Yazıma 5. bölümden devam ederek, neden hayır dememiz gerektiğini maddeler halinde yazmaya devam ediyorum.
66- Başbakan Binali Yıldırım, “Evet demeyen teröristtir” dedi. Bugün kendisi gibi düşünmeyen tüm Türk halkına bunu söyleyen, yarın kendisine yetki verilenler ne yapar? Herhalde önce kendilerine tehdit olarak gördüğü Türkleri yok edeceklerdir. Onun için tavrımız HAYIR
67- Ben şiddetli bir HAYIRcıyım. Bunu ülkem, milletim, çocuklarım ve torunlarımın geleceği için savunuyorum. Başbakanın, beni terörist olarak yaftalamasını şiddetle reddediyorum. Teröristlerle yıllarca Güneydoğu’da mücadele eden Engin Alan, Ahmet Yavuz, Osman Pamukoğlu paşalarımız ile albayım Erdal Sarızeybek ve binlerce subay ve askerimiz de HAYIR diyor. Bunlarda mı terörist? Referandumu savunacak sözü olmayanların, kişileri terörist olarak yaftalaması kişiliklerini ele verir. Böyle yöneticilerin bizi bir daha yönetmemesi için HAYIR
68- Devleti yönetenlerin 15 yılda devletin mali yapısını bozup “Tulumbada su bırakmayanlar” elde avuçta kalan son mal varlıklarımızı da, Varlık Fonu’na devrederek, onları ipotek ederek para bulmaya çalışmaları çok acı. Ayrıca vatandaşın cebinde belki var olabilecek 3-5 dolara göz dikip, “Dolarını bozdurmayanlar teröristtir” demesi de, vatandaşları da hangi gözle gördüklerini gösteriyor. Ülkemin böyle yöneticilere teslim edilmemesi için HAYIR
69- Cumhurbaşkanı, “Bu mesele prangadan kurtulma meselesidir. Bu mesele beka meselesidir. Bu mesele cumhuriyet, demokrasi, özgürlük meselesi değildir” diyor. Cumhurbaşkanlığı (Başkanlık) rejimi gelirse ve bunlar ayak bağı olur diye kaldırılacak demektir. Bu ülke parlamenter sistemle (Cihan harbi gördüğü halde) ortalama %5.4 kalkınma ile bu duruma geldi. AKP döneminde ise kalkınma ortalaması %4 oldu. Bugün bu ortalama belki daha aşağıya düştü. 2007-2014 yıllarında, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan R.T.Erdoğan’dı. A.Gül, Erdoğan’a pranga mı taktı? 2014 yılından sonra Erdoğan cumhurbaşkanı, Ahmet Davutoğlu, Binali Yıldırım başbakan oldular. Edoğan onlara pranga mı taktı? Şimdi hangi prangayla tek adamlığı istiyorsunuz? HAYIR
70- Devlet Bahçeli de, “Beka sorunu” diyerek referandumda, tek adam rejimini, diktatörlüğü savunuyor. Sloganı da “Devlet için”miş! Demek ki kendisi için istiyor.
Şimdi Bahçeli’ye soruyorum!
Oslo’da yapılan görüşmelerde Öcalan’a verilen tavizlerde, Habur’da PKK’lıları davul, zurna ile karşılayıp, çadır mahkemeleri kurulup, ‘siz terörist değilsiniz’ kararı verdirilirken, Dolmabahçe’de mutabakat imzalanırken, şehirlere bombalar döşenirken ve yetkililere ‘ses çıkarmayın’ diye talimat verilirken, Diyarbakır’da PKK paçavraları ile dolaşılıp bir tek Türk Bayrağı bile yokken, Öcalan’ın talimatları okunurken, Kobani’ye PKK unsurları Türkiye’den geçirilip birde yemek verilirken, IŞİD’e ‘öfkeli gençlik’ denilip, korunup, kollanırken vs. Türkiye’nin beka sorunu yok muydu? Devlet paçavra edilmedi mi? Bu zihniyete vatanseverlerin tavrı HAYIR
71- Devlet Bahçeli’ye soruyorum!
Anayasa referandumunun meclisteki oylamalarında, AKP Bursa Milletvekili İsmail Aydın açıkladı; “Anayasanın ilk 4 maddesi de değiştirilmelidir” dedi. Partisi adına konuştu. Partisinden habersiz bu konuşmayı yapabilir mi? Başkanlık rejimi gelip AKP, HDP ile anlaşırsa ve ilk 4 maddeyi değiştirirse sen ne yapabileceksin? Anayasa değişikliğinin 16. maddesini iyi inceledin mi? Vilayetler birleştirilebiliyor, eyalet sistemine geçilebiliyor. Ülkede bölünmeye gidilebiliyor. Şunu da hatırlatalım. A. Öcalan, 23 Şubat 2013’te, “Başkanlık sistemi düşünülebilir. Biz Tayyip beyin başkanlığını destekleriz. Biz AKP ile bu temelde bir başkanlık ittifakına girebiliriz” dedi. Bahçeli, sen ülkemizin bölünmesine yardımcı ol. Biz vatan sevdalıları cumhuriyetçilerin son sözü HAYIR…