Geçen hafta yazmaya başladığımız konuya devam edelim.
Başkan, yardımcılarını belirleyecek. Kaç kişi olacakları belli değil. Seçimle gelmeyecekler. Başkan, başka bir devlete gittiğinde yada hastalığında ülkeyi, tayin ettiği başkan yardımcısı yönetecek.
Yürütme organı (hükümet) denetlenemeyecek. Başkan kimseye hesap vermeden 5 yıl ülkeyi yönetecek, gensoru verilemeyecek.
Başkan, devletin bütün yöneticilerini tek başına tayin edecek. Valileri o seçecek. Müsteşarları, genel müdürleri, emniyet müdürlerini, genelkurmay başkanını, kuvvet komutanlarını kısacası aklınıza gelen her türlü makamın sahibini o belirleyecek. Tayin ettikleri de sadece ona karşı sorumlu olacak.
Burada bir örnek vermek istiyorum. Bu yasa geçerse 18 yaşındaki genç, milletvekili olabilecek. Okula gitmediği için 20 yaşında askere gidecek. Başkan, gencin askere gitmemesi için başkan yardımcısı yapabilecek. Genelkurmayı da bu gence bağlayabilir. Genelkurmay başkanı da bu gençten her türlü emri alabilir. İcraatlarını da bu emre göre uygulamak zorundadır. (Zaten ordunun ruhuna Fatiha okundu) Herhalde bunda da bir amaç vardır.
Başkan, Türkiye’nin idari yapısını istediği gibi değiştirebilecek. İlleri birleştirebilecek, eyalet sistemine geçebilecek. Eyalet sistemine geçildiğinde de Türkiye’nin bölünmesinin ilk adımı atılmış olacak. Yeni iller kurulabilecek. İstediği kadar bakanlık kurabilecek. Bütün bunları yaparken kimseye, kuruluşlara da, anayasaya da hesap vermeyecek.
Başkan, gerekli görürse olağanüstü hal (OHAL) ilan edebilecek. İsterse 5 yıl süreyle ülkeyi OHAL kararnameleri ile meclisin kanun çıkarmasına gerek kalmadan yönetebilecek.
Zaten bu şartlarda meclise de gerek yok. Birde milletvekili sayısını 600’e çıkardılar. Devlete gereksiz masraf yapıldı. Ülkede milletvekili emeklisinden bol bir şey kalmadı.
Başkana, OHAL yetkileri o kadar geniş verildi ki, bireysel haklarımızı bile kararnamelerle yapabilir. Mallarımıza el konulabilir.
OHAL yetkilerine dayanarak isterse seçimleri bile erteleyebilir.
Bir vatandaş yada parti yada kuruluş, “Bu uygulamanız anayasaya aykırı” diyebilir ve anayasa mahkemesine gidebilir. Anayasa mahkemesinin üyelerini başkan seçtiği içinde, kararlar başkanın görüşü doğrultusunda çıkabilir.
Anayasanın 18 maddesinin kısa özeti budur. Bu maddelere oy veren milletvekillerinin tek amacı vardır, tekrar seçilebilmek. Dünyada, bu kadar geniş yetkilerle donatılan hiçbir lider yoktur. Osmanlı dönemindeki padişahlarda bile bu yetkiler yoktu. Bu yetkiler, en munis insanı bile istemeye, istemeye diktatör yapar. Ruhunda biraz diktatörlük olanlarsa, tam diktatörlüğe dönüşür ve ülkedeki insanlara yaşamı zindan ettiği gibi ülkeyi de hangi maceralara sürükleyeceği belli olmaz.
Diktatörlüğe hevesli insanlar diktatörlüğü isteseler de, ona bu diktatörlüğü veren halktır, halkın oylarıdır. O halk geleceğini göremezse, diktatörlüğe evet derse, acısını kendisi ile beraber çocukları da, torunları da çeker. İran bize yakın örnektir. Hitler dünyayı kana bulamıştır.
Cemil Çiçek, “Bu ülke siyaseten ve dinen kandırılmışların ülkesidir” dedi. Kulağınıza küpe olsun. Kandırılmamak için referandumda HAYIR demeliyiz.