FETÖ, 15 Temmuz 2016 tarihinde darbe girişimine kalkıştı. Başarılı olamadılar. Ordu içine yerleştirdikleri bazı subaylar olmasına rağmen, gerçek Atatürkçü ve Milliyetçi subayların daha fazla olduğunu hesaplayamadılar. Eğer başarılı olabilselerdi Türkiye bugün hangi sorunlarla uğraşacaktı o belli değil. Ancak belli olan, ABD’nin piyonu olan Gülen’in emirleriyle hareket eden bir yönetim olacaktı. Bu yönetim de, ABD ne derse onu yapacaktı. ABD de, Libya, Irak, Suriye’yi böldüğü gibi Türkiye’yi de bölmeye yönelik bir çalışma içine girecekti. ABD’nin politikası olan, Türkiye içinde böl, yönet ve sömür olacaktı.
ABD, IŞİD’i Suriye’de palazlanmadan bitiremez miydi? Palazlanmasına göz yumdu. Amaç Suriye’nin parçalanması ve sömürülmesiydi. ABD, PKK’yı neden besliyor, neden arka çıkıyor? Amaçları Türkiye’nin de parçalanması. Başarılı olabildiler mi? Hiç sanmıyorum. Çünkü Türkiye Ortadoğu ülkesi değildir. Atatürk’ün kurduğu laik ve demokratik bir ülkedir.
ABD’nin Ankara Büyükelçisi John Bass, 28 belediyeye kayyum atanması sonrası yaptığı açıklamada ‘endişeliyiz’ diyor. John Bass, Türkiye sizin 53. eyaletiniz değildir. Siz bizim patronumuz da değilsiniz. Sadece Türkiye’de basiretsiz yöneticiler var, bunlarda size bu cesareti veriyor. Türkiye ile ilişkilerinizi devletler hukukuna göre yürütürseniz, Türkiye’yi eşit ortak görürseniz, sorunları da beraber çözmek zorunda olduğunuzu görürsünüz.
John Bass, hangi devlet belediye başkanları terör örgütünün maşası olacak, maddi imkanlarını onlara sunacak. Makine ekipmanlarını bölücü terör örgütüne verecek, onlarda şehirlerde, karayollarında hendekler kazacak, içine patlayıcılar koyacak, devletin asli savunma güçlerinin ölümüne sebep olacak. Hiçbir devlet buna müsaade etmez. Türkiye de etmiyor. Hiçbir zaman etmeyecektir de. Bu vatan bizim unutmayınız. Siz neden endişeleniyorsunuz. Sizin haddinize mi Türkiye’ye saygısızlık ve hakaret etmek. Türkiye bağımsız, milliyetçi bir ülkedir, sakın unutmayınız. ABD’de ki yöneticileriniz de unutmasın.
Büyükelçi, PKK köşeye sıkıştı. PYD sizin desteğinizle ‘demokratik özerklik’ dedikleri totaliter kantonlar kurdu. Rojava Devrimi ve Kobani Direnişi ile Suriye’nin kuzeyinden Akdeniz’e açılan kürt devletinin hayali peşine düştü. Kandil’in projesi de ‘Rojava Devrimİ’ni Türkiye’ye taşımaktı. Şehirlerimizde bunu denediler. Hüsrana uğradılar. Şimdi bunlar artık PKK için de, sizin için de hayal oldu. Öcalan da bunu gördüğü için kardeşi ile mesaj iletiyor; ‘Ben bu sorunu 6 ayda çözerim’ diyor. Vah zavallı vah!
Öcalan hala kendini lider sanıyor. Kandil’e emirlerini dinletebiliyor mu? Kendisine tanınan barış sürecinde ne yapabildi? ‘Silahlar sussun’ dedi. Kandil de ‘hadi lan’ dedi. Kandil bugün konuşuyorsa sizin desteğinizle konuşuyor. Öcalan hala lider ise silahları susturur, silahlar teslim edilir. Ondan sonrada konu masaya yatırılır. Fikir ve siyaset konuşulur. Büyükelçi, isterseniz siz bunu sağlarsınız da işinize gelmiyor.
Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan, kardeşinin bayram ziyaretine gitti ve konuştu. Öcalan’ın kurduğu, ülkemizi bölmeye yönelik terör örgütü PKK, filiz gibi gençlerimizin şehit olmalarına sebep oluyor. Onların çocukları, babaları ile konuşabiliyorlar mı? Öyleyse Öcalan da kimseyle konuşturulmamalıdır.