Halk, AKP’nin demokrasi şöleni eğlencelerinde soytarılık yapıyor. Demokrasi bayramıymış! Halk hop oturup, hop kalkıyor, hep eğlence peşinde, bedava pide peşinde, bedava gezi peşinde. Yozlaşıyoruz beyler. Halk, onurunu, şerefini kaybetti. Vicdanlarınız sızlamıyor mu, 15 Temmuz’dan bu yana 30’a yakın şehit verdik. Nerede açılım, nerede PKK ile pazarlıklar. Bu millet bunları unuttu mu? Suçlusu kim, AKP hükümetleri değil mi? Bunlar unutturulmak isteniyor. Bu şehitler bir günde verilmedi. Yalakalar, bedavacılar boyunlarını koyun gibi uzatmışlar AKP ile şölen altında eğlence peşindeler. Bu darbe girişiminde 210 şehit, 1500 yaralı verdik. Hiç olmazsa onlara saygı duyun. 30 Ağustosları yasaklıyorlar ama eğlenceye devam ediyorlar.
15 Temmuz kalkışmasını kim yaptı? Fethullah Gülen Cemaati değil mi? Onun yetiştirdiği utanmaz, vatan sevgisi olmayan cani cemaatçi subaylar değil mi? Bu subaylar okutulurken, terfi ettirilirken devlet neredeydi, hükümet neredeydi? 2 Şubat 2012 tarihinde AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, hükümetlerinin cemaat hakkında uyarılması üzerine, “Cemaat devlete sızmış diyorlar, buna kargalar bile güler” demedi mi? Ya Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ne istediler de vermedik” demedi mi? Hakan Şükür’ün nikahını Erdoğan, Gülen ile beraber kıymadı mı? Erdoğan katıldığı bir TV programında, “20 sene önce, 10 sene önce söylenseydi böyle düşünmezdim. 3-4 yıl öncesine kadar bile inanın böyle düşünmüyordum. Ne yazık ki ciddi manada yanılgıya düşmüşüz, Allah bizi affetsin” demedi mi? Allah’tan korkun, Allah’tan utanın da yıllarca ikazlara, ihtarlara rağmen eski Gen. Kur. Başkanı İlker Başbuğ’un uyarılarına rağmen, “Bunların alnı secdeye değiyor, bunlardan zarar gelmez” diyerek beraberliklerinizi yürüttünüz de Allah sizi affeder mi bilmem ama bu konulara biraz kafa yoranlar, Türkiye’yi uçurumun kenarına getirdiğinizi görenler ile şehit aileleri sizi affetmez. Yanılmışız demekle bu işten sıyrılamazsınız, eğer Türkiye gerçekten bir hukuk devletiyse.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı var, Melih Gökçek. Bir tarihte inciler döktürmüştü. Gülen’e methiyeler düzenliyordu. Ne demişti, “Hocamla başbakanımın arasını kim açmaya çalışıyorsa ya haindir, ya ajandır, en azından nefsine kapılan bir gafildir” Melih Gökçek, hain kim, ajan kim, gafil kim? Ankara’nın arazilerini Gülen Cemaatine parsel, parsel veren sen değil misin? Bülent Arınç bunları söylemedi mi? “Daha geniş açıklama yapacağım” dedi de, ağzına şap sürülünce susmadı mı? O Bülent Arınç ki, F. Gülen’e her daim methiyeler düzmedi mi? Şimdi de “Ahmakmışım” diyor. İşte bu ahmaklar ülkeyi yönetti ve Türkiye bugün içinden çıkılmaz bir girdabın içine girdi.
Ya bugünkü Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Antalya’da bir salonda yaptığı konuşmada, “Muhterem hoca efendimize sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum, Antalya’dan sonsuz selam olsun sizlere” demedi mi ve salondakilere Gülen’i alkışlatmadı mı?
Zamanın Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, F. Gülen’e yeşil pasaport çıkarttırıp ABD’ye yerleşmesini sağlamadı mı?
Bülent Arınç, “40 yıldır onu çok severiz” demedi mi? Gülen ile bir olup Ergenekon, Balyoz tertibi düzenleyerek sonrada “Türkiye bağırsaklarını temizliyor” demedi mi? Şimdi ise sizin bağırsaklarınızın temizlenme zamanı geldi.
Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Başımızın üzerinde yeriniz var” demiyor muydu? Erdoğan, Ergenekon’da, Balyoz’da vs. davalarda savcı olup Atatürkçü subayları zindanlarda çürütmediniz mi? 11 yıl bu ülkeyi beraber yönetip, bu yollarda beraber yürüyüp şarkılar söylemiştiniz. “Bu insanlar size hasret, gel artık bu hasret bitsin” diyordunuz.
Mecliste sizi ikaz eden rahmetli Kamer Genç’in üzerine AKP milletvekillerini yürütmediniz mi? Hepiniz F. Gülen’in müritleri olarak çalıştınız. Şimdi ise ‘bilmiyorduk, kandırıldık’ diyorsunuz. Bu sözlere sadece ve sadece koyunlar inanır. Sorumluluktan kurtulamazsınız.
Eğer savcılarımız, hükümetin savcısı değil de Cumhuriyetimizin savcılarıysa, yukarıda isimlerini yazdıklarım ve pek çok AKP’li yönetici hakkında takibat başlatmalıdır. Bunların her biri Gülen Cemaatinin mensubudur.