Ülke olarak çok kritik bir dönemden geçiyoruz. İçerdeki ve dışarıdaki düşmanlar, ülkenin bölünmesi için amansız mücadele veriyorlar. Peki onların bu amansız mücadelesine karşılık bizim yapacağımız, ulus olarak birlik ve bütünlük içinde olmamızdır. Bir ve diri olarak kenetlenmemizdir. Sonrada güvenlik güçlerimize konuyu havale etmemiz ve onları desteklememizdir.
Biz toplum olarak beraber olacağımız yerde birbirimizi yiyor, hükümet bunun öncülüğünü yapıyor ve düşmanın ekmeğine yağ sürüyoruz. Şu iktidar yandaşı (ki basının %80-85’i) medyaya bakın, neredeyse saldırmadıkları, karalamadıkları insan da yok, kuruluş ta yok. En büyük günah keçileri CHP. Sanki ülkeyi 15 yıldır CHP yönetiyor.
Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan, “Teröre karşı birlik olalım” uyarısında bulunuyor. “Hiçbirimizin gidecek başka bir vatanı yok” diyor. Yandaş medyaya da seslenerek, “Artık sizin gibi düşünmeyen, yaşam tarzları farklı kişileri ve grupları hedef alıp karalamaya, vatan haini olarak damgalamaya çalışmaktan vazgeçin” diyor. Ne kadarda haklı değil mi?
İzmir’de, son kurşununa kadar PKK’lı teröristlerle çarpışarak büyük bir facianın önüne geçen şehit polis Fethi Sekin’e Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun. Birçok çocuğun öksüz kalmasını önledi ancak kendi çocukları öksüz kaldı. Devlet büyükleri nutuklar attı, her şehidin arkasından attıkları gibi. Sanki ilkokul müsameresinde şiir okuyorlar. Beylik ifadeler. Şehit olanların isimlerini anarız da, geriye kalanların acılarını, ızdıraplarını, yaşamları sönen binlerce çocuğu hatırlar mıyız?
Kendi siyasi çıkarları için ülkemizi kan gölüne çevirenlerin arkasına takılıp giden bir milletin ortak günahıdır bu. Bu ulusal körlüğün bedelini, bu kez geriye kalan üç yetim yavru ödeyecek, diğer yetim kalanlar gibi. Siz anne ve babası ile büyüyenler, sizler anne ve babasız büyümenin acısını bilemezsiniz. Allah’ta göstermesin.
Başımızdaki bela nedir?
a) PKK terörü, son 15 yılda güçlendiler.
b) IŞİD katliamları, ki Suriye lideri Esad’ı devirmek için her türlü desteği verdiğimiz ama yanlış yaptığımızı anlayıp desteği kestiğimiz, 2-3 yıldır Türkiye’ye saldıran terör örgütü, Türkiye’de 70 ilde IŞİD’e militan devşiriliyordu. Hücre evleri vardı. Kendi bayrakları ile bazı illerde araçlarla gösteri yapıyorlardı. Suriye’de rejimle çarpışanlar, Türkiye’de tedavi oluyordu ve tekrar Suriye’ye gönderiliyordu. Sınırlarımız kalbura dönmüştü. Terör örgütlerini kendi ellerimizle besliyorduk.
c) FETÖ korkusu-belası; son 15 yılın ürünü. Aynı menzile, farklı yollardan hükümetle beraber yürüdüler. Hükümet edenler, “Çok ahmakmış, çok geç fark etmişler. Kandırılmışlar, millet ve Allah afetsinmiş” Hükümet edenler FETÖ’yü bilmiyordu ama hükümet ortağı yapıyordu. Atatürkçü subaylara kumpas kurmasını biliyorlardı ve Ergenekon’un, Balyoz’un savcısı oluyorlardı. Bu 3 örgütün güçlenmesi, Türkiye’yi 15 yıldır kim yönetiyorsa onların ürünüdür.
Kaybeden mi? Vatanım ve dar gelirli vatandaşlarım. Dolar fırlıyor, zamlar üst üste geliyor. Ama bizim dünya liderimiz var! Dünya önünde susta duruyor! Dolara dur der, beli kırılır ve durur, ekonomi de kurtulur. Şimdi ekonomi ile uğraşamayız. Derdimiz başkanlık. Hele hele dünya liderimiz bir başkan olsun da görün siz Türkiye’yi! Gökyüzüne uçtuğunu türbinle seyredeceksiniz!