Milletvekili dokunulmazlık konusundaki Anayasa (AY) değişikliği görüşülürken, komisyonda çıkan kavgalar Taylant meclisini aratmadı. Bir devletin geleceğini belirleyen yer meclistir. Meclise seçilen insanlarda sıradan insan olmamalı. Kültürü yüksek, vicdanlı, ahlaklı, insanları seven, ülkesini seven, Türkiye ve dünyayı bilen, geleceği okuyan insan olmalıdır. Bu insanlarda yaptıkları her icraat ile o ülkenin insanlarına örnek olmalıdır.
Neden kavga ediyorsunuz? Neden birbirinize hakaret ediyorsunuz? Medeni insanlar kavga etmeden, hakaret etmeden fikirlerini söylemeleri, düşüncelerini açıklamaları gerekmez mi? Siz milletvekilleri, örnek insan olmanız gerekmez mi?
Türkiye’de kitlelerin ne kadar gerildiğini görmek, bu kavgada tamamen açığa çıkmıştır. Milletvekillerinin de her halde kendilerine örnek aldığı insanlar vardır. Örneğin başbakan danışmanının Soma’da, kömür ocağından yakınını kaybeden bir insanın protestosuna dayanamayıp yerde tekmelemesi gibi, yada başbakanın, başka bir protestocuyu büfeye sokup yumruklaması gibi veya gazete binasını basan, cam çerçevesini kapısını kıran insanlara mükafat olarak, kongrelerinde divan üyesi yapmak, sonrada bakanlık müsteşarı yapmak gibi mükafatlandırmalar yapılırsa, milletvekilleri de mükafatlanmak için kavga etmekten hiç çekinmezler.
AKP’nin, “Bütün dokunulmazlıkları kaldırıyoruz” sözü, bir siyasi makyajdan ibarettir. Bir tiyatro oyunudur. Halkı kandırmacadır. Asıl amacın HDP’li bazı milletvekillerini yargı önüne çıkarmak olduğu bellidir. HDP’de dokunulmazlığı kaldırılması gereken vekiller var, yargılanmalıdırlar da. AKP’nin de yeter milletvekili çoğunluğu var. Bu milletvekillerinin dosyalarını getir meclise, kaldır dokunulmazlıklarını, gitsinler adalet önünde hesap versinler.
Muhalefet yolsuzluk dosyalarını kastederek “Bütün dokunulmazlıklar kalksın” deyince, başbakan “Hodri meydan” diyerek, halen dokunulmazlık işlemi söz konusu olan dokunulmazlıkların kaldırılmasını önerdi. Sadece işlemdeki dosyalar yetmez. Bugünden sonrada kürsü dokunulmazlığı hariç tüm dokunulmazlıklar kaldırılmalıdır.
Başbakan, senin dokunulmazlığın kalkacak mı? “Ama bana dokunmayın” diyor.
Hani eski bakanlarınız vardı, Kur’anımızın ayetleriyle dalga geçen, “Bakara, makaradır” diyen. Çikolata kutusu içinde, elbise ceplerinde yeşil dolarların rüşvet olarak geldiği ve üçkağıtçı iş adamından 52 milyon dolarcık rüşvet alan, hediye 700 bin liralık saati koluna takan, ayrıca bu iş adamının önüne yatan bakanlarınızın da dokunulmazlığı kalkacak mı?
Bir içişleri bakanınız var, şehirler PKK tarafından silah deposu haline gelirken valilere talimat verip, “Sakın dokunmayın, göz yumun” diyen bu bakanın da dokunulmazlığı kalkacak mı? Cesur musun, mert misin, görelim senin başbakanlığını.
Başbakan, eğer dürüstsen, “Bu ülkede bundan sonra yolsuzluklar ve rüşvet olayları yaşanmayacak” diyebiliyorsan, bütün dosyaların kaldırılmasını sağlamanız lazım.
Başbakan, bunları gözün kesiyor mu? Yoksa “Ben her dosyayı kaldıramam, izin vermiyorlar, bende izinsiz görev yapamam” mı diyorsunuz.
Başbakan, bu dokunulmazlık dosyaları sizin dürüstlük imtihanınızdır. Makam için değil, devlet ve millet için hareket ediniz.