Yıllar önce Ali Kırca ‘Siyaset Meydanı’ programı yapıyordu. Bu programda Fethullah Gülen’in kasetini yayınlıyor ve iyilik meleği Türkan Saylan’a görüşünü soruyordu. Gülen, bu kasette “Arkadaşlarımızın ve İslamiyet’in geleceği açısından, arkadaşlarımızın adliyede, mülkiyede ve bir başka hayati müessesede mevcudiyeti, geleceğimiz için garanti, varlığımızın nabzıdır” diyor. Bu sözler FETÖ denilen örgütün, devleti ele geçirme operasyonlarının ilk emridir.
Türkan Saylan hocam, Ali Kırca’ya şöyle yanıt veriyor. “Bütün Türkiye’nin bu konuşmayı dikkatle izlemesini isterim. Bir kişinin Türkiye Cumhuriyeti’ni nasıl ele geçireceğinin talimatları var. Ben öğretim üyesi olarak bazı öğrencilerimizin çeşitli yurtlarda, okullarda, beyinlerinin nasıl yıkandığını, nasıl bilim kurgu gibi bir olayın içine çekildiğini görüyorum. Bu okullarda okuyan bazı çocukların modern, laik dershanelere kaydolduklarını, kayıt makbuzu aldıklarını ama bu okullara devam etmediklerini öğrendik. Biraz araştırınca gördük ki, bu çocuklar askeri okullara yönlendiriliyorlarmış ve bu makbuzları da gittikleri okulları saklamak için kullanıyorlarmış. Türkiye’nin her tarafının sarıldığını gözlerimizle görüyoruz. Siyasetçi yetiştiren, hakim, savcı yetiştiren, asker yetiştiren kurumlar işgal altındadır”
Türkan Saylan, 17 yıl önce bugünü bütün açıklığıyla anlatmış. Hani, “Bizi uyarmadılar” diyenler var ya onlara ithaf olunur. Uyaran çoktu ama bu ülkeyi yönetenlerin kulağı duymuyor, gözü görmüyordu. Işık Evleri’nden hiç haberleri yoktu. Çünkü beraber yürüyorlardı bu yollarda.
Bugün 15 Temmuz’u yaşadıysak, 250 şehit verdiysek, 1500 yaralımız varsa, bunun tek sorumlusu R.T.Erdoğan ve AKP hükümetleridir. Bununda cezasını çekmeleri gerekir. Onlar ise bugün demokrasi aşığı olarak ortada dolaşıyorlar.
Bursa’da darbe girişimi ardından tutuklanan İl Jandarma Komutanı Yurdakul Akkuş’a, parmak izinin alınması sonrasında, elini silmek için Kıdemli Başçavuş Mustafa Yılmaz Peçete veriyor. Polislerin şikayeti üzerine Bursa Cumhuriyet Savcısı, Yılmaz hakkında, “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek” suçundan 20 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıyor.
Bursa’da FETÖ/PDY operasyonundan dolayı 28 Temmuz’da gözaltına alınan eski Bursa Valisi ve eski İçişleri Müsteşarı Şahabettin Harput (Cumhurbaşkanı Necdet Sezer’in iki kez veto etmesine rağmen AKP hükümetleri hem vali hem müsteşar yaptı) cemaate bağlı özel Bursa Hastanesi’ne, İl Özel İdare’ye ait binayı usulsüz vermek ve Orhangazi Üniversitesi kuruluşunda usulsüzlük iddiası ile adliyeye sevk edildi. İyi güzel hoş da, siz bugüne kadar neredeydiniz eyy AKP hükümetleri. Neden bugüne kadar görevinizi yapmadınız. Harput’un iş adamlarından ‘himmet’ adı altında para topladığını da söylüyorsunuz. Para toplamaya teşvik eden AKP yöneticilerine neden dokunmuyorsunuz?
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Ankara’yı parsel parsel FETÖ’ye verdi de neden onun hakkında soruşturma yok. O Melih Gökçek ki, dün “FETÖ’cüler bana oy verin” diye ağlıyordu.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Gülen’i yere göğe sığdıramıyordu. “Çete diye itham etmek haksızlıktır” diyordu. Gülen’in ardından gidenlere, “Aşkın peşinden koşanlar” diyordu.
Türkiye, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletiyse, yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü varsa, devlet hizmeti, inanç, ideoloji, cemaat, tarikat, etnik aidiyete göre yönetilmiyorsa, sayın cumhuriyet savcıları sizleri Melih Gökçek ve Bekir Bozdağ içinde göreve davet ediyorum. Bunlarda FETÖ/PDY sempatizanlarıdır. Bunlar için ne kadar ceza talebinde bulunacaksınız?