AKP iktidarı Türkiye’yi öyle bir hale getirdi ki ‘Milli irade’ boş lafta kaldı. Milli irade dedikleri, bir muktedirin iki dudağı arasında artık. AB ile ilişkilerden sorumlu Devlet Bakanı Volkan Bozkır, vize toplantısının ardından “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın direktifleri doğrultusunda nasıl bir tavır alacağımızı belirleyeceğiz” dedi. Bu ne demek oluyor? Artık başbakan yok, hükümet yok, meclis yok. Her şeye karar veren bir Cumhurbaşkanı var. Hükümette, parlamentoda artık hikaye. Bu durumda siz AKP’liler ‘Milli irade’yi hiç ağzınıza almayınız.
Millet iradesiyle anayasayı değiştireceklermiş. TBMM anayasa komisyonu varmış, yeni anayasa yazıyormuş. Yine boş laf. Bu komisyonun adı, R.T.Erdoğan’ın direktifleriyle hareket eden, tepeden inme anayasa tasdik kuruludur.
AKP iktidarı “TBMM milli iradenin tek temsilcisi” diyor da bu meclis buzdolabına konulmadı mı. Buzdolabına konulduğu için de saygınlığı kalmadı. Milletvekillerinin torba yasalarını çıkarmak için ellerini emme basma tulumba gibi indirip kaldırmadan başka görevleri var mı?
Atatürk, Kurtuluş Savaşı’nı saygın meclisi ile başardı. Her türlü tartışmayı yaşadılar ve kararlarını aldılar. Bugün meclis bir kişinin direktifleri ile hareket ediyor ve saygınlığı da kalmadı. Bir örnek vereyim.
TBMM’nin Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı komisyon toplantısına 4 defa çağırdığı halde Fidan lütfedip hiç birine gitmediği gibi, bundan sonraki çağrılara da uymayacağını açıklıyor. Kamu Güvenliği Müsteşarı Muhammed Dervişoğlu ve Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz de toplantılara tenezzül edip gitmemiş, yardımcılarını göndermişler.
İktidar partisi dilinden ‘Milli irade’ sözcüğünü hiç düşürmüyor da, hiçbir komisyon başkanı milletvekili veya vekiller, “Siz kendinizi ne zannediyorsunuz, siz kimsiniz ki TBMM’nin çağrısına uymuyorsunuz” diyemiyor.
Milli irade diyorlar da başbakan meclisten güvenoyu mu almadı, yolsuzluk önergesi ile yüce divana mı gönderildi, parti kongresinde genel başkanlığı mı kaybetti, kendi istifasını mı sundu da başbakanlıktan ayrılmak zorunda kaldı. Yoksa Reis’lerimi emretti de ayrılmak zorunda kaldı.
Milli irade diyorlar da neden Davutoğlu’nun görevine son verildi. Davutoğlu, “Ben seçimle geldim, beni millet getirdi millet götürür” diyebildi mi?
Milli irade diyorlar da, AKP delegeleri “Genel başkanımızı değiştirip değiştirmeyeceğimize biz karar veririz” diyebiliyorlar mı?
Milli irade diyorlar da, yeni genel başkanı ve başbakanı belirleme iradesi neden Reis’lerinde.
Milli irade diyorlar da, bütün iradelerini bir kişinin iradesine teslim eden, bundan da zerre kadar rahatsızlık duymayan bir AKP teşkilatı var.
TBMM denilince, AKP iktidarının anladığı tek şey, Reis’lerinin iki dudağı arasından çıkanın yerine getirilmesi için gerekli olan kurum olması. Milli irade dediğiniz artık hikaye. AKP milletvekilleri aklını, birikimini, iradesini Saray’a kiralamış durumda. Bu demokrasimiz içinde, insan onuru içinde utanılacak bir durum.