Cumhurbaşkanı R.T.Erdoğan, geçtiğimiz günlerde, “Lozan’ı bize zafer diye yutturmaya çalıştılar” polemiğine girdi. Bu tam bir hedef saptırmadır. Gündem bu olsun, OHAL ile meclisin önünün kesilmesi, hukukun rafa kaldırılması, keyfi işten çıkarmalar konuşulmasın isteniyor.
Lozan antlaşması, Osmanlı’nın emperyalist güçlere verdiği vatanı, ilk cumhuriyetçilerin ‘Türk vatanına’ çevirmesidir. Bu nedenle Osmanlıcılar için hezimet, cumhuriyetçiler için ise zaferdir. Bugüne kadar devlet yöneticileri Lozan’ı, kuvvetli mesajlarla anarken, şimdi cumhurbaşkanı çıkmış ‘hezimet’ diyor. Acaba bu aklı cumhurbaşkanına, çok yakın çalışma arkadaşı, sarayda yemek masalarında, yanından eksik etmediği, başında mor fesi olan Osmanlı hayranı, Atatürk düşmanı, “10 Kasım’da saat 9’u 5 geçe kenefe gidin” diyen Kadir Mısırlıoğlu mu verdi.
Lozan antlaşmasının yıl dönümünde, Lozan antlaşmasına methiyeler düzen Cumhurbaşkanı, ne oldu da iki ay sonra çark etti. Bunun altında yatanları da anlamak çok güç. 15 yıl Osmanlı’da büyükelçilik yapan, Lozan’da İngiltere’yi 2. derecede temsil eden Sir Andrew Ryan, Lozan için şu ifadeyi kullanmış; “Lozan’da onursuz bir barış imzaladık. Bu İngiltere’nin şimdiye dek imzalamış olduğu antlaşmaların en uğursuzu, en mutsuzu ve en kötüsüdür” İngiliz diplomat David Lloyd George de, “Lozan, uygarlığın başarısızlığıdır” diyor. İngiliz tarihçi Arnold Toynbee de, “Lozan’da müttefikler, Türk ulusçuların yaklaşık olarak bütün taleplerine boyun eğdiler” demiş. ABD’li diplomat James Gerar da, “Lozan’da Hıristiyan medeniyeti çarmıha gerilmiştir” diyor.
Erdoğan, “Ege’de bağırsak duyulacak adaları biz Lozan’da Yunanistan’a verdik. Zafer mi bu? Lozan’da masaya oturanlar o antlaşmanın hakkını veremediler. Onlar veremedikleri için şimdi biz sıkıntısını yaşıyoruz” diyor. Erdoğan da, danışmanları da tarih bilmiyor. Osmanlı, Ege adalarını 1913 yılında İtalyanlara verdi. Lozan’da adalar konuşulmadı. Güvenliğimiz için Gökçeada ve Bozcaada geri alındı.
Lozan’a gidilirken, İstanbul ve Çanakkale ile çevresi İngiliz ve Fransız işgali altındaydı. İstanbul ve Çanakkale Lozan’da kurtarıldı. Büyük taarruzdan öncede topraklarımız 350 bin km² idi. Şimdi kaç km² bu da unutulmasın. 9 Eylül’de İzmir limanında İngiliz gemileri vardı. Atatürk çekilmeleri emrini verdi. donanma kumandanı itiraz edince, tutuklanma tehdidi karşısında kaldı ve İngiliz donanması 24 saat içinde İzmir’den ayrıldı. Ülkeyi kurtaran kurucu iradeye kimsenin söz söyleme hakkı yoktur.
Cumhurbaşkanı, Lozan’ı beğenmiyorsun. Yağdanlıkların da sana ‘dünya lideri’ diyor. Osmanlı hayranı, Ortadoğu uzmanı, Ortadoğu’da ağabeylik taslayan birde başbakanın vardı, Davutoğlu. Onların görüşlerini al, o gün verilmeyen Musul’u al, Ege adalarına da çıkarma yap, Lozan hezimetini zafere çevir. Sakın tren kaçtı deme, ‘biz hakkımızı arıyoruz ve alacağız’ de!
Cumhurbaşkanı, ‘Lozan hezimettir’ açıklaman, polemik anlayışının ürünüdür. 14 yıllık icraatında 17 ada, yüzlerce kayalık, Türkiye karasularında olduğu halde topsuz, tüfeksiz, hiçbir antlaşma olmadan Yunanistan tarafından işgal edildi. Dün, o adalarda ezan sesi duyulurken, bugün çan sesi duyuluyor. O adalarda dün, ‘hakimiyet milletindir’ diyorduk, bugün Yunan bayrakları dalgalanıyor. O adalar Türkiye Cumhuriyetinin topraklarıydı. Neden sesin çıkmıyor, neden müdahale etmiyorsunuz, neden vatan topraklarını veriyorsunuz? Bu adalar için meclise verilen soru önergelerine neden cevap veremiyorsunuz? Bu adalar bizim hava sahamızda, karasularımızda. Bu adalar İzmir’in, Muğla’nın, Aydın’ın sınırları içinde. Turgut Reis’in 3-4 mil yakınında. Bu adalarımız da yunan bayrağı altında. Yunan bayrağı çekilirken, Yunan Genel Kurmay Başkanı da, Savunma Bakanları da orada bulunuyor. Siz hükümet olarak sadece seyrediyorsunuz. Yunanlılar işgal ettikleri bu adalara yabancı diplomatları da getirerek, kendi toprakları olarak tescil ettirmeye çalışıyorlar. Bu vatanı satmak değil de nedir?
2004 yılından bu yana 17 adayı işgal eden Yunanistan’a ses çıkarmayın, gücünüz göstermeyin, Türkiye’nin gücünü savunmayın, sonrada Lozan antlaşmasını beğenmeyin.
Milletler kendine layık lider seçerler. Her konuda kandırılan lider, seçmenini kandırmasını bilirse, sizin gibi ülkesini savunamayan liderleri seçer.