini istedi.
El insaf. Siz benim kadar belediyeyi eleştirmeye yüreği yetmeyen insanlar, şimdi çıkıp neyin şovunu yapıyorsunuz. Ben burada kesinlikle bu işi Ali Özkan’ın yaptırdığına inanmıyorum. O kadar da değil. Eğer ki bu işi Ali Özkan yaptıracak olsaydı, emin olun ki oraya 3 Hilal’i astırırdı sizde bununla gurur duyardınız!
Kesinlikle ortada bir yanlış var ve bunu yapanda her şeyden habersiz bir gariban belediye görevlisi. Ben olaya elimi vicdanıma koyarak bakıyorum. Baktığım zaman da ortaya bu çıkıyor. Bakın Başkan Özkan’ın üstüne gideceğim diye garibanın ekmeği ile oynamayın. Başkan Özkan’ın üstüne gitmek istiyorsanız başka malzeme bulun.
Eğriye eğri, doğruya doğru demesini bilin. Ali Özkan’ı karalamaya çalışırken, insanların ekmeğiyle oynamayın. Bakın yine söylüyorum, yeri geldi mi Ali Özkan’ı herkesten çok eleştiren biriyimdir şu Karacabey’de. Yaptığı yanlışları yazmaktan çekinmem, doğrularına doğru demeyi de bilirim. Ama bu yanlışın Ali Özkan’la bir ilgisi yok. O yüzden şimdi birileri bu yazımı okuduktan sonra başlayacak zırvalamaya. Varsın zırvalasın, işte tarafsızlık tam da burada başlıyor. Benim vicdanım rahat. Ortada yapılan bir yanlış var. Yanlışta, yanlışlıkla yapılan bir yanlış ve bu yüzden çoluğu, çocuğu perişan olabilecek bir de belediye çalışanı var ortada. Sizde elinizi vicdanınıza koyun ve ona göre davranın. AKP zihniyeti ile hareket edip insanları ekmeğinden etmeyin. Saygılar…