Rasim Ozan Kütahyalı diye bir vatandaş yaşar Türkiye’de. Her şeyi bilir, siyaseti de, sporu da, askerliği de. Ağzı da çok laf yapar, televizyonların da gülüdür bu şahıs. 27 Kasım 2013’te, “Hoca efendiye açık mektup (F.Gülen’e) başlığı ile yayınladığı yazısında, bütün yalakalığını ortaya dökmüş ve şu ifadeleri kullanmıştır. “Hizmet erlerinin devlet kademelerinde görev alması, analarının ak sütü gibi haklarıdır. Cemaat devlete sızıyor, cemaat devleti ele geçiriyor diyen Ergenekonculara karşı cansiperane ve en etkili savaşçılardan biri ben oldum hocam. Bunu sizde çok iyi biliyorsunuz. Yangın yerine dönmüş bu ortamda bile yine söylüyorum, hizmet mensupları devlete sızmaz, devlete girer ve istediği her pozisyonda çalışır”
Merak ediyorum Gülen Cemaatinin bir müridi olan R.O.Kütahyalı, acaba halen dışarıda mı? Eğer bu şahıs sorgulanmıyorsa, içeri alınmıyorsa, kurular dışarıda, yaşlar içerde yanıyor demektir. Cemaatle mücadele lafla yönetiliyor demektir.
Van Cumhuriyet Savcısı vardı, ismi Ferhat Sarıkaya. TSK’ya karşı yürütülen kampanyada (Ergenekon-Balyoz) bir hayli ün kazanmıştı. Düzmece raporlarla Van Üniversitesi Rektörünü içeri aldırmıştı. Adam ölüm döşeğinde dışarı bırakılmamıştı. Oğlunun cenazesine iştirak ettirilmemişti. Bu Fethullahçı savcıda hiç vicdan yoktu. Üniversite Genel Sekreter Yardımcısı Enver Arpalı’yı usulsüzlük yaptı diye tutuklattı. Arpalı, “Ben bu lekeyle yaşayamam” diyerek cezaevinde intihar etmişti.
Bu savcı müsvettesi, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt’ı, Şemdinli Umut Kitapevi davasına sanık olarak sokmaya çalıştı. İftiralara ve PKK iftiracılarının yalan beyanlarına dayanarak dosya oluşturdu ve yargılanmasını istedi. F.Gülen’e ait yayın organları da Y. Büyükanıt aleyhine yoğun bir saldırı başlatmıştı. Amaç Büyükanıt’ı, Genel Kurmay Başkanı yapmamaktı. F. Gülen grubu bu savcıyı ‘Kahraman savcı’ olarak lanse ediyordu. Daha sonra bu savcının yaptığı haksızlıklar meydana çıktı ve HSYK tarafından savcılıktan ihraç edildi. F. Gülen, “Böyle bir kahraman çıkmış, kendisine ve ailesine ölünceye kadar bakılacak, bu size vasiyetimdir” talimatını vermiştir. Bu savcı daha sonra Güney Afrika’ya yerleştiğini ve masraflarını cemaatin ödediğini itiraf etmiştir.
Böyle bir savcıyı daha sonra Adalet Bakanı, tekrar savcı olarak görevlendirmiştir. Şuan Ankara savcısı olarak görev yapıyor. Bu savcı tanık değil sanık olmalıdır. E. Arpalı’nın intiharının sorumlusu olarak hesap vermelidir. Görevden ihraç edilmelidir. Örgüt üyesi olarak hesap vermelidir. Dün onu göreve alan ve bugün de görevde tutan Adalet Bakanları da FETÖ üyesi olarak ifadeye çağrılmalıdır. Bu F. Sarıkaya itirafçı olmuş kendini kurtarmak için. Bunlar korkak ve sinsiler. İnsanda biraz onur olur. Vicdanları da kararmış.
Sen ne büyük insanmışsın yüce Atatürk’üm. Sen öldüğünde senin yaverin üzüntüden intihar etmişti. Bugün ise Genel Kurmay Başkanı’nın yaveri, başkanının boynuna boğmak için kayış geçiriyor. Sen geleceği de gören bir insandın. Milletini aydınlattın, ülkenin geleceğine de ışık tuttun. Gülen Cemaati ile birlik olup ülkeyi yönetenler, cumhuriyete ve sana karşı olanlar, sizlere ‘iki ayyaş’ diyerek hakaret ettiler. Bugün ise birbirine düştüler.Şu ifadelerini anlasınlar, şu saçtığın ışık ne kadar güzel büyük Atam.
“Efendiler, biz tekke ve zaviyeleri, din düşmanı olduğumuz için değil, bilakis bu tip yapıların din ve devlet düşmanı olduğu, Selçuklu ve Osmanlı’yı bu yüzden batırdığı için yasakladık. Çok değil, yüzyıla kalmadan eğer bu sözlerime dikkat etmezseniz, ki bazı kişiler, bazı cemaatlerle bir araya gelecek, bizlerin din düşmanı olduğunu öne sürecek, sizlerin oyunu alacak başa geçecek ama sıra devleti bölmeye geldiğinde her bir taraf diğerini dinsizlikle suçlamaktan geri kalmayacaktır” 17 Aralık 1927 Ankara M.K. Atatürk
Büyük Atam, kurtardığın ülkenin bu hale getirildiğini görünce rahat uyumadığını düşünüyorum.