Karaman’da ENSAR vakfı yurdundaki 40 çocuğa cinsel taciz meydana çıkıp, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu’nun “Buna bir kere rastlanmış olması hizmetleri ile ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz” diyerek kuruma arka çıkması üzerine Kılıçdaroğlu, “Aile Bakanı Ensar Vakfının önüne yatıyor” deyince kıyamet koptu. AKP tarafından bir bardak suda fırtınalar koparıldı. Amaçları gündemi değiştirmektir.
“Birilerinin önüne yatmak” diye bizim Türkçemizde bir deyim var. Bunun anlamı “Sana kimse bir şey yapamaz, sana engel çıkarmak isteyenleri be bertaraf ederim” demektir. Konunun cinsiyetle hiçbir alakası yoktur.
17-25 Aralık yolsuzluk olayları meydana çıktığında dönemin İçileri Bakanı Muammer Güler, iş adamı Reza Zarrab’ın bir şikâyetinden sonra “Korkma Zarrab sana bir şey olmaz ben senin önüne yatarım” demişti. Bu ifadeyi siyaset sahnesine AKP’li bu bakan sokmuştu. Güler, Zarrab’ın önüne yattığı zaman “Ne diyorsun sen, nasıl bu adamın önüne yatarsın, böyle bir şey olur mu, çok çirkin bir laf rezalettir, kepazeliktir, sapıklıktır” diyen bir tek Allah’ın kulu AKP’li yetkili çıktı mı?
Bu ifade 2 yıl evvel Kılıçdaroğlu’na bir TV programında ne anlama geldiği sorulduğu zaman çok açık ve net ifade etmiştir. “Bir kişi veya kurumu korumak amacıyla elindeki imkânlarını kullanmak anlamını taşır. Güler bu sözü bu anlamda kullanmıştır” demişti. Saptırmamıştır, başka taraflara çekmemiştir. Ahlaksızca bir ifade olmadığını belirtmiştir. Çünkü dürüst ve karakterli adamdır Kılıçdaroğlu.
Bu ifadeyi Kılıçdaroğlu, Bakan Sema Ramazanoğlu’na söyleyince bütün AKP’liler, AK troller, troliçeler, yöneticiler hep bir ağızdan saldırıya geçtiler. Bu saldırıların bir tek amacı var. Taciz olayını perdelemek, konuşulmasının önlemek, başka şehirlerde de varsa araştırılmasına engel olmak. Olayı saptırmaktır. Yandaş “ENSAR” vakfını koruyup kollamak temize çıkarmaktır.
Bu olay “ENSAR” yurdunda bir günde meydana gelen bir olay değildir. Çünkü 40-45 çocuğun tacize uğradığından bahsediliyor. Bu çocuklar şikayet etmedi mi? Arkadaşlarına söylemedi mi? Ailelerine söylemedi mi. Hiç bir yöneticiye şikayet etmedi mi? Bu konu belki Milli Eğitim Müdürlüğüne, Emniyet Müdürlüğüne, Valiliğe kadar gitmiştir. Hatta Bakanlıklara kadar ulaşmışta olabilir. Ancak “ENSAR” vakfına zarar gelmemesi için üstü her defasında örtülmüş de olabilir.
“ENSAR” vakfının 10 binin üzerinde kaçak evi var. Ne kadar öğrenci barındırdığı belli değil. Karaman’da ki araştırmalarda bu taciz ve tecavüz olayı 5 yıldır sürdürüldüğü, Rize’de, Sinop’ta, Gümüşhane’de yaşandığı, Rize’de 2 “ENSAR” vakfı yöneticisinin cezalandırıldığı, tacizden hüküm giymiş 1/30 oranında maaşı kesilmiş, başka bir şehre tayin edilmiş öğretmen daha sonra “ENSAR” vakfında görev almış ve yönetici olduğu tespit edilmiştir.
Bakan hanım “buna bir defa rastlanmış olması” diyerek tecavüzü basitleştirmektedir. Vicdanın kanaması için daha kaç çocuk tacize uğrayacak? O çocukların ve ailelerin travmasını da hiç düşünmüyor.
Yetkililerin vicdanları her halde hiç sızlamıyor. Çocukların geleceği karartılmış. İşin odak noktasında çocuklar ve aileleri var ama Bakanın umurunda değil ki. Rezil bir ifade kullanıyor.
Aileden sorumlu bakanın gensorusu mecliste AKP’li vekiller tarafından ret ediliyor. Vekiller gensoru sonucu kuyruğa girip Bakanı tebrik ediyorlar. Bu tam bir aymazlıktır, rezalettir. AKP’nin ahlaka bakış açısıdır.
Bu olayda toplumdan da yeteri kadar tepki gelmedi. Bu çok vahim bir durumdur. Tecavüz de mi meşrulaştırılıyor. Bu toplumsal bir yaradır, çözülmelidir. Karaman’da ki olay çözülürse diğer şehirlerdeki de çözülür. Konu kişilere bağlanamaz. Genelleştirilerek araştırılmalıdır. Vicdanı olanlar bu işin peşini bırakmamalıdır.